angst!
•••
Jeongguk's pov
Daha az önce uyanmış, gözlerimi aralamadan öylece yatıyordum. Dün gecenin güzelliği aklıma geldiğinde elimi yan tarafıma attım, hem Kihyun'a hem de Taehyung'a sarılmak için. Fakat yanımda hissettiğim soğukluk yüzümü buruşturmama sebep olmuş, göz kapaklarımı anında içime düşen kötü hisle aralamıştım.
İkisi de yoktu.
"Taehyung?" Diye mırıldandım yeni uyandığım için çatallı çıkan ses tonumla. Hiçbir ses gelmediğinde kaşlarımı çatmıştım. "Taehyung?" Diye yineledim yataktan kalkarken.
Ses yoktu. Hiçbir ses yoktu.
Hissettiğim kötü hisle hızlandım yürüdüğüm koridorda. Dün gece Taehyung'la el ele çıktığım merdivenlerden koşar adımlarla indim. Mufakta yemek hazırlıyorlardır, diye düşünmek istedim hiçbir ses olmamasına rağmen. Hızlıca mutfağın kapısını itip içeriye baktım. "Taehyung?!" Sesim git gide yükselmişti.
"Neredesiniz Taehyung?! Sevgilim?" Ellerim saçlarımın içinden geçerken bu sefer oturma odasına koştum, anı köşesine bakındım hızlıca her köşeyi aradım.
Benden saklanıyorlar, dedim. Kesin benden saklanıyorlar birazdan gülerek ortaya çıkacaklar.
Bir süre daha bakındım her yere. Ümidimi kaybetmedim, onların beni beraber uyuduğumuz günün sabahı bırakıp gideceğini düşünmedim.
Senin yaptığını onlar yapmaz, dedi içinden bir ses. Yanaklarımdan süzülen renksiz sıvı eşliğinde tekrar koştum evin içinde merdivelere doğru. "Kihyun! Taehyung! Neredesiniz?! Neredesiniz?" Tüm odaların tek tek her bir karışına baktım. Üşenmeden, bir an olsun onların gittiğini düşünmeden her yere baktım.
Gitmişlerdi.
Ben, biz olmaya çalışırken; gitmişlerdi.
Sen de gittin, dedi içimden bir ses. Sen de sevgilini bırakıp gittin.
Ellerim saçlarıma ulaştı yine. Çekiştirdim saç tutamlarımı ve yatak odamıza girdim. "Tae," diye bir fısıltı döküldü ağzımdan. "Sevgilim, gitmedin değil mi?" Odanın her yerini süsleyen fotoğraflarımız vardı gözümün önünde. Deliriyordum, deliriyor gibi hissediyordum.
Elime geçen vazoyu öylece yer atarken yanağımdan süzülen yaşlar umrumda değildi. Sevgilim, gitmişti.
Onları kaybetmiş gibi hissediyordum. Gece belli belirsiz hissetiğim öpücüğün veda öpücüğü olup olmadığını dişünüyordum, deliriyordum. Duvarları yumrukluyor, çerçeve içindeki anılarımıza zarar vermemek için direniyordum.
"Gitmediniz, gitmediniz ki, geleceksiz." Ellerim masadaki telefonu bulmuştu. "Sadece h-haber vermeyi unuttunuz. Gitmediniz sevgilim." Titreyen parmaklarımı açtığım rehberde kaydırdım, ellerim Tae'nin numarasının üstüne geldiğinde bana attığı ve görmediğim mesajlar gözümün önündeydi.
Nefesim kesildi.
Sadece nefesim kesildi ve yanaklarım renksiz göz yaşlarıyla ıslandı.
tae:
jeonggukmerhaba, sevgilim
saat 6, yanımda uyuyorsun, Kihyun aramızda yatıyor; elleri senin üstünde, sana babasıymış gibi sarılıyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love in the shadow of fatigue
Fanfictiontaehyung yorgun, jeongguk ise bencildi. • • bts #1 '22.08.21' • semekook #1 '20.08.21' • hayrankurgu #3 '20.08.21' • bangtan #1 '24.08.21' • texting #2 '01.09.21' • angst #1 '22.09.21' ༻ hayrankurgu #1 '22.04.23' angst #1 '07.05.23' uke tae, seme je...