başlangıç

147 17 56
                                    

Hep bir başlama tarihi almak istemişimdir O(∩_∩)O

NOT: Yıl 1728, GüneyKore , Kim Hanedanlığı...

Babamın aşağıdan ismimi seslenmesiyle gözlerimi açtım. Odamın camı biraz aralıktı bu yüzden perde hafif hafif dalgalanıyordu. Boşluklardan güneş ışığının odaya dalmasına izin veriyordu.

Yatakta doğrulduktan sonra ayaklarımı aşağı sarkıttım ve terliklerimi aradım, bulur bulmaz ayaklandım ve işlerimi halletmek üzere lavaboya girdim. 

Üzerimi değiştirmiş, her zamanki parfümümü sıkmış aşağı kahvaltı yapmaya iniyordum ki merdivende babam ile karşılaştım. Bir anlığına göz göze geldik. Bana en sıcak gülümsemesini sunmuştu.

"Ah günaydın kızım ben de uyandın mı diye kontrol etmeye gelecektim seni."

"Uyandım baba, merak etme. Ben çok acıktım. Neler hazırlandın merak ediyorum."

"Sanki yiyorsun yediğin iki lokma neyse burada dikilmeyelim. Haydi aşağı in bakalım, ben de geliyorum."

"Tamaaam."

Aşağı iner inmez yaptığım ilk şey mutfağa koşmak oldu. Arkadan babamın gülme seslerini duyabiliyordum. Gerçekten iyi bir ilişkimiz vardı. Annem öldükten sonra iyice birbirimize bağlanmıştık.

 Eskiden hep bana kitap okurdu hala onun okumasını çok sevsem de, bana artık büyüdüğümü ve kendim okumam gerektiğini söylüyor. Sadece ben mutsuzken okuyabilirmiş, gerçi ben ona da razıyım

Babamın da gelmesiyle çınar ağacından yapılma eski masamıza oturduk. Gerçekten becerikli bir adamdı babam, sofra rengarenk gözüküyordu. Hep meyveler ve kahvaltılık sebzeler vardı. 

Kahvaltı yaparken genelde sohbet etmeyi severdik lakin bugün babam bile biraz geç kalkmıştı ve dükkanı erkenden açmamız gerekiyordu. Bu yüzden kahvaltımızı hızlıca edip evden çıkıp kuş sesleri ve insanlarla kaplı sokakta ilerlemeye başladık.

Çiçek dükkanımız eve çok yakındı. Hatta o kadar yakındı ki ben balkona çıkıp el salladığımda babam sol taraftan beni görebilirdi. 

Sokak tamamen kaldırımdan yapılma bir sokaktı.

Dükkanın önüne geldiğimizde hemen içeri girdik. Çiçeklerin neredeyse hepsinin yerini güzelce temizledikten sonra yerleştirmeye başladım. 

Bazı çiçekler gün ışığı fazla sevmez bu yüzden onları sadece akşam güneş batmadan önce dışarı koyardım. Ben artık bir çıraktan fazlasıydım. Gerçekten her şeyi öğrenmiştim çiçekler ve bakımları konusunda. 

Hemen dükkanın önünü süpürdüm ve büyük vazoları dışarı çıkardım. Babamda bu sırada kasayla ve yeni gelecek olan ürünlerin listesi ile ilgileniyordu. 

Gerçekten güzel bir hayatım vardı. Umarım hep öyle olur.

*

Taehyung;

Ailemle beraber güzel bir kahvaltı sofrasında birlikteydim. Babam her zamanki gibi ne zaman kral olacağımı ve evleneceğimi soruyordu hayaller kurarak/anlatarak annem ise sağlığımı ve sevdiğim biri olup olmadığını kurcalıyordu. Alışmıştım artık bu duruma çünkü son 8 aydır bu durum vardı.

 9 ay önce olsa annem çok küçük olduğumu söyler ve evlenmemem gerektiğini savunurdu.

Gerçekten benden sıkılmış olmalılar diye geçirdim içimden.

"Nasıl öyle bir şey diyebilirsin oğlum biz senden neden sıkılalım."

"Evet, biz senden niye sıkılalım."

Ne, ben onu dışımdan mı dedim ?! jfhksjhgfsjk neyse çok kötü bir şey değildi sonuçta.

"Beni yanlış anladınız, ben sizlere dememiştim kral ve kraliçem(uydurmama challenge) lakin sarayda kalmaktan biraz bunaldım ve tekrardan dışarı çıkmak istiyorum."

"Yanına yardımcılarını alırsan neden olmasın. Sivil giyinin."

"Teşekkürler baba, o zaman ilk ben ayrılıyorum. Afiyet olsun majesteleri..."

Sonunda izin alabilmiştim, birkaç hafta önce yaşanan suikastlar, hırsızlık olayları vs. nedeniyle saraydan dışarı adım atmam yasaklanmıştı. Gerçekten mutluyum şuan ne kadar babamın izin vermesine şaşırsam da hemen dışarı çıkmak istiyorum.

Annem hiçbir şey diyememişti bile... neyse beni bozmaz amacıma ulaştım sonunda.

Zaman atlama

Sonunda hazırlanmış bıçak ve kılıçlarımızı saklamıştık kıyafetlerimize. 

Yanıma en yakın arkadaşım ve aynı zamanda özel korumam Seungmin'i de almıştım. Onunla gerçekten yakındık, hatta o kadar yakındık ki bütün sırlarımızı bilirdik, dertlerimizi ilk birbirimize anlatırdık. Ailemin bile bilmediği sırlarımı biliyordu msdfnsdfmds tamam bu biraz garip gelebilir fakat bu aileme güvenmediğimden dolayı değil, Seungminle gerçekten çok yakındık hala da öyleyiz ve öyle de kalacağız...

Atlarımızla beraber dışarı çıkmış sokaklarda geziyorduk, ve bir kaç dükkanda durup onlara yardım amacıyla para zarflarından bırakıyorduk. Birkaç esnaf benim prens olduğumu biliyordu daha önce de gelmiştim çünkü buraya.

En sonunda en geniş sokağa gelmiştik, burada atlarımızı bıraktık ve yürümeye karar verdik çünkü çok fazla güzel dükkan vardı ve sürekli ata binip inmek zor olacaktı.

Tüm gün aralıksız sokaklarda dolaşıp etrafı gezdiğimiz için yorulmuştum, bunu fark eden Seungmin beni bir dükkana doğru yönlendirmişti.

Kafe yerine çiçek dükkanına gelmiştik. Gerçekten güzel bir yere benziyordu, her yer çiçeklerle kaplıydı hatta tavanın bir kısmında "hedera helix" yani sarmaşıklar vardı.

"Neden buraya geldik ?"

"Burası bir tanıdığıma ait efend- Taehyung.."                                                                                                Bana adımla seslenmeme si gerekiyordu ona attığım bakışlar sonucunda hemen anlamış ve düzeltmişti kendini.

"Ve şey burada daha rahat dinlenebilirsiniz, dükkan sahipleri çok sıcak kanlı insanlardır. Ayrıca beğendiğiniz bir çiçek olursa en güzel kokulu ve taze olanlar burada bulunmakta, sevdiklerinize alabilirsiniz."

"Hem annenizin doğum günü yaklaşıyor buradan daha iyisini bulamazsınız çiçek konusunda."

"Öyle olsun bakalım önce biraz dinlenelim ve sohbet edelim sonra bakarız çiçek konusuna."

*

*

*

*

*

             Evvetttttt bu ilk bölümdü ve oldukça düz geçti ama daha heyecanlı ve güzel bölümler gelecek bu sadece başlangıç olmuş oldu. Umarım beğenmişsinizdir. Uzun yazmaya çalıştım yine de kısa olmuş gibi hissediyorum. Nasıl yapmam gerektiğini etrafımdakilerin önerileri ile geliştireceğim.

şimdilik bu kadar bye byeeee

ÇİÇEKÇİ VE PRENS / KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin