2312::bu bir sonbahar fırtınası sevgilim.

28 8 0
                                    

minnettarım diye düşündü taehyung. boşluğuma yıldızlar dolduran adam, diye fısıldadı kulağına. uzaktaydın ''jeon jungkook, gitmiştin benden ama yine de parıltın erişti bana. ben mi yıldızım demeliyim sana?''

sonra çiçek kokan saçlarını sevdi esmer oğlan, kapalı gözlerini izledi bir süre. yüzünün her bir karışında gezdirdi gözlerini. göğsünde soluklanan küçüğünün nefes sesleri sabah ezgisinin ta kendisiydi onun için. elleri saçlarından yanağına inerken güzelliğine kapıldı esmer, çiçek çocuğun.

tanrı kıskanç,

dedi içinden. 

jeon jungkok'un güzelliğini kıskanacak kadar. 

tanrı bencil,

diye düşündü tekrardan.

kollarımın arasından jeon jungkook'u alacak kadar.

23.12.1905

-taehyung nereye gidiyoruz böyle?

taehyung ile jungkook'un vakitleri genelde hastanede geçtiği için, esmer küçüğüne sürpriz yapmak istemişti kemoterapiden birkaç gün sonra. yarın tekrardan göreceği için yorgun olur diye düşündü.

-sürprizler ne zamandan beri söylendi?

taehyung sahilde, uygun bir yere arabayı park etti. gece olduğu için hiç kimse de yoktu. yine yıldızlar, deniz ve çiçekler.

onların yıldızları, çiçekleri ve denizi.

araba durunca jungkook şaşkınlıkla taehyung'un arabadan çıkışını izledi, kapısının açıldığını görünce çocuksu bir heyecan ile esmer karşısında kelimelerini sıralıyordu. etrafına göz gezdirdi, görünce buruk bir tebessüm kapladı yüzlerini. taehyung'a döndü gözleri.

bakışlarından anlaşılıyor ki; jeon jungkook, kim taehyung'un yüreğininen derinlerinde saklanmak istiyor sanki.

-hadi yüzelim jungkook.

genç gülümsedi, esmerin elini tutup sahildeki denize doğru koşturmaya başladı. ikisi de her şeyi sildi hafızasından, sadece seneler önceki gibi oldular yeniden.

birlikte yüzdüler, güzel melodiler çıktı ağızlarından, çiçekler diktiler dudaklarıyla tenlerine. sonra izlediler birbirlerini yıldızların altında, seneler önce şahit olan yıldızlar tekrardan gördüler gençlerin aşkını. bir kez daha öptüler birbirlerini göğün altında, papatyaları tekrardan açtırdılar.

genç taç yaptı yine prensine, denizlerin kralı oldu esmer adam. ama esmer küçüğüne papatyalar bulamayınca dudaklarıyla dikti papatyaları küçüğünün tenine.

dans ettiler daha sonra, jungkook bu sefer biliyordu adımları; çünkü biriciği öğretmişti ona, bir daha unutmazdı onları. her kötülüğe rağmen, yaralara rağmen çiçekler dikebilen bu adamın tek bir sözünü dahi unutmazdı.

dakikalar hızla geçti çünkü birliktelerdi, zaman bile düşmanıydı onların. vakit çabucak geçerdi bu iki adam bir olduğunda.

-birlikte dans edelim, yıldızım.

esmer tuttu nazikçe küçüğünün elini, çiçek hattına çevirdi gözlerini.

genç kollarını esmerin boynuna doladı, bütün kötülüklerden esmerin kokusu ile arındı.

acımasız dünyaya karşın esmere sığındı.

dudaklar birleşti, an sonsuzluğa erişti. zaman durdu, gökyüzü sustu.

-içimdeki tatlı rüzgar da neyin nesi taehyung?

dedi genç çiçek gözlerini kapatırken,

-bu bir son-bahar fırtınası sevgilim.

dedi esmer küçüğünün dudaklarına çiçeklerini dikmeden.

bin turna kuşu | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin