Bluerose: öğlen Kaykay pistine bende geleceğim, giderken bana da haber ver.
PJimin: niye her gittiğim yere geliyorsun sülük gibi yapıştın yakama.
Bluerose: bende seni seviyorum aşkım
PJimin: mümkünse uzak dur benden, sinirlerimi bozuyorsun.
Bluerose: öyle bir şey mümkün değil,okuldan çıkışta görüşürüz...
- ROSÉ -
"Gelde bana şunu nasıl süreceğimi öğret kocam olacaksın bir de." Ayağımın ucu ile önümdeki mavi kaykayı gösterdim o ise gözlerini devirip Kaykay sürmeye devam etti.
Kaykay sürmeye giderken bana haber vermemişti bende onun evini gözetleyip -sırf onu sinir etmek ve vakit geçirmek için- aldığım kaykayı kaptığım gibi peşinden koşarak yetişmiştim.
İki kere önümdeki kaykaya binmiş ve ikisinde de dengemi kuramayıp düşmekten zar zor sıyrılmıştım.
"Jimin! Şuraya gel ve bana öğret" Jimin beni umursamadan Kaykay sürerek konuşmaya başladı "bilmiyorsan ne diye aldın o kaykayı? " tatlı tatlı gülümsedim "sen sürüyorsun diye."
O ise göz devirip kaykayı ile havada bir tur atmıştı.
Yere indiğinde kenardaki taşı alıp kaykaya fırlattım,kaykayın altına giren taş ile Jimin düşmeden zar zor kurtulup bana sinirli sinirli bakmaya başladı.
Ellerimi belime koyup ona dudaklarım ile öpücük attıktan sonra gülümsedim.
"Bana Kaykay sürmeyi öğret bebeğim" o sinirle nefes alıp verirken ellerim ile tekrar öpücük atıp kaykayımı gösterdim.
Sinirli olunca gözüme daha bi tatlı geliyordu ve bende onu sinir etmeye bayılıyordum.
___
"Yah! Jiminie ben yapamıyorum" kaykayın üstünde ellerimi iki yana açmış Jimin'in öğrettiği gibi durmaya çalışıyordum ama lanet olsun ki olmuyordu!.
"Rosé kollarını iki yana açmasana, öğrendiğinde de sürerken kuş gibi kolların açık mı gezeceksin?." Söylemesi kolaydı tabi, neden bunun iki tekeri vardı ki?.
"Sen biliyorsun tabi böyle konuşuyorsun,ben daha öğrenme aşamasındayım. " oflayıp bir ayağımı yere koydum.
"Tamam,tamam şimdi yapacağım" yavaşça ayaklarımı kaykay'a koydum.
Dengemi sağladığımda sevinçle ellerimi çırpıp tam ayağımı ileri doğru atıyordum ki kaykay'ın ayağımın altından kayması ile çığlık attım.
Korku ile bir yerlere tutunmaya çalışırken belime sarılan kollar ile derin bir nefes verip kapattığım gözlerimi açtım.
Jimin yakından yüzüme bakarken fırsattan istifade yüzüne yaklaşıp dudaklarını öptüm.
Hızlıca benden ayrılıp geriye gitti ben ise keyifle kahkaha atıp elimle ona kalp yaptım.
"Sen....gerçekten aish! " o söylenirken ben keyifle gülümsüyordum öpmem hakkımdı değil mi?
Düşünün yani tombul yanakları olan ama fiziği harika olan yakışıklı, sarı saçlı, bal dudaklı bir sevgiliniz var ve siz onu öpemiyorsunuz.
Gerçi o kendisinin sevgilim olduğunu kabul etmiyordu ama neyse.
"Sen ne düşünüyorsun yine? Bak o aklındaki her neyse sakın benim üzerimde uygulama. " işaret parmağını bana doğrultarak konuştuğunda sinsice gülümsedim.
Üzgünüm civcivim ama aklımdaki her şey senin hakkında.
___
Selam!
Sapıklaşma rosé! Yoksa kızarım ha shiowk.
Jimin~shi ikinizde çok tatlı ve uyumlu olduğunuz için böyle oldu.
Görüşürüz bebetolarım.
OY VE YORUM=YB
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GICIK & Jirosé
FanfictionBluerose: beni kırman için daha etkili bir şeyler lazım... { Yarı texting }