Nötr

386 21 3
                                    

Selam arkadaşlaar!! :) Yeni bölümle karşınızdayım. Multide Gizem var ama orada denize giriyor :D Siz onu havuzda gibi düşünün.
İyi okumalar !
>>> Şarkı önerisi: Meghan Trainor- Lips Are Movin'

Gizem Hanım(!) elinde kokteyllerle yanıma geldiğinde onu aramamın ardından neredeyse 10 dakika geçiyordu. Tam ağzımı açmış konuşacaklen beni durdurarak lafı ağzıma tıktı.

"Ayy, benim canım arkadaşıım, biricik best kankim sen hiç boşuna ağzını yorma, ben anlatıyorum hepsini sonra bana kızma."
"Öff Gizem, zaten sana kızdım kızacak kadar! Başıma neler geldi bir bilsen? Sen gelene kadar uyuzun tekiyle uğraştım."
"Dur dur, ilk ben bi anlatayım sen sonra bana boşuna sövme. Bak şimdi, hani benim kuzenim var ya Buğra, işte o aradı beni. Meğer bizim siteden ,arkadaşları ile ev tutmuşlar ve üniversiteye yakın olduğu için burada oturacaklarmış! Duyunca inanamadım ya süper değil mi?"

O an Gizem'e olan kızgınlığım yerini sevince ve heyecana bıraktı. Bu gerçekten de harika bir haberdi. Gizem'le çocukluktan beri arkadaş olduğumuz için Buğra'yı da gayet iyi tanıyordum. Çocukluğumuz beraber geçmişti. Bir nevi abim sayılırdı ve aramızda yalnızca 2 yaş olduğu için çok iyi anlaşıyorduk. Buraya taşınmasına çok sevinmiştim ve belki kalan son 7 gün için yaptığımız planlarda bize eşlik edebilirdi!
Ellerimi sevinçle çırparak Gizem'e sarıldım. Ardından iki kaşımı muzip bir şekilde kaldırarak konuşmaya başladım,
"Ee o zaman bu haberin üzerine yüzülür!"
Gizem bana gülerek cevap verdi,
"Hadi o zaman yüzelim piremsess!"
Bunun üzerine kahkaha atarak havuza doğru koşmaya başladık. Fakat bu sefer hiç tereddüt etmeden el ele tutuşarak kendimizi serin suya bıraktık. Bir süre havuzda yüzdükten sonra yine şezlonglarımıza uzanarak rötarlı da gelse tadı muhteşem olan kokteyllerimizi içerken güneşin batışını izledik. Bugün ne çabuk geçmişti öyle! Derin bir iç çekerek Gizem'e döndüm.
"Bugün aslında çok garipti. Sen pool bara gittiğinde gıcığın teki geldi bana bulaştı. Beni o kadar uyuz etti ki bayağı sinirlendim. Ama sen geldikten sonra havuzda yüzüp harika vakit geçirdik. Bugün benim için ne iyi geçti ne de kötü. Tamamen nötr."
"Nasıl yani, kimdi ki seni rahatsız eden? Bizim sitedense belki tanıyorumdur."
"Onu daha önce sitede görmediğime eminim. Büyük ihtimalle yeni taşınmıştır ya da misafirdir."
Bunun üzerine Gizem bir kahkaha patlatarak hunharca gülmeye başladı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken karnını tutarak bana cevap verdi,
"Ahahah, kızım düşünsene hani Buğra arkadaşlarıyla buraya taşındı ya, bu arkadaşlarından biri de sana bulaşan o gıcık olmasın? Eğer öyleyse ne gülerim ya baştan aşağı klişe!"

Lanet! Gerçekten böyle bir şey olabilir miydi! Olmaması için dua ederken hala gülen Gizem'e yandan bir bakış attım ve o da nihayet gülmeyi kesti. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde alt dudağımı dişlemeye başladım. Off off! Daha demin benim için nötr bir gündü dedim ya, işte lafımı geri alıyorum. Tamamen kötü bir gün geçirmiştim! Huzursuzca yerimde kıpırdandığımı gören Gizem daha deminki yüz ifadesinden eser kalmayacak şekilde ciddileşti.

"Ya, Masal ben şaka yapmıştım. Hem o kadar kişi arasından denk gelmesi çok zor. Boşver düşünmeyi, hadi bizim eve geçelim. Hem belki film izleyip kızlar gecesi yaparız."

Gizem'in söyledikleriyle içimi rahatlatmaya çalışarak bu teklifi kabul ettim. Ona gülümseyip babama haber vermek üzere telefonumu elime aldım ve babamın numarasını aradım. Birkaç kez çaldıktan sonra ona gidip gidemeyeceğimi sordum ve olumlu cevap aldığım için sevinerek telefonu kapattım.
Gizem'e babamın izin verdiğini belirtip yavaş yavaş çantalarımızı ve havlularımızı topladık. Gineşin etkisi ile elbiselerimiz çoktan kurumuştu, bu yüzden pek fazla zorluk çekmeden işimizi bitirdik. Çantalarımızı da elimize alarak klüpten çıkış yaptık ve buraya 3 blok yürüme mesafesinde olan Gizem'lerin evine doğru yürümeye başladık.

Yaklaşık 5 dakika sonra Gizem'lerin bloğuna varmıştık. İçeri girip asansörün düğmesine bastım. Asansör 2. Katta olduğundan fazla beklemeden asansörden içeri girdik ve 8. Kata bastık. Yukarı çıkarken asansörün aynasından kendime baktım. Aman Allah'ım! O da neydi öyle! Saçlarım klorun etkisiyle birbirine yapışmış ve dolaşmıştı, elmacık kemiklerim de güneşin etkisiyle hafiften kızarmıştı. Şuan kendimden o kadar çok tiksindim ki Gizem'e bakmayı denedim. Açıkçası Gizem'in de benden pek bir farkı yoktu. Esmer olduğu için onun elmacık kemiklerine bir şey olmamıştı o kadar. Kendi kendime gülerek 8. Kata ulaşan asansörden dışarıya çıktım. Gizem anahtarını çoktan çıkarmıştı, kapıyı açıp içeri girdik.
Burası benim için yabancı bir yer değildi, misafir değildim. Aynı şekilde bu Gizem bizim eve geldiğinde de geçerliydi. Banyoya koşarak ulaştım ve Gizem'e seslenerek duş alacağımı söyledim. Beni onaylarken o da ebeveyn banyosunda duş alacağını söyledi ve kapıyı kapatarak duşa girmeye hazırlandım. İlk önce üzerime geçirdiğim şortttan ve tişörtten kurtularak suyu ayarladım. Birbirine dolaşan saçlarımı çözmeye çalışarak üzerimdeki bikiniden de kurtuldum ve vücudumdaki kloru akıtmaya özen göstererek yıkandım. Yaklaşık 15 dakika sonra işimi bitirdiğimde ıslak saçlarım ve vücudum için havlu alarak kurulandım. Yanıma yedek kıyafet almadığımdan Gizem'e seslenerek onu çağırdım. Beni duymuş olacak ki kapıyı tıklatarak iç çamaşırı ve giyecek bir şeyler uzattı. Ona teşekkür ettim ve kapıyı kapatark üzerimi giyindim. Saçlarımı da kurutarak dışarı çıktım ve Gizem'i bulmaya gittim. Onu mutfakta bulduğumda bloknotta yazılan şeyi okuyordu. Okuyup keyifli bir ifadeyle bana döndü,
"Sanırım çok şanslıyız! Annem ve babam bu gece evde olamayacaklarmış, yemeğe gitmişler. Desene bu akşam kopuyoruz!"
İçimden geçirdiğim tek şey ise bugün kesinlikle şanslı olmadığımdı!
Ama bunu belli etmeden Gizem'e doğru gülümsedim ve keyfimin yerine gelmesini sağlamaya karar verdim. Aptalca bir sebep yüzünden kendimi üzecek değildim! Muzip bir ifadeyle konuştum,
"Ee ne izliyoruz o zaman?"
"Tabiki de Doctor Who!"
Aynı şeyleri düşünmemiz komiğime gitti ve kahkahalarla gülmeye başladım. Gizem cipsleri bir kaseye boşaltırken ben de buzdolabından kola ve sakızlı vişneli dondurma çıkardım. Ne yiyeceğimizi sormama gerek yoktu, çünkü Doctor Who izlerken bizim sabit yiyeceklerimiz cips, kola ve sakızlı vişneli dondurmaydı. İşimizi halledip rahat yastıklar ve battaniyeler eşliğinde televizyonun başına kurulduk. İnternet bağlantısı olduğu için televizyondan izlemek daha iyiydi. Bu sayede Dalekleri, sonik tornavidaları ve TADRIS'leri daha net görebiliyorduk. Birbirimize iyice sokularak ve ışıkları kapatarak dizimizi izlemeye bir yandan da sakızlı dondurmadan yemeye başladık. Tam da evrenin patlayacağı ve yok olacağı sahnede yüksek sesle çalan telefonla yerimizden sıçradık. Ağzımdan bir küfür kaçmasına engel olamayarak Gizem'in telefonunu açmasıyla ben de televizyona döndüm. Gizem'in konuşması bitince kimin aradığını sordum.
"Buğra aradı ya. Yarın bizi kahvaltıya çağırıyormuş. Gerizekalının da nasıl bir zamanlaması varsa, altıma sıçıyordum neredeyse."
Güldüm ve Gizem'in söylediği şeye tekrar konsantre olmaya çalıştım.
NE YANİ YARIN O SALAĞIN BUĞRANIN ARKADAŞI OLUP OLMADIĞINI MI ÖĞRENECEKTİM!
İçimi yine bir tedirginlik kaplarken klişe yaşamamak için dua ettim.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

EVET ARKADAŞLAARR! BÖLÜM SONUNA GELDİK :) LÜTFEN VOTE VE YORUMLARINIZLA BENİ MUTLU EDİN! :) ^^
>>>usengecamasempatik:*

İşte Şimdi Hapı Yuttum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin