Evet aşağıdaki resimlerle bizzat uğraştım. Beğenmek zorundasınızmış gibi yapın. Ve müzik seçemiyorum. Kafanıza göre bir şiğler dinliyiverin siz.
Da tabi bu demek değildir ki tokyo drift açarak okuyun. Bazen gaza gelmek için yazarken açtığım doğrudur. Neyseki konu bu değil.
A DUR MEDYAYA TOKYO DRİFT ŞARKISINI KOYACAĞIM.
Çabuk medyaya bakın. Hehehehheeh
Neyse geçin bölüme yeter.
Ve aralara yorum da atın okuyorum hepsini
Bir deee #kurbanolimoyver
İyi okumalarr
Kendimle neyin arasında kalırsam kendimi seçmem gerektiğini o evden kaçtığım yaşımda öğrenmiştim. Yaşam tüm yayları istediği yöne doğru gerdirir sizi tüm hedeflerinizden ayırıp düşüş anınızda oku en yamuk yola doğru fırlatırdı. Başkalarının ucunu törpüleyip hedefime ulaşmakta zorlanmamı sağlamasına izin vermedim
Tüm yaşamım boyunca dik durmam gerektiğini öğrendim. Oklarımın ucu kırılsa bile kendim sivrelttim. Yayı her zaman ben elime aldım. Tüm bunların yanında bir tarafım sürekli hedef olarak kendimi seçtiğimi söylüyordu. Hedef, elimde ok ve yay oldukça kendimdim. Ben öldürdükçe kendimde bir şeylerin yok olmasını, ölmesini sağlıyordum. Bunun yanında beni ben yapan da buydu. Bana güç veren de öldürme arzumdu, öldüren de.
Kulağımın var olan yalancı demirlerinin hepsini paslandırdığına emin olduğum alarm sesleri hala devam ediyordu. Gölgelerin binasındaydım. İçeri sızan arabalar yaralı bir şekilde buraya taşınan adamın peşinden gelmişti. Topraklar binasının altında hastaneden hallice bir yer olduğunu öğrenmiştim.
Zemin kattaki asansöre binmemle çoğu kata farklı bir kartla gidildiğini gördüm.
Çoğu kişinin alt kata çağırıldığını görünce kartımı basıp eksi iki düğmesine bastım. Asansör kapısı açılırken bu kattan alarm sesi daha da yüksek geliyordu. Etrafta tabandan nükseden kırmızı ışıklar hüküm sürerken yirmiye yakın kişi koridorun sonunu korumakla görevlendirildiğini ellerindeki silahlarla belli ediyorlardı. Hızla adımlarla ilerleyip kartımı gösterip koridorun sonundaki köşeden döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİP (+18)
AcciónTüm saflarda bir eksiğin olduğu bir savaşta diğer tarafın eksiğini ne kadar sarabilirse o kadar sarıyordu bu yabancı düşmanlık. Tüm denk gelişlerin nakış gibi işlenmesi ne kadar akıl kârıydı ki; Asıl katil iğnelerden korkarken? Tüm yüzlerin üzerine...