- ROSÉ -
"Selam bebetolarım" çantamı oturduğum sandalye'ye asıp kendimi yorgunlukla üstüne attım.
Jennie kafasını masaya yaslamış uyukluyordu kafasının hemen yanında da kitapları vardı muhtemelen hoca'dan yine yine azar işitmişti.ders yapmayı sevmiyordu da, lalisa ise Jungkook ile tartışmış olmalıydı ki yüzü sirke satıyordu.
Jisoo ortalıkta gözükmüyordu muhtemelen birisi ile yiyişiyordu.
Şu an buradaki en enerjik kişi bendim.
Altımdaki eteği umursamadan bacaklarımı üst üste attım ve masaya doğru egildim.
"Ne bu bitmişlik? Gülümseyin azıcık" Jennie'den yaşadığına dair belirti gelmediğinde onu rahat bırakıp lalisa'ya döndüm.
Okulun kafesindeydik ve bu gürültü de nasıl uyuyordu orası da ayrı bir muammaydı ama neyse.
"Şst sarışın bomba, ne oldu anlat hadi" aniden içeri giren civcivimin olduğu erkek grubu ile gülümsedim.
Bizim olduğumuz masanın iki masa uzağına oturmuşlardı Jungkook göz ucu ile lalisa'ya baktığında lisa trip atıp önüne döndü.
Jimin ile göz göze geldiğimizde öpücük atıp gülümsedim bana ters bir bakış atıp önüne döndüğünde kıkırdadım.
"En azından birimiz mutlu" lalisa'nın mırıldanışı ile koluna vurdum.
"Ben mi dedim Jungkook'la kavga et diye? " lalisa omuz silkerken içeri giren miss korea ile bizi görmesi için el salladım.
Elimi görüp yanımıza geldiğinde bacağına vurdum "nerdesin sen? " yanımdaki sandalye'ye oturup benim gibi bacak bacak üstüne attı.
"Chanyeol'den ayrıldım ya okulun kapısına gelmiş ağlıyor, kovdum gitti. " gülmeye başladığımda Jisoo su içiyordu.
Jisoo hafta da bir erkek arkadaş değiştiren tiplerdendi bıkınca bırakır ve yeni kişi bulurdu, lalisa benim gibi ilişkisinde birinde takılı kalırdı ki bu şanslı kişi şu an küs olduğu Jungkook'du, Jen ise kendine göre birini bulur eğer sevmediğini anlarsa hemen bırakırdı bu sene Taehyung ile tanışmıştı ve sonsuz aşkını bulmuş gibi davranıyordu.
"Hadi Jennie'nin neden bu hâlde olduğu belli oluyor ama lalisa niye? " Jisoo lalisa'ya garip garip bakarak konuştuğunda lalisa sonunda ağzını açmıştı.
"beyefendi'nin bana zaman ayırdığı yok. Antrenman'ı benden daha önemli, o basketbol toplarını çöpe atacağım. " lalisa sinirli sinirli konuşup Jungkook'a baktığında dudaklarını büzdü.
"O ne be şimdi?" Jisoo'ya katıldığımı belli edercesine kafa salladım.
"Dudaklarımı böyle büzünce dayanamıyor. " lalisa hemen konuşup dudaklarını yine aynı şekle getirdi.
"İyi de bu tarafa bakmıyor ki" Jisoo hep haklı bir insandı.
"Bakacak..." lalisa'nın bunun demesinin ardından Jungkook yüzünü bu tarafa çevirdi ve çatmış olduğu kaşları lalisa'yı görünce yumuşadı.
Biz dikkatle Jungkook'u izlerken o oflayıp bizim masaya yaklaşmaya başladı.
Jisoo ile şaşkınca birbirimize baktığımızda Jungkook çoktan lalisa'yı alıp gitmişti.
"Bende civcivime yapsam beni alıp götürür mü? " Jisoo içtiği kahveyi püskürtmemek için zor dururken ona göz devirip ayağa kalktım.
Kıvırarak yürüyüp Jimin'in yanındaki boş sandalye'ye oturdum.
"Geldi yine yapıştırıcı" konuşan Kai'ye dil çıkarıp Jimin'in koluna sarıldım.
"Civcivim şu okulun arkasında öpüşelim mi? " Jackson öğürür gibi sesler çıkarmaya başladığında durması için alttan ayağına tekme attım.
"Rosé gerçekten sinirlerimi bozuyorsun, bak Jisoo orada onların yanına git. " Jisoo ile göz göze gelince gülümseyip ağzını kıpırdatarak 'aferin' dedi.
"Ama chim..." lalisa gibi dudaklarımı büzdüğümde Jungkook'un aksine ben ittirip ayağa kalktı.
O kafenin çıkışına ilerlerken kollarımı birbirine bağlayıp arkasından gözlerimi kısarak baktım.
"Çocuğu yiyecek gibi bakma" Kai ve Jackson gülüşürlerken onları takacak değildim.
Onlar aşk ne demek bilmiyorlardı...
___
Selam!
Kurgu daha yeni olduğu için mi bu kadar yorum ve oy az? Her neyse buna takılmayacağım bol bol yorum yapın.
OY VE YORUM= YB
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GICIK & Jirosé
FanfictionBluerose: beni kırman için daha etkili bir şeyler lazım... { Yarı texting }