Kucak

657 12 2
                                    

Selam. Açıklamayı sona sakladım. Multide Masal var.^^
>>Şarkı Önerisi:Olly Murs ft. Demi Lovato-Up
İyi okumalar herkese:*

Karşımda sinirden kızaran bir Aren olmasına rağmen şaşkınlığımı gizleyemeyerek konuştum,
"Ne yani,siz gerçekten kuzen misiniz?"
Bana homurdanarak cevap vermesi pek uzun sürmemişti.
"Evet. Ama sadece üvey. Hem bunda o kadar şaşırılacak bir şey yok. Alt tarafı kuzeniz. Buğra'yla Gizem gibi."
Aslında bu gayet şaşırılacak bir şeydi! Berk gibi kibar,centilmen bir çocuğun kuzeni;böyle odun,gerzek ve sinir bozucu bir çocuk olamazdı. Şey,yani üvey kuzeni.
"Ee,okulların açılmasına az kaldı. Bir şeyler yapabiliriz."
Berk ortamın sessizleştiğini farkettiği için konuyu değiştirme çabalarındaydı. Gizem'se başını sallayarak Berk'i onayladı.
"Olur. Bizim bir planımız yok,değil mi Masal?"
Onlara uymaya karar verdim.
"Tabi,olur. Yarın boşuz,birlikte bir şeyler yapabiliriz."
Buğra parlak bir fikir bulmuş olacak ki araya daldı.
"Durun durun,en iyisi bir İstanbul gezisi yapmak. Hem Berk,Derin ve Aren İzmir'den geldiği için buraları pek bilmiyorlar. Onları Sultanahmet'te falan gezdirebiliriz!"
Gerçekten de parlak bir fikirmiş.
"Aa,neden olmasın! Hem okulların açılmasına birkaç gün kaldı, hem de İstanbul'u daha önce pek gezmedim. Gidelim bence. Siz ne diyorsunuz?" Derin onay bekleyerek Berk'e ve Aren'e çevirdi kafasını.
Berk de onay verince,Aren de kabul etti.
Sonuç olarak,yarın hep beraber İstanbul'u keşfe çıkıyoruuz!

***
"Hadi ben hazırım,çocukları aradım sitenin çıkışında buluşuyoruz."
"Tamam,ben de geliyorum 5 dakikaya Gizem." Telefonu kapatıp
çantamı son kez kontrol ettim. Telefonum,kulaklığım,şarjım,cüzdanım... Hepsi tamam. Aaa,güneş gözlüğüm! Onu unuttum. Çekmecemden güneş gözlüğümü de alıp çantaya attım. Kendimi aynada inceledikten sonra ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Asansörü çağırıp kısa bir süre bekledikten sonra aşağı indim ve sitenin girişine doğru yürümeye başladım. Eylül ayında olmamıza rağmen hava sıcak ve güneşliydi. Bu yüzden çantamdan güneş gözlüğümü çıkarıp takmaya karar verdim. Sitenin kapısına geldiğimde Gizem,Aren ve Buğra güvenliğin önünde beni bekliyorlardı. Onlara el sallayıp-tabiki de Aren'e sallamadım.s-yanlarına gittim.
"Selam."
"Selam. Berk'le Derin yok mu?"
"Haa,onlar da geliyormuş şimdi."
Biz Gizem'le konuşmaya devam ederken Aren parmağıyla bir yerleri işaret ederek konuşmaya daldı.
"Geldiler bile."
Onun parmağıyla gösterdiği yere kafamı çevirince Berk'le Derin'in ele ele bize doğru yürüdüklerini gördüm. Yanımıza ulaştıklarında hep beraber siteden çıktık ve Buğra'nın arabasını parkettiği yere doğru yürümeye başladık. Şimdi sorarsanız söyleyeyim,koskoca sitenin içinde otopark yoktu da;neden bu çocuk arabayı sitenin dışına parketti? Nedeni de şu; Otopark, Buğra beyimizin olduğu bloğa ters düşüyormuş da yok taa oraya kadar yürümektense site çıkışına park etmek daha akıllıcaymış! Neyse. Arabanın önüne geldiğimizde dank etti,biz 5 kişilik arabaya nasıl sığmayı planlıyorduk?! Kucak kucağa oturacak halimiz yoktu herhalde!
"Buğra ya,biz 5 kişilik arabaya 6 kişi nasıl sığacağız bi söyler misin?"
"Aa,doğru ya! Hakkaten biz nasıl sığacağız 5 kişilik arabaya?"
Gizem beni desteklercesine konuştuktan sonra Buğra mahcup bir ifadeyle biz döndü.
"Şey,sanırım birinin kucakta gitmesi gerekecek."
Biz 'nasıl ya!,saçmalamayın!' diye kalınca Berk erken davranıp ön koltuğu kaptı! Gıcık.
"Hoop,abi ya ben arkada kızlarla oturmam,sen arkaya geç."
Sizce bu kim? Tabikide ayı Aren. Aslında haklı ya,oturmasın bu bizle arkada. Hem bir kişi kucakta gitmeyecek miydi! Iyk,asla oturmam ben bu manyağın kucağına!
O değilde,biraz daha konuşursam kucakta giden ben olacağım! Biraz açıkgözlü olmanın kimseye zararı olmazdı değil mi? Şöyle bir etrafı süzdüm,Gizem'e ve Derin'e göz ucuyla bakınca hepimiz göz göze geldik ve bakışlarımız arabanın arka koltuğunda son buldu. Anlaşılan bu taktiği akıl eden tek kişi ben değildim. Tam gaz arabaya doğru koşmaya başlayınca kızlar da koşmaya başladılar. Berk halimize kahkaha atarken Aren bizi anlamaya çalışır gibi boş boş bakıyordu. Arabanın kapısını açtım,tam içeri giricem Gizem beni geriye çekti ve 'çok üzgünüm,beni affet!' diyerek yerime oturdu! Ben olayın şaşkınlığındayken Derin diğer yanı kaptı. Geriye ben ve Aren kalmıştık. Aren'e yüzümü buruşturarak baktım ve son bir hamle yapmaya çalıştım. Ne yazık ki bunu anlayan Aren,sinsice gülümseyerek beni tişörtümden çekti ve oturdu! Ne yani,kucakta giden ben miydim şimdi!
"Ya banane,hile yapıyorsunuz! Hepiniz de beni itip geçtiniz yerime! Ben kucakta oturmak istemiyorum yaa!"
Aren piç bir sırıtışla cevap verdi.
"Maalesef canım,oturmak zorundasın." Sonra Buğra'ya döndü.
"Masal benim kucağıma mı yoksa kızların kucağına mı oturuyor?"
Buğra'ya ateş saçan gözlerle döndüğümde ikimize de ne yapacağını bilemez bir şekilde bize bakıyordu.
"Sanırım Aren'in kucağına oturmak zorundasın Masalcım."
Bak ya,bir de Masalcım diyerek beni yumuşatmaya çalışıyor gıcık!
"Banane,ben onun kucağına falan oturmam,Gizem taşır beni, dimi Gizem?"
Gizem de Buğra'nın takındığı o mahcup ifadeyi takınınca tırstığımı farkettim.
"Şey,aslında Aren seni taşısa çok iyi olur,şimdi ben seni o kadar yol taşıyamam ki pıtırcığım. Hem öküz gibi zaten,taşır seni o."
Sen de mi Brütüs,sen de mi?
Ortada 3 çocukla kalan dul kadınlar gibi Derin'e bakmaya başladım.
"O zaman Derin taşır beni,dimi Derin?"
Derin de sesini benim duymamam için saçma sapan bir hale sokararak neredeyse Gizem'in söylediklerini tekrarladı.
Nolet olsun bu hayat,nolet olsun 5 kişilik arabalar!
Aren tekrar sinsi sinsi sırıtarak eliyle kucağını işaret etmeye başlayınca derin bir nefes aldım ve arabaya doğru ilerledim.
"Bak çocuk,eğer yanlış bir hareketini görürsem anında tokadı patlatırım suratına ona göre!"
"Tamam apla,sakin asdfsjsnjsnjns."
"Ya gülmesene! Seni son kez uyardım."
"Off tamam ya,amma abarttın sanki seni kucakta si--"
Berk arkadan gözlerini pörtleterek döndü ve Aren'in kafasına bi tane geçirdi.
"Hoop,yavaş lan! Ne diyorsun sen öyle kızın yüzüne dingil."
Yapmak istediğim şeyi yaptığın için teşekkür ederim Berkcim.
"Noluyo be?! Ne vuruyorsun şılap diye kafama lan?"
"Bir de hala konuşuyo ya, oğlum öküz müsün insan bi özür diler!"
"Off,iyi."
Ardından bana dönerek kıytırıktan bir özür diledi. Ben de onu geçiştirerek memnuniyetsizce yerime baktım. Çünkü herkes oturmuş,bir tek ben dışarıda kalmıştım! Aren'in o sırıtan yüzünü görmezden gelerek kucağına iliştim. Herkes kapılarını kapatınca araba çalıştı ve istikametimiz olan Sultanahmet'e doğru ilerlemeye başladı.
Bense 1 saatlik kucak yolculuğu sırasında ne bok yiyeceğime dair hiçbir şey bilmiyordum.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Merhaba arkadaşlar açıklamayı sona yazmak istedim. Öncelikle bölüm acayip geç geldi farkındayım. Çünkü Teog,3.yazılılar derken kafamı toplayıp yazmaya hiç fırsatım olmadı. Sizden özür diliyorum ama bunu telafi edeceğim. Bu arada okunma sayımız 900'lerde! Gerçekten mutluyum ama vote ve yorumlar konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim:(
Lütfen bu bölümde emeğe karşılık olarak vote ve yorumlarınızı benden esirgemeyin. Sizi seviyorum,görüşmek üzere:*
-usengecamasempatik ^^

İşte Şimdi Hapı Yuttum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin