~Sürpriz~

308 28 5
                                    

-Rosé-

"Anne!" Mutfağa girdiğimde annem derin bir nefes vererek "ne oldu chae?" dedi.

Cüzdanımı sallayarak kapıyı işaret ettim.

"Ben markete gidiyorum bir şey istiyor musun?" Elini beline koyup bir süre düşündükten sonra aklına gelmiş olacak ki elini havaya kaldırdı.

"Aslında kahve bitmişti alırsan beraber bahçede içeriz ha? ne dersin?" Gülümsediğimde kafa salladım.

"Hemen gelirim!" Dışarıya çıkıp kapıyı ardımdan kapatırken telefonumu açık tutmamı falan söylemişti.

Kaldırımda ilerlerken hafif soğuk bir rüzgarın esmesiyle ince siyah ceketime sarıldım.

Gündüzleri sıcak olmasına rağmen hava yavaş yavaş eylül'e yaklaştığımız için akşamları soğuyordu.

Bir beş dakika yürüyüp markete ulaştığımda kapısını ittirip içeriye girdim.

İçerideki bir kaç müşteri sesten dolayı bir kaç saniye bana bakarken önlerine geri dönmüştü.

Eğer biraz daha baksalardı utangaçlıktan koşarak marketten uzaklaşırdım.

İlk çikolata reyonuna giderek bir kaç çikolata alırken adımlarımı kahve reyonuna yöneltip ordan da bir paket kahve aldım.

Kasaya ilerleyerek sıra bekledikten sonra  aldıklarımı kasaya koyarak cüzdanımdan para çıkarttım.

Ücretlerini de ödedikten sonra geldiğim gibi geri giderek evimin olduğu sokağa girdim.

Sakince yürürken aniden yanımda taksinin durmasıyla korkarak az geriye kaçtım ve tereddütle gözlerimi takside gezdirdim.

Yolcu kapısından bir süre sonra bir genç çocuk indikten sonra bagaj'dan bavul indirip taksiyi yolladı.

Ben hâlâ durmuş garipçe ona bakarken o bana doğru gülüp gülümsedi.

"Merhaba.." ben cevap vermeyip beklediğimde kızaran kulaklarıyla ensesini kaşıdı.

"Ben taemin,umm.. sanırım seni biraz korkuttum üzgünüm." Yerinde sallanarak konuşurken gülümsedi ve evlerde gözlerini gezdirdi.

"Ben kuzenimin evini arıyordum da bu sokakta olduğunu biliyorum ama hangi ev olduğunu unuttum.." burnundan sert bir nefes vererek güldü "malûm bütün evler birbirine benziyor,acaba sen buralarda oturuyorsan tanıyor musun diye soracaktım."

Benden cevap beklediğinin farkına varıp girdiğim transtan çıktıktan sonra gülümsemeye çalıştım.

"Tabi,burada oturuyorum sen kimi arıyorsun?"

Gülümsedi.

"Jimin.Park Jimin."

Dudaklarım aralanırken aynı zamanda yüzüm farkında olmadan düşmüştü.

"Jimin mi?"

Hızla Kafa salladı "evet Jimin."

Gözlerim kaldırım taşına takılırken sertçe yutkunup gülümsemeye çalışarak kafa salladım.

"Tanıyorum tabi,benim evimin hemen karşısında oturuyor." Sevinçle gülümsediğinde bavulunu tutarak kafa salladı.

"Ee daha ne kadar burada dikileceğiz?" Dudaklarımı birbirine bastırarak yanına ilerleyip yürümeye başladım.

İkimiz de eşit adımlar atarken o elinde koca bir bavul taşırken hiç zorlanmıyor gibiydi.

Evimin önüne geldiğimizde Jimin'in evini işaret ettim.

GICIK & JiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin