İşte Şimdi Hapı Yuttum!

Bay Sivrizeka

LÜTFEN OKUYUN^^
Merhaba:) Öncelikle okunma sayılarıyla ilgili konuşmak istiyorum. Son bölüm neredeyse hiç okunmamış diyebilirim. O yüzden bu bölümü yayınlayıp yayınlamamakta kararsız kaldım. Hatta hikayeyi silmeyi bile düşündüm. Sizce hikayeyi silmeli miyim? Yani iyi mi gidiyoruz kötü mü? Sizlerden düşüncelerinizi duymak istiyorum. Çünkü neredeyse yorum yapan hiç kimse yok :( Dolayısıyla sizin düşüncelerinizden haberim de yok. Vote ve yorumlar konusunda biraz duyarlı olmanız beni çok mutlu edecek. Çünkü vote ve yorum sınırı koymayı hiç istemiyorum. Her neyse. Bu arada multide Emre var*-* Çok tatlı bliyrm.s.s
>>Şarkı Önerisi: Madison Beer- I Won't Let You Walk Away
(Evet,Madison Beer'e taktım bu aralar sjnsksnsjs)

Dıııt! Dıt! Dıt! Dıııt! Dıııııııt!!!
"Of ya,bu ne biçim alarm yeterğğrr."
Sabahın köründe çalan mal alarmın şirret sesi yüzünden uykum kaçmıştı. Alarmı kapatıp uykulu gözlerimi ovaladım. Aslında alarmı kurmamın amacı beni sabahın köründe uyandırmasıydı,ama zavallı alarm atarımdan nasibini çoktan almıştı. Bir de bugün pazartesiydi. Okulların açıldığı gün. Yaz tatilinin sona erdiği gün. Sanırım ağlayacağım,çok duygulandım. O yüzden psikolojik olarak dengesizim biraz,beni affet alarmcığım.
Saçmaladığımın farkına varınca üşengeç bir şekilde yatağımdan doğrulup bir süre tavanı izledim,odanın dekorasyonuna göz attım falan,hatta bi ara içerideki sineği gözlerimle takip etmekten midem bulandı. Sonunda kalktım ve zombi yavaşlığında,banyoya doğru ilerledim. Yüzümü yıkayıp kendime geldiğimde okul kıyafetlerimi askısından çıkarıp giyinmeye başladım. Okul kıyafetlerimiz beyaz lakos,lacivert şort etekten oluşuyordu. Altıma ise ten çorap değil de,dizlerime kadar gelen beyaz,boğazlı çoraplarımı giymeyi tercih etmiştim. Saçımı açık bıraktım ama yanıma toka almayı da unutmadım. Yaz mevsimi geçmiş olabilir,ama hala hava çok sıcak ve ben açık saçla çabuk bunalan biriyim.
Son kez aynanın karşısına geçtim ve gözüme sadece kalem çekmeye karar verdim. Sonuçta okula gidiyorum,kendime koca bulmaya değil. Ama bizim okulun kezo tayfası sabahın köründe kuaför bile açtırmış olabilirdi,onlardan beklerdim açıkçası. Düşünsenize sabahın köründe, okula gelinin kız kardeşi gibi bülbül yuvası bir topuzla gittiğimi! İlk günden okulun fosforlu Cevriye'si seçilirdim valla. Düşünürken hönkürdüm şu an. Hönkürmekten okula geç kalıcam,yine beni lafa tuttunuz terbiyesizler.s
Sırt çantamı da askılıktan alıp merdivenlerden indim. İlknur abla kahvaltı masasını donatmıştı yine. Babam da masanın başında gazetesini okumakla meşguldü.
"Günaydın."
"Günaydın kızım. Ben de birazdan seni uyandırmaya gelecektim. Hayırdır,erkencisin?"
"Okulun ilk günü diye alarm kurmuştum,ondan kendim kalktım."
"İyi bakalım,öyle olsun. Sen kahvaltını iyice yap,ben çıkacağım. Hadi görüşürüz tatlım."
Babama 'görüşürüz'dedikten sonra yanağına bir öpücük bıraktım ve beni bekleyen kahvaltı masasına oturdum.
Hyr yni nye masaya oturuyorsun sandalye diye br şy vr dmi.s
Size bir şeyden daha bahsedeyim,sabahları espri kabiliyetim sıfırın altına düşer,siz beni takmayın.
Kahvaltımı yaptıktan sonra İlknur ablaya teşekkür edip iyi günler diledim ve evden çıktım. Gizem'lerin bloğu servis bekleme noktasına daha yakın olduğu için ilk önce Gizem'i alacaktım,servisi beklemeye öyle gidecektik. Ona aşağıda beklediğimi belirten bir mesaj attım ve 2 dakika sonra Gizem de aşağıya indi.

"Günaydın. Gidelim."
Ona karşı bilerek biraz mesafeli konuşmuştum. Dün ne potlar kırdı yani bi özür dilesin dimi?
"Ya sen hala kırgınsın dimi bana? Haklısın,dün mal mal potlar kırdım. Ama istemeden oldu,özür dilerim."
Mişın kompıleytıd babes!
"Tamam,özrünü kabul ediyorum. Zaten özür dile diye bilerek soğuk davranmıştım puhahahaha!"
Gizem yavaşça bana tokat attı ve random gülmeye başladık.
"Seni pislik,demek dalga geçiyordun benle. Neyse hadi servise yetişelim de bir."