twenty five

5.6K 554 233
                                    

hoseok hyung:
taehyung

jeongguk hakkında sana söylemem gereken bir şey var
görüldü

taehyung:
hyung?

kötü bir şey mi oldu? jeongguk benim yanımda

hoseok hyung:
kötü bir şey mi emin değilim

taehyung:
anlamıyorum

hoseok hyung:
taehyung

jeongguk'un babasını hatırlıyorsun değil mi?

taehyung:
o şerefsizi unutmam imkansız

ne olmuş ona

hoseok hyung:
bugün ölmüş

araba kazasıymış

taehyung:
ne?

ama

hoseok hyung:
ölmüş işte

defolup gitmiş

dünya bir şerefsizden daha kurtulduğu için sevin

taehyung:
hyung

ama jeongguk yanımda

ve mutlu gözüküyor

kihyun'la oynuyor, hiçbir şey olmamış gibi

onun haberi yok mu

hoseok hyung:
olmaması imkansız

ne olursa olsun sonuçta babası ölmüş, bilemiyorum

üzgün olmasa bile hüzünlü olması gerekmez miydi

taehyung:
ona söylemeli miyim

haberi varmış gibi gözükmüyor

yoksa neden yanıma gelsin ki

hoseok hyung:
bilmiyorum tae

istersen söyleyebilirsin

emin değilim

taehyung:
lanet olsun

gerçekten mutlu gözüküyor onu üzmemeliymişim gibi hissediyorum

hoseok hyung:
bu ikinizin de hassas olduğu, yaralandığı bir nokta

o yüzden üzülmeyeceğiniz bir yol bulmak en iyisi

taehyung:
onunla konuşacağım

belki babasından kurtulduğu için sevinir

hoseok hyung:
neden yan yana olduğunuzu bilmiyorum ama

eğer kötü hissederse ona destek ol

bu sizin ilişkinizle alakalı değil, geçmişte yaşanananlarla alakalı

tekrar dile getirmeme gerek yok

taehyung:
evet hyung

bu biraz acı verici

bize, en önemlisi jeongguk'a o kadar kötü şeyler yaptı ki

öldüğüne üzülemiyorum bile

hoseok hyung:
üzülmemelisin zaten

cehennemi boylayacak o şerefsiz, arkasında ona üzülecek birini bile bırakmadı

taehyung:
evet öyle

şimdi onunla konuşacağım hyung

kihyun'u odasına göndereceğim bir bahaneyle

hoseok hyung:
tamam

görüşürüz o zaman, taehyung

taehyung:
görüşürüz hyung

haber verdiğin için teşekkür ederim
görüldü

taehyung's pov

Pizzaları yedikten sonra Kihyun ve Jeongguk'la beraber masayı toplamış da sonra da onlar televizyonun karşısında oyuncaklarla oynarken koktukta öylece oturuyordum.

Hoseok'un söylediklerini Jeongguk'a söylemekte kararlıydım fakat tereddüt etmiyor da değildim. Özellikle de şimdi Kihyun'la mutlu ve eğleniyor gibi gözüküyorken söyleyebilmek bana zor geliyordu.

"Kihyunie." Diye konuştum son kararımı vererek. "Odana gidip Jeongguk'la oynamak için başka oyuncaklar getirmeye ne dersin. Üstelik bizim Jeongguk hyungunla konuşmamız gereken şeyler var, hm?"

Beni duyduğunda bana iri gözleriyle bakmış, sonra da derin bir nefes alıp Jeongguk'a dönmüştü. "Ama baba oyun oynuyorduk Gguk hyungla."

Gguk.

"Ben babanla konuştuktan sonra oynamaya devam edelim, olur mu Kihyunie?" Jeongguk çok sürmeden olaya el attığında kafamı salladım ve onayladım onu. "Evet. Oynamaya devam edersiniz."

Kihyun ikimize de kararsız bir bakış atmış daha sonra aklına bir şey gelmiş gibi heyecanla oturduğu yerden ayaklanmıştı. "Baba! Yeni aldığımız arabamı odamda bulup getireyim o zaman ben de!"

"Aynen öyle haydi bakalım oyuncağını bulup getir." Dediğimde hızlıca kafasını sallayıp odasına doğru koşmuştu. Onun peşinden Jeongguk'a çekingem bir tavırla bakmış nasıl söyleyeceğimi bilemediğim için yutkunmuştum. "Jeongguk." Diye geveledim ağzımda.

Sanki daha ilk cümlemde ne demek istediği anlar gibi dudağını ısırmış daha sonra da gülümsemeye çalışmıştı. "Öğrendin değil mi? O herifin öldüğünü." Diye konuşmuştu.

Yüzünde hüzünlü bir tebessüm vardı. Sanki hayal kırıklığını gizlemek ister gibi bir tebessümdü bu.

"Üzgünüm." Dedim fakat daha sonra aklıma doluşan anılarla susmamam gerektiğini düşünmüştüm. "Neden seni kandırıyorum ki, üzgün falan değilim. Sen de olma. O şerefsizden kurtulduğun için sakın üzgün olma Jeongguk."

Kafasını sallayıp bana doğru bir adım atmıştı. "Güzelim." Demişti parıldayan gözleri üstümdeyken. "Ben o herif için üzülmeyi uzun zaman önce bıraktım zaten. Ayrıca artık beni tutan bir şey de kalmadı." Diye konuştu yumuşak bir sesle.

Bana böyle seslenişini kafama takmadım, ya da onun zaten kırık olduğu belli olan kalbini bir kez daha kırmak istemediğim için sustum. Onu tutan şeyi ise bilmesem de sorgulamadım. "Olması gereken bu." Dedim onun gibi, sakince.

Daha sonra Kihyun söylediği gibi yeni oyuncağı elinde koşarak odaya gelmiş bizim bakışlarımızı kendine çekmişti.

Tam, onları oynamaları için yalnız bırakıp odadan çıkacakken Jeongguk bana seslenmiş ona dönmemi sağlamıştı. "Taehyung!"

Konuşması için bekledim ve o muhtemelen söze nasıl gireceğini düşünürken sözlerine odaklandım.

"Bir şeyleri açığa kavuşturmak için, yarın konuşabilir miyiz?"

KİTAP BİTİYOR LAN

AY BU ARADA KİTAP 30K OLDU🥳🥳 TESEKKUR EDERİM🥺😭

saat yine gec olmus ve bugün cok konusasim yok sizi seviyorum💝

(kufur etmeyin ulan😡❌)

love in the shadow of fatigueHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin