Yaşamak İstiyorum

1.3K 65 100
                                    

Hürkan=Ne?

Ömer=Duydun işte senden hoşlanıyorum.

Ömer yüzünü hâlâ Hürkan'a yakın tutuyordu.

Ömer=Bir şey söylemiycek misin?

Hürkan=Şuan ne söyliyceğimi bilmiyorum.

Ömer=Benden hoşlanıyor musun?

Hürkan=Ben mi?

Ömer=Başka kim olabilir Hürkan?

Hürkan=Evet mantıklı.Ben şey.

Ömer=Ney?

Hürkan=Ama şuan yüzün bana çok fazla yakın mantıklı düşünemiyorum.

Ömer=Hoşlanıyorsun yani?

Hürkan=B-ben--

"Tık Tık Tık"

Kapı çalmıştı.

Ömer=Hay kapıyı çalanın ben ta..

Hürkan=Sanırım kapıyı açman gerek.

Ömer=Maalesef.

Ömer Hürkan'ın yanından ayrıldı ve kapıya doğru adımladı.Kapı deliğinden kim olduğuna baktı.

Hürkan=Kim?

Ama kapıyı çalan kişi kapı deliğine parmağını koyduğu için kim olduğu anlaşılmıyordu.

Ömer=Kapı deliğini kapamış,net Emre(m) salağıdır.

Ömer kapıyı açtığında karşısında maskeli biri vardı kafasını önüne doğru eğmiş elleri arkasında dikiliyordu.

Ömer=Kimsiniz?

Adam kafasını kaldırdı ellerini önünde bağladı.Elinde uzunca bir beyzbol sopası vardı.

Ömer=Siktir.

Hürkan=Ömer n'oluyo?

Ömer=Hürka!--

Adam bir anda elindeki sopayı Ömer'e öyle bir vurdu ki,vurduğu anda etrafa bir kaç damla kan sıçradı.Ömer yere yığıldı.

Hürkan=ÖMER!

Adam içeriye girdi ve arkasından kapıyı kapadı.Hürkan eline bıçak almak için mutfağa doğru koşmaya çalıştı ama adam ondan hızlıydı.

Adam Hürkan'ı tuttuğu gibi boğazını sıkmaya başladı.Ve bir şeyler söyledi.

Adam=Yaptıklarınızı ödiyceksiniz.

Hürkan'ın boğazını sıkmaya devam etti gözleri kapanınca bıraktı ve Hürkan da yere yığıldı.Bayılmıştı.

Adam ikisini de bir arabaya koydu ve Ömer'in evinden uzaklaştı.İkisini de bir depoya götürdü.Hürkan'ı arabadan çıkardı sürükleyerek depoya soktu.

Bir sandalyeye bağladı ve arabaya geri döndü.Ömer'i ise depodan çok uzakta ağaçların olduğu bir yere bıraktı ve ordan uzaklaştı.

Saat ilerlerken hava kararmaya güneş ise batmaya başlıyordu.İkisi de hâlâ ayılmamıştı.Saat 17:15 olmuştu.

Ömer yattığı çimenli yerden kafasını tutarak kalktı.Başı kazan gibi olmuştu öylesine ağrıyordu ki Ömer bir anlığına öleceğini sandı.

Ardından elini başından çektiğinde avuç içi ve parmakları kanla kaplanmıştı.Acıdan gözlerini zar zor açıyordu.Bu durumda yürümesi imkânsızdı.

Gözünü zor da olsa hafifce araladı ve etrafına bakındı.Uzunca bir yolun kenarındaki çimenlikteydi ve arkasında büyükce bir orman vardı.

Porgola~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin