evgeny grinko-grass, dew and marmalade
''bu bir sonbahar fırtınası sevgilim''
dedi jungkook, belki de son sözleriydi taehyung'un çiçeklerini diktiği dudaklarından çıkan. başta çiçeklerin yaralı tarafının kanını bıraktı, kanamasını istemediği adamın üstüne. kıyamazdı çünkü, güzel kalbi hiç kirletmek istemezdi çiçek çocuk.
biriciğinin kolları arasına düştü, bulanıklaştı etraf onun için. yine de bir gülümseme sundu prensine, endişelensin istemedi.
hayata yenildi, hayatının kolları arasında.
taehyung'un çığlıklarıyla inledi bütün şehir. boğazında düğümlendi tanrı'ya olan nefreti. kapanan gözlerinden ayırmadı gözlerini.
29.12
-durumu ağırlaşıyor taehyung.
günlerdir aynı sözü duyuyordu esmer adam, yoğun bakım kapısının önünde.
inanmadı yine gerçeklere, umursamadı yoongi'yi.
derin bir nefes alıp girdi yoğun bakıma. jungkook'un odasına doğru yürürken baş dönmesi ile durmuş ve biraz duvarda dinlenmişti. gözyaşları süzülürken yanaklarından, silmeye yeltenmedi esmer adam. küçüğü için olan şeyleri silemezdi çünkü.
kendini toparlayıp girdi odaya. jungkook'un yanına bir sandalye çekti. hemen birleştirdi ellerini, kapalı çiçek hattına dikti gözlerini.
-bir sigaralık jungkook. bir sigaralık daha kalamaz mısın yanımda?
inci taneleri süzülmeye başlamıştı bile. taehyung başını jungkook'un eline bıraktı, gözyaşları jungkook'a değiyordu böylece.
-bir sigarayı küçümseme sevgilim. sen sevmezsin, hiç de istemezsin içmemi ama dinle beni. duyuyorsun şimdi de, biliyorum.
cebindeki renkli kağıtları çıkardı ve jungkook onu görüyormuşcasına gösterdi ona.
-bak, hem turna kuşu da yapacağım sana. senin tamamlayamadığın turna kuşlarını ben tamamlayacağım çiçek çocuk. böylece yaşayacaksın, değil mi? bana öyle söylemiştin çünkü. eğer bine tamamlarsan turna kuşlarını, yaşayacağını söylemiştin. benim küçüğüm yalan söylemez.
ardından renkli kağıtlardan aynı jeon jungkook'un öğrettiği gibi turna kuşları yapmaya başladı.
-neler sığar sigara dumanına sevgilim. mesela ezberleyebilirim seni sigaranın son nefesinde. zamanı durdurmak için el kaldırırım, sarılırım sıkılmadığın müddetçe.
turna kuşlarından bir tanesi bitmişti.
995 turna kuşu.
-sen bizi küçümseme güzel adam. kaşı, gözü herkes sever. biz kalplerimizi sevmişiz.
996 turna kuşu
taehyung'un tuttuğu el kıpırdadı, jungkook gözlerini açmadan çiçek dudaklarından kelimeler sarf etmeye başladı.
-yıldız olup göğe yerleşeceğim ben esmer güzeli, konuştuğumuz gibi. beni bu gece orada ara.
997 turna kuşu
düz çizgi.
esmer adamın çığlıklarıyla yankılanan hastane, odaya dolan doktorlar ve taehyung'u sakinleştirmeye çalışan arkadaşları.
odadan zorla uzaklaştırılan esmer adam, kriz geçirmesini umursamadan turna kuşlarını tamamlamaya çalışıyordu.
998 turna kuşu
jungkook sonuna gelmişti gündüz rüyalarının, taehyung turna kuşlarını tamamlayamadan daha. göğün altında sevemeden onu, genç esmerin sigaralarını çıkaramamıştı dudaklarından. oysa çiçekler ekecekti. jeon jungkook'un çiçek bahçesi olacaktı kim taehyung'un kalbi.
999 turna kuşu
taehyung'un çığlıkları ile doluyordu duvarlar, sızlıyordu pencereler, yağmur başladı yine. melekler isyan etti tanrı'ya, yağmur yağdırdı.
-göğün yıldızı olarak gitme jeon jungkook, kim taehyung'un yıldızı ol.
diye haykırdı esmer, tanrı duymazdı onu, artık emindi tanrının olmadığına; olsaydı eğer bana yardım ederdi diyordu. haykırışlarımı duyardı, çiçek çocuğun çiçek kalbini incitmek istemezdi, yeni hikayeye başlamış bu iki gence böyle kötü bir son vermezdi.
-gitme çiçek çocuk, benim yıldızım olarak kal.
yalvarışlar uçurumlar üstünde gezinip boşluğa savruluyordu.
-tanrı'm!
tanrı umursamadı yarattığı insanın yakarışlarını.
-ona çok sevdiğimi söyle. bir gün gelirse hesaplaşma vakti; kıvrımları kalsın öyle, öptüğüm gibi.
ibreler eksiye vurdu, gökyüzü dondu. artık burası yalnızlık istasyonu.
geriye kalan tek şey,
1000 turna kuşu.
29.12-saat:01.18
paslı demir kapıları kapandı üstlerine, taş duvarlarda kayboldu boğuk sesleri. kuşatıldı ansızın kederle, ayrılıkla. aman vermez karanlıklar sardı dört yanını. jeon jungkook uyudu, bir daha da uyanmadı.
şiir yok artık, şarkılar dindi.
kim taehyung ile jeon jungkook'un hikayesi sonsuzluğa erdi.
son kez aldı ellerinin arasına sigarasını esmer adam, çiçek çocuğun temizleyemediği dudaklarının arasında aldı soluğunu. çığlığından arta kalan şeyler bunlardı işte.
biraz şarap, izmaritler ve unutmak.
bir yıldız parladı gökte. mavi, buz kesmiş. işte jungkook'du o, gökyüzünde yerini almıştı.
ama hala esmer adamın yıldızıydı.
-kim taehyung!
arkasını döndüğünde şaşkınlıkla büyüttü gözlerini, jeon jungkook gelmişti.
-tut elimi,
kim taehyung boşluktaki eli tuttu ve terasta ileriye doğru adımlarını atmaya başladı.
-seni sonsuzluğa götüreceğim, biriciğim.
bir adım daha.
-hikayemizi sonsuzlaştıralım mı esmer güzeli?
duvarı aştı esmer adam adımları ile, jungkook'un boşluk olduğundan habersizdi.
sonunda jeon jungkook ile kim taehyung sonsuzluğa eriştiler.
belki gökte bir yıldız olarak doğdular tekrardan o gün, belki de başka evrende birbirleri ile seviştiler gece bitimince.
ama esmer o günden sonra dudaklarını hiç kirletmedi. zaten kirletse bile çiçek çocuk temizlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bin turna kuşu | taekook
Fanfictionbir gün, bir gün sonsuzlukta kavuşacağız jeon jungkook. kimseler ayıramayacak bizi. ölüm bile.