kırk sekizinci bölüm

24.2K 2.1K 3.5K
                                    

"Bir daha böyle bir şey yapma lütfen."

Dakikalardır sevgilisinin kucağında sessizce oturan Jungkook kafasını onaylar anlamda sallarken Taehyung'un elini tutuşuna karşılık verdi. Onu gelip arka sokağında oturduğu marketten aldığında ve arabaya bindirdiğinde siniri henüz geçmemişti. Şimdi beraber arabanın ön koltuğuna oturmuş, Taehyung'un onun için aldığı çikolatalı muffinleri yiyordu.

Kendini tutamayıp onu üzdüğünü düşünüyordu. Bu hayatta en son isteyeceği şey buydu. Taehyung'u kırmak ve böyle bir anıya sahip olmak istemiyordu. Bu yüzden de mutsuzdu.

Yerinde rahatsızca kıpırdandı. Taehyung kollarını onun beline sarıp yüzünü omzuna saklayarak kokusunu içine çekti. Jungkook evden çıkıp gittiğinde büyük bir kavga edeceklerini düşünmüş olması onu oldukça korkutmuştu. Ayrılığı düşündüğü her saniye kafayı yiyecek gibi hissediyordu.

Jungkook'u asla bırakmazdı. Bu onun için nefes almamak gibi bir şeydi.

"Üzgünüm." dedi kucağındaki çocuk sessizce. Elindeki muffini ısırmayı bırakmış, dalgın bakışlarını yere indirmişti. Taehyung onun yanağına sıcak bir öpücük kondurdu. "Üzgün olmanı istemiyorum. Sorun değil, unutalım."

"Ani tepkiler verdim. Sana öyle davranmak istememiştim."

"Bebeğim, önemli değil." Jungkook kafasını çevirdiğinde dudağının kenarındaki kek kırıntılarını fark eden Taehyung gülümseyerek parmağıyla onları sildi.

Onun yanında olduğu sürece hiçbir şeyin önemi yoktu. Belki de Jungkook haklıydı. Yine de tüm bunları bir kenara bırakmak istiyordu. Günler sonra hiçbir şeyin önemi kalmayacaktı zaten.

Yalnızca Jungkook olacaktı yanında. Özgür bir haya yaşayacaklardı. Bu dünyada geçirdikleri onca sene boyunca alamadıkları nefesleri alabileceklerdi.

Kucağında oturan çocuğun elinden muffini alan Taehyung, onun için etrafındaki kağıdı soydu. "Ye bakalım." Ağzına doğru uzattığında çocuk bir ısırık aldı. Gülümseyerek onun küçük dudaklarını izledi.

Diğerleri muhtemelen ondan bir haber bekliyordu. Hâlâ Jungkook'a ulaşamamış olduğunu düşünebilirlerdi. Taehyung onları endişelendirmemek için telefonunu çıkarıp kısa bir mesaj yazdı gruba. Ardından yeniden sevgilisine odaklandı.

"Sen de ye." dedi Jungkook ona bir muffin uzatırken kafasını hafifçe yana eğdi. Sevgilisi de onun bu güzel bakışlarına dayanamayıp fazla sevmese de çocuğun elinden aldığı çikolatalı keki ısırdı.

İkisi beraber sessizce sıcak arabanın içinde oturmaya devam ettiler. Dakikalar sonra Jungkook aklına gelen şeyle kafasını Taehyung'a çevirdi.

"Bana hiç Jennie'den bahsetmedin. Günlüğüne yazdıklarından sonra onu hep merak ettim."

Böyle bir konuşma beklemeyen çocuk birkaç saniye sessiz kaldı. Genç kızın adının geçmesi bile onu eski anılarını düşünmeye itiyordu. Yine de yanında Jungkook varken söyleyeceği ya da yapacağı hiçbir şeyden korkmuyordu.

Jungkook haddini aştığını düşünüp "Üzgünüm." dedi sessizce. Bugün onu kaçıncı kez üzdüğünü bilmiyordu artık. Birisi gelip ona ölen arkadaşı hakkında soru sorsa çok öfkelenirdi büyük ihtimalle.

"Aptal." diye mırıldandı Taehyung. Elleriyle çocuğun beyaz tenine dökülen saçlarını çekti ve gülümsedi. "Aptalsın. Niye sürekli üzgünüm diyorsun? Üzülseydim eğer sana bu konuyu açmamanı söylerdim."

"Yani... Üzülmedin mi?"

"Hayır, üzülmem. Jennie eğer kurtulacağını düşünerek bunu yaptıysa ona saygım var. Çünkü bir insan ölümü tercih ediyorsa şayet arkasında bırakacaklarından korkmuyor demektir."

tiktoker ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin