nefes alamıyorum

53 11 21
                                    

"Tamam o zaman, Bayan Jung Prensesin dediğini duydunuz, lütfen elinizdeki kumaşları ve gereken malzemeleri buraya getirin. Prensese elbiseyi ben seçmek istiyorum."

Ben demin onu reddetmiştim. Yoksa.. Prens sağır mıı? Salak salak düşüncelere kapılma yine Hana, prens nasıl sağır olsun. Sende haklısın ama ne yapayım. Ne mi yapacaksın, beynini kullan. Sen zaten benim iç sesim değil misin ? Öyleysem benim dediğimi dinle adam hala sana bakıyor. Haklısın da ne yapmalıyım. Konuşmaya başla ve reddettiğin için özür dile, en azından çalış...

İç sesimle olan istişareden sonra bir kaç saniyedir gözlerine baktığım adam Jung teyzeme seslendikten sonra adımlarını adamalarına doğru çevirip ilerlemeye başladı ve onlarla konuşmaya başladı.

Bende hemen arkama dönüp kızlara beni kurtarmadıkları ve üstüne rezil olmamı sağladıkları için sert bir bakış attım.

Bundan hiç rahatsız olmuşa benzemiyorlardı. Benden daha da heyecanlılardı çünkü prensi yüz yüze bu kadar yakından ilk defa görüyorlardı. Eh haklılar biraz ama bana bunu yapmayacaklardı. En azından şimdi yardım etmek zorundalar.

"Ne yapacağım ben ?" 

Diye sormuştum, cevabını almam uzun sürmedi.

"Güzel bir gün geçireceksin hadi yallah kkkk"

Dedi Eunji. Haha ne güzel 

"gozol bor gon goçorocokson" 

"Çok sağol ya, aşırı yardımcı oldun." dedim ve ardından prens Taehyung konuştu. Niye hep bana oluyor bunlar ki

"Hangi konuda yardımcı oldu bu hanım efendi."

Buda meraklı melahat çıktı varya. Elin prensi (inş çarpılmam)

 Acaba bunları sormasının bir nedeni var mı noluyor burada. Buraya geldiğimden beri askerlerine hiç bakmamıştım. Seungmin abi eğer onun özel koruması ise oda burada olmak zorunda değil mi. 

Kızlardan bir yardım alamayacağımı kesin olarak anlamıştım, prense de hala cevap vermediğim aklıma geldi. Düşün Hana düşün sen boşuna mı kasabadaki tüm dedikodulara hakimsin ve herkesi bir şekilde beladan kurtarıyorsun. 

"Majesteleri."

"Efendim Prenses. Bir şey mi istemiştiniz ?"

"U-uh ha-hayır. Ben sade-"

"Saedece ne ?"

Ben neden kekeliyorum. Bu adamın bende etkisinin büyük olduğu kesin ama ben diyeceklerimi de unuttum. Bırak konuşup iletişime geçmeyi ağzımı dahi açamıyordum. Gözlerini bir kez bile benimkilerden ayırmamıştı biraz sorgulayıcı biraz şaşkın bakıyordu ama kesinlikle ciddi bir yüz ifadesi vardı.

Acaba bayılma numarası mı yapsam diye geçirmedim değil içimden çünkü bu durumdan kurtulmak istiyordum ama bu utanç verici o yüzden arka planda kalmalı çok gerekirse uygulayabilirim diye geçirdim içimden.

Tanrıya şükür Jung teyze beni elimden tutup bir yere sürüklemeye başlamıştı. Çok mutlu olmuştum diğer herkesinde bizimle geldiğini gördüğüm o an işte oyun yeni başlıyor..

3 saat sonra

Jung teyze beni yine arkaya kabine alıp bir şeyler giymeme yardım ediyordu. En başında giydirdiği korse yüzünden nefes almakta zorlanmaya başlamıştım ama belli etmiyordum birazdan bitecek umuduyla.

Artık ne heyecanlıydım ne de tedirgin. Prens ne derse ona göre bir şeyle girmek için tekrardan arkaya geçiyorduk. Eunji hariç diğer kızlar evlerine gitmek zorunda kalmışlardı gerçi en yakın arkadaşımda oydu. 

15 dk sonra tekrardan diğerlerinin yanına gittik ve üzerimdekini incelemeye başladı prens ve Seungmin abimle yorumluyordu. Arada Eunjiye de fikirlerini soruyordu. 

Beni tekrar içeriye götürecekleri sırada yorulduğumu söyledim. Artık gerçekten nefes alamamaya başlamıştım. Saatler öncesinden bayılma planı yaparken artık bayılacağımı değil öleceğimi düşünüyordum gerçek anlamda. Prensle bir an göz göze geldik. Hafif endişeli bir hal almaya başlamıştı yüzü sadece onun değil herkes bana endişeli bir şekilde bakmaya başlamışlardı. Görmem engellenmişti sanki. Nefes almakta artık son raddelere geliyordum ki en son birinin ismimi seslendiği duydum..

"Hana..."

*

*

*

*

*

*

*

*

Ney yaptığım konusunda en ufak bir fikrim bile yok. Umarım beğenmişsinizdir. Uzatmicam.

görüşmek üzere baiiii bir sonraki bölümde görüşürüz

ÇİÇEKÇİ VE PRENS / KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin