ben seçmek istiyorum

45 11 14
                                    

Sözlerim bitmişti ama kızlar hala bir bana birde arkama bakıyorlardı. Ne olduğunu anlayamamıştım... taaki arkamdan o tanıdık derin ses gelene kadar.

İşte şimdi sıçtım.

"Çiçeklerin sultanı prenses Hana ha ?"

Prens Taehyung biraz önce burada arkamda, ben prenses rolü oynarken beni izliyor ve dinliyordu. 

Ahh kim bilir ne kadarını duydu. Salak Hana, Salak Hana. Beyin fışkırıyor benden, ne olursa olsun dahice planlarla (tamamen ironi srgftrgfdh) kendimi rezil etmeyi başarıyorum.

Yüzümün domatesten farksız olduğuna yemin edebilirim şuan. O kadar utandım ki off. Kim ne diye kendine prenses der ki.

Utançtan arkamı dönmeyi bırak hareket bile edemiyordum. Hala Jung teyzeme selam verdikten sonra ayağa kalkmış halimle kızlara ve ve Jung teyze tarafına dönük duruyordum.

Ama daha fazla böyle kalamazdım çünkü saygısızlık olurdu. Ne yapacağım ben. Arkamı dönmeye bile cesaretim yokken ona bir açıklama da yapacağım, zorundayım. 

Kızlara kaş göz hareketi yapıp beni kurtarmalarını istedim ama benim güzel mi güzel canım arkadaşlarım! beni rezil olurken izlemeyi tercih etti. Soran olsa patlamış mısır bile isteyeceklerdi. Bunların hepsi yalnızca 2 saniye içerisinde gerçekleşmişti.

Benim bunun hesabını daha sonra ödeteceğim kesindi lakin şuanda hesap vermesi gereken kişi bendim.

Utanmaktan domatesleri bile kıskandıracak kadar kızaran yanaklarım resmen alev almıştı. Yüzümün gözükmemesi umuduyla kafamı önüme eğerek arkamı döndüm. Dönmemle birlikte bir çift bembeyaz çizmeyle beraber bir kaç tane siyah bot görmem bir oldu. Beyaz çizmeler ona ait olmak zorundaydı ve tam olarak 5 adım önümde duruyordu.

Selam veriyormuş gibi durmak adına kafamı hiç kaldırmadan eğilmiştim ve kekelemeyeceğimden emin olduktan sonra konuşmaya başlayacaktım.

En azından ben öyle hayal etmiştim. Tam konuşacakken tekrardan söze girmesiyle utancım kat ve kat artmıştı. Çünkü dediği şeyler biraz ımm şey gibiydi. (yazar ne deniliyor buna bulamadı)

"Prenses Han- ahh pardon çiçeklerin sultanı prenses Hana, acaba bugün size eşlik edebilir miyim majesteleri ?"

Deyip bana 3 adım daha yaklaşmıştı. Artık kıyafetlerini de görüş alanıma sokmuştu gerçekten güzel giyiniyordu. AMA KONUMUZ BU DEĞİLL. DEMİN BANA NE DEDİ O.

Ne yapacağım ben.. Evet mi desem yada kızlara mı sorsam hayır kızlarla işim olduğunu söyleyip reddetsem ama bu kabalık olur. Gerçi kızlar dizi izler gibi bize odaklanmışlardı, onlarla konuşmaya çalışsam fark edeceklerini sanmıyorum ki fark etseler bile cevap vermezler.

 Jung teyze ise prensi bekliyormuşçasına hiç şaşırmadan içeri gitmişti. 

Gerçekten bugün yaptıklarımdan ölmezsem gidip tüm evlere yemek götüreceğim, bütün sokak hayvanlarını besleyeceğim.

Kafam hala aşağı eğik duruyordu. Daha fazla prensi bekletmek istemedim ve net bir açıklama yapmak için düşündüklerimi aklımda toparlayarak cevap verdim.

"Majesteleri demin duyduklarınız yalnızca bir oyundu, asla bir prenses olduğumu iddia edemem. Sizin teklifinizi kabul etmek isterdim ancak siz ülkenin yeni kralı olacaksınız ben ise yalnızca çiçek dükkanı olan biri, nasıl sizinle aynı ortamda durabilirim ki. Affınıza sığınarak teklifinizi reddedeceğim."

Sanırım doğru olanı yapmıştım.

Artık ilk andaki gibi utanmıyordum ama yine de tedirgindim acaba yanlış karar mı verdim.

En sonunda kafamı kaldırmış ve yüzünde gözlerimi gezdirmiştim.

Bir şey düşünüyormuş gibi duruyordu. Kaşları hafif çatık, işaret parmağı çenesinin üstündeyken başparmağını da altına destek olarak koymuştu.

Gerçekten ne düşündüğünü merak etmiştim. 

Tekrardan söze girmesi bana bugünkü bininci şokumu yaşatmıştı.

"Tamam o zaman, Bayan Jung Prensesin dediğini duydunuz, lütfen elinizdeki kumaşları ve gereken malzemeleri buraya getirin. Prensese elbiseyi ben seçmek istiyorum."

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

        dırırırırımmmm aslında bu bölüm oldukça kısa oldu çünkü yarın okulum var ve saat 12.15 tam olarak, uyumam lazım. yarın cuma sonra hafta sonu geliyor uzun uzun bölüm yazmayı planlıyorum belkide 2 bölüm olur her neyse umarım beğenmişsinizdir... baaiiiii

ÇİÇEKÇİ VE PRENS / KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin