Kabuslarınızın ve korkularınızın sizi ele geçirmesine izin verin. Çünkü sonrasında düş kapanı tüm hepsini içine çekip, yok edecek.
+ Dreamcatcher grubunun temsil ettiği korku ve kâbuslar ile ilgili yedi tane tek bölümlük hikayeden oluşan bir kitapt...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Geceler mi, yoksa gündüzler mi?
Gündüzleri olan biten gözünüzün önündedir, fakat görecek zaman bulamazsınız. Gündüz belki nefes alacak zaman bile bulamazsınız.
Hayatın temposuna uymak için, hayatı kaçırırsınız.
Peki ya geceler?
Siz hiç gece işten geç çıkınca korkarak eve yürüdünüz mü?
Kaldırımda sadece kendi ayak sesleriniz olsun istediniz mi?
Kadınlar her zaman küçümsenir. Fakat bir kadının bir gününü yaşasanız, kalbini zihnini duysanız, kadın olmanın herkesin haddi olmadığını anlarsınız.
Kadın olmak demek...
Bazen hayatı yaşamak, bazen hayatı yaşatmaktır.
Doğru duydunuz.
Bazıları hayatını yaşar. Onlar zihnini dinleyenlerdir.
Bazıları hayatı yaşatır. Onlar kalbini dinleyenlerdir.
Zihnini dinleyenler, çoğu zaman kendi yoluna bakar ve kimseyi umursamazlar. Duvarları vardır. Eğer o duvarları aşmaya çalışırsanız, hayatınız mahvolur.
Kalbini dinleyenler ise, hep sevgi dolu ve merhametlidir. Sevdikleri için yaşarlar. Sevdiklerini mutlu etmek için, kendilerini bir hiç olarak görürler.
Peki, ya hem kalbini hem zihnini dinleyenler?
Her zaman kafaları karışıktır. Yollarını bilemezler. Ne yaptıklarından ise, yapacakları önemlidir. Bazen bir kaplan gibi cesur olurlar, bazen bir sokak kedisi gibi korkak olurlar.
Ancak, sizi çok iyi tanırlar.
Ayrıca onlar;
‘Doğru yolda, yanlış yürüyenlerdir.’
.
.
.
.
Şimdi sizi bir kadının korkusu ile baş başa bırakacağım.
*JiU*
“Takip edilme korkusu”
Üzerine giydiği siyah takım elbisesinin altında, stilettoları ile kaldırımda yürüyordu. Simsiyah saçları, gecenin karanlığı ile mükemmel bir ahenk içindeydi. Gözlerinin önündeki kâkülleri, sabit duruyordu.
Sol bileğini havaya kaldırdı, ve sokak lambasının altında saatine baktı. Saatin geç oluşu, onu geriyordu. Gece yarısı olmadan eve varması gerekirdi fakat gece yarısı çoktan geçmişti.
Mesaiye kalması gerekiyordu. Küçük erkek kardeşinin doğum gününde, onu mutlu etmeliydi. Bu yüzden sürekli mesaiye kalıyor ve para biriktiriyordu.
