- ROSÉ -
Evime girdiğimde çantamı yorgunlukla kenara atıp ayakkabılarımı çıkarıp kendimi krem rengi koltuğa attım.
Annem mutfaktan çıktığında nefes alış verişlerimi düzenliyordum.
"Ellerini yıkadın mı sen?" Elimi bana bulaşma der gibi salladım.
"Ellerini yıkayıp duş aldıktan sonra,o dağıtıp gittiğin odanı topluyorsun yemeğini de yiyip ne yapıyorsan yap. " ve okuldan kurtardığım son beyin hücrelerim de annem yüzünden ölür.
Çantamı attığım yerden alıp odama çıktım.
Dağınık odanın haline göz devirip hızlıca topladıktan sonra duşa girdim.
Duştan çıkınca üstüme siyah sol omzunda kiraz olan tişörtümü giyip altıma kot şortumu giydikten sonra kaykayımı ve telefonumu alıp aşağıya indim.
"Nereye? Yemeğini yemedin" beyaz spor ayakkabılarımı giyerken bir de annemle konuşuyordum "okulda fazlaca yedim. aç değilim, Kaykay sürmeye gidiyorum, görüşürüz öptüm. " annemin söylenişlerini umursamayıp elimde tuttuğum kaykayım ile yürümeye başladım.
Civcivim ile Kaykay sürecektim!
Sunhee'yi Jimin'in evini gözetlerken görmem ile derin bir nefes verdim.
Sunhee'nin bakışları bana döndüğünde peşinden koşturmaya başladım ama o çığlık atıp çarpı bacaklarıyla koşarak evine kaçmıştı.
"Jimin sahipli diyorum! anlaman mı kıt?" Söylenerek boş Kaykay pistine yaklaştım.
Boş olmasının sebebi köprü altındaydı ve Kaykay pistinin
- yani köprünün diğer sağ tarafı- pek tekin değildi bu yüzden pek kimse yoktu.Jimin kaykayı ile havada takla atıp yere indiğinde gülümseyip ellerimle alkış tuttum.
"I love you baby~~" şarkı söyleyerek yanına geldiğimde her zaman ki gibi bana göz devirmişti.
"Arkandan köpek mi kovaladı ne bu hâl? " umurunda olmadığı belli olan soruyu sorduğunda bir ayağımı Kaykay'ın üstüne koydum.
"Salak Sunhee'yi kovaladım" bir an için kıkırdar gibi oldu.
"Çarpık bacaklarıyla tazı gibi koşturdu" iki ayağımı da kaykaya koyup ittirdiğimde dengemi sağlayıp ellerimi iki yana açmış olarak Jimin'in etrafında döndüm.
Bizim mahalle Sunhee'yi dört senedir kovaladığımı biliyordu dört senedir Jimin'in peşindeydi.
Artık normal bile karşılanıyordu.
Aslında kıza bir kez anlatıp onun sevgilisi olduğumu söyleyince peşini bırakmıştı ta ki Jimin ona 'o sevgilim değil, deli olduğu için kendini benim sevgilim sanıyor.' diyene kadar.
Eh o zamanlarda Jimin'i peşinde dolaşıp sinir ediyordum.
"Kaykayını bırakta seni öpeyim" kaşlarım ile kaykayını işaret ettiğimde sinirli bir nefes verdikten sonra durup suyunu içmeye başlamıştı.
Ağzını doldurduğu su sayesinde yanakları iyice tombul tombul olduğunda şirinliğine dayanamayıp yanına koşturdum.
Yanaklarını tuttuğumda suyu püskürtmemek için hızlıca yuttu ve ellerimi tutup yüzünden çekmeye çalıştı.
Ellerimi tuttu!
"Rosé bıraksana! " yüksek sesini bir gram umursamayıp yanaklarını sıkıp öpmeye devam ettim.
Yanaklarını da ısırmaya başladığımda beni sertçe geriye ittirdi.
"Manyak mısın sen ya? " kaşlarını çatarak konuştuğunda gülümseyip -sıktığım için- elimin izi çıkmış olan yanaklarına baktım.
"Oh!,öptüm ki öptüm ki" ona nispet yaptığımda yerdeki kaykayını alıp yürümeye başladı.
"Hey! Civcivim nereye? " beni umursamadan giderken bende peşinden koşturup koluna girdim.
Benden kolunu kurtarıp yan yana yürümemizi sağladığında mavi kaykayımı sol elime aldım.
"Annen nasıl bu kadar tatlı aynı zamanda yakışıklı çocuk yaptı?, belki biz de ileriki zamanlarda çocuklarımız için uygulayabiliriz. " bana ters ters bakıp yürümeye devam etti.
___
"Bal dudaklım beni özle tamam mı? Gerçi evlerimiz karşılıklı ama" Jiminle evimizin sokağına girdiğimizde Sunhee'yi Jiminlerin bahçesinde gördüm.
"Bu kızdan kurtulamayacak mıyız ya?!" Jimin benim baktığım yere bakıp gülümsedi.
Ben şaka yapınca gülümsemiyordu ama!
Sunhee sesimi duyunca yine kaçmaya başlamıştı ki bu sefer evine kadar koşturdum.
Evinin açık kapısından girip kapıyı hızla kapattı.
Ellerimi dizlerime koyup bir süre dinlendim,nefeslerim düzene girdiğinde doğrulup evine doğru bağırdım.
"Sunyeon teyze! Kızın Sevgilimi gözetliyor, bir gün çarpacağım suratına!." Onu annesine şikayet edip evime geri döndüm.
Civcivim evine girmişti.
"Chaeyoung! Eve girsene" annemin kapıyı açıp bağırması ile yerden kaykayımı alıp eve girdim.
"Ne bu hâl? Saçların terlemiş" ayakkabılarımı çıkarıp televizyonun karışısına oturdum.
"Sunhee'yi kovaladım, evine kadar koşturdu kaltak" aniden annem tarafından atılmış olan terlik bacağıma isabet ettiğinde acıyla bacağımı kendime çektim.
"Bir daha küfür edersen o terlik ağzına girecek haberin olsun. "
Küfür mü?
What?
"Ayrıca o kız senden iki yaş küçük neden kovalıyorsun? " göz devirdim.
"Benden küçük ama her şeye aklı eriyor." Ayağa kalkıp odama çıktım.
Günün En sevdiğim saati; Jimin'i gözetleme saati
___
Selam!
Rosé ve Jimin çok tatlı değil mi? Alıp ısırasım geliyor.
Ponçik bebekler oy ve yorum yorum yapın...
OY VE YORUM YORUM!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GICIK & Jirosé
FanfictionBluerose: beni kırman için daha etkili bir şeyler lazım... { Yarı texting }