otuz birinci bölüm

29.9K 3K 2.2K
                                    

"Baban neden senin gibi bir oğlu olduğu için üzülüyor ki Jeongguk. Şu sıkı kalçalarına bak."

"Bırak beni!" diyerek karşısındaki adamdan kurtulmaya çalışan küçük çocuk gözlerinden düşen yaşlara engel olamıyordu. Kuzeninin ona dokunmasını istemiyordu ki. O sadece oyun oynamak için gelmişti. Zaten abisinden de zor izin almıştı.

"Çırpınıp durma."

"Bırak dedim. Seni abime söyleyeceğim. Dokunmanı istemiyorum."

"İyi hissettirmiyor mu?"

Diğer elini de küçük çocuğun ağzına bastırdığında Jungkook konuşmayı geç, nefes almakta bile zorlandı. Ayaklarını sallayıp ona tekme atmaya çalışarak ellerini engellemeye çalıştı.

Özel bölgelerine kimse dokunmamalıydı. Daha erken yaşta bunu öğretmişlerdi. Ama şimdi kuzeni izinsiz dokunuyor ve kötü kötü konuşuyordu. Jungkook kendini çok kötü hissediyordu.

"Kızlardan bin kat güzelsin."

Hıçkırarak ağlayan çocuk artık bedeninde güç kalmadığı için direnmeyi kesti. Kuzeni ona dilediği kadar, dilediği şekilde dokundu. Ardından hiçbir şey olmamış gibi banyoya girdi ve yatağa uzanmış, ağlayan çocuk o gittikten sonra bile korkudan sesini çıkartamadı.

Ağzının üzerinde hâlâ bir el varmış gibi baskı hissediyordu sanki. Konuşamıyor, nefes alamıyordu.

Bacaklarını karnına çeken Jungkook ağlayabildiği kadar ağladı orda. Kendine gelip yürüyerek eve döndüğünde ise kimseye bir şeyden bahsedemedi.

Annesi ve babası ona inanmazlardı zaten. Belki abisine söylerse o bir şeyler yapardı kardeşi için. Ama Jungkook ona da söyleyemedi. Abisinin sınav haftasıydı ve babası da ona ekstra işler vererek yeterince zorluyordu onu.

Aynı sebepten dolayı Jeongguk birkaç hafta oraya gitmek zorunda kaldı. Aynı şeyler yaşandı, midesi bulandığı için yemek yemekte zorlanıp iyice zayıfladı ve daha da güçsüz düştü. Kimse hiçbir şeyi anlayamadı.

Ancak aylar sonra abisi ona sarılırken korkup ağlamaya başladığında açığa çıktı her şey. Doktora götürülüp testler yapıldığını hatırlıyordu çocuk. Abisinin ne kadar suçlu hissettiğini de... Ama Jungkook hiçbir zaman onu suçlamadı. Çünkü o kötü bir şey yapmamıştı ki.

Abisinin tek yaptığı ona iyi bir örnek olmak, yanlış ile doğru ayırt etmeyi öğretmekti. Başarmıştı da.

İntihar edeceği gün arayıp Jimin'e kardeşini emanet eden Namjoon o günden sonra kimsenin kardeşine dokunmamasını sağlamıştı.

Bugüne kadar.

"Geçti, geçti Jeongguk. Nefes alır mısın? Lütfen..."

Kasılıp duran midem ve dönen başım yüzünden yanaklarımda duran elleri zar zor hissettim.

Nefes alamıyordum.

"Lütfen... Lütfen Jungkook. Şştt, bana bak."

Gözlerimden akan yaşları silen parmaklar hiç durmadan tenimi okşadı. Onu itmek istedim. Çünkü midem bulanıyordu. Çünkü o da az önce bana dokunmak isteyip izin vermediğimde döven çocuklar gibi biri olabilirdi.

"Eminim ki çok güzel bir sürtük olursun Jeon. Baban da tam bu yüzden senden nefret ediyor."

Hayır, benim babam böyle düşünmezdi.

tiktoker ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin