O gün sinema odasına döndüklerinde Hope, Josie'nin yanına oturmaya karar verdi. Kanepede bolca yer olmasına rağmen birbirlerine yapışıklardı. Josie bütün geceyi tüm bunların ne anlama geldiğini merak ederek geçirdi.
Hope gerçekten onu sanat odasında öpecek miydi yoksa her şeyi hayal mi etmişti?
Hope'un gecenin geri kalanında sergilediği davranışları, Josie'yi istiyormuş gibi görünmesini sağladı.
Kanepede birbirlerine yapışarak oturmaları, bakışları... Gecenin sonunda paylaştıkları sarılma bile arkadaşça olamayacak kadar uzun görünüyordu.
Hope son misafiriyle vedalaştıktan sonra Roman ile oturma odasına gittiler. Hope kendini yüz üstü kanepeye bıraktı.
Roman, ani ruh hali değişikliğiyle biraz kafası karışmış bir şekilde kaşlarını çatarak onu izliyordu. Hope kanepede yüz üstü olduğundan sesi boğuk çıktı tam olarak duyulmayan bir şey mırıldandı.
"Ne dedin?"
"Lizzie ve Penelope'den nefret ediyorum." Hope, başını kanepede yattığı yerden kaldırdıktan sonra devam etti. "Mükemmel anı mahvettiler!"
Roman kahkaha attı. "Ne oldu?"
Hope kanepeye oturdu. "Josie'nin peşine düştüm çünkü sinema odasından fırladığında beni endişelendirdi. Onu yatak odamın yanındaki banyoda buldum ve oraya ağlamaya gittiğinden oldukça eminim. Gerçekten emin olamadığım tek şey neden ağladığıydı. Ona sarıldım ve ne olduğunu sordum ama bana cevap vermedi. Aşağıya inmedi bu yüzden sanat odama gittik. Olaylar birbiri ardına yaşandı ve kısa süre sonra dans etmeye başladık. Sanat odanın ortasında, lanet olası bir Ed Sheeran şarkısında! Onu öpmek üzereydim onun için sorun olmadığına %90'dan fazla eminim ama sonra kız kardeşi ve Penelope her şeyi mahvetti!"
"Dur tahmin edeyim, ikiniz de olmamış gibi davrandınız?" Roman, Hope'un yanına oturarak konuştu.
"Öyle olmaması için uğraştım. Yanına oturdum, hatta biraz fazla yakına. Flört etmeye falan çalıştım ama bilmiyorum. Bu konuda çok kötüyüm. Bu yüzden onu doğrudan öpmeyi düşünmüştüm en iyi seçeneğimdi."
"Ona nasıl hissettiğini söylemeye ne dersin?"
Hope arkadaşına baktı. "Bunda da kötüyüm! Korkunç tavsiyeler veriyorsun."
*
"Neden buradayız?" Lizzie mağazaya bakarken sordu.
"Hope için bir Noel hediyesi arıyorum." Josie, yüzünde küçük bir konsantrasyonla cevap verdi.
"Tamam. İkinci soru, tam olarak ne arıyoruz?"
Josie iç çekti. "Hiçbir fikrim yok. Sanırım resimle ilgili bir şey."
Böylece on beş dakika boyunca mağazanın boyama alanına baktılar. Josie bir çok şey görüyordu ve bu onu biraz şaşırttı. Boya, şövale, tuval, fırçalar... Çok farklı şeyler. Ressamların tüm bunlara gerçekten ihtiyacı var mıydı? Josie, arkasından tatlı bir ses konuşurken pes etmek üzereydi.
"Merhaba, benim adım Jed. Size yardımcı olabilir miyim?"
Josie hızla çocukla yüz yüze gelmek için arkasını döndü. Ondan biraz daha uzun, kahverengi gözleri, siyah saçları, hoş bir gülümsemesi vardı. Josie onun bakışları altında kızardığını hissetti ve ona biraz utangaç bir şekilde gülümsedi.
"Merhaba, uh, evet, bence yardım edebilirsin. Bir Noel hediyesi arıyorum. Kı- Arkadaşım bir ressam ve ona özel bir şey vermek istiyorum."
Jed başını sallarken gülümsüyordu. "Bir ressam... Sanırım sizi memnun edecek bir şey önerebilirim."
![](https://img.wattpad.com/cover/276869399-288-k244420.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Randevum Var! (Tek sorun sahte olması) Hosie (GirlxGirl)
General FictionLandon, Hope ile ayrıldıktan sonra, Hope'un kalbi ve gururu derinden yaralanır. Bu nedenle Hope'un en iyi arkadaşı, Landon'ı kıskandırmak ve ne kaybettiğini göstermek için bir plan yapar.