2908::ölüyorum ben sevgilim.

48 11 15
                                    

yine aynı geceden sesleniyorum demek isterdim, esmer olan yine gencin çiçek kokulu saçlarını sevip ona masallar anlatıyor demek isterdim ama bu gece biraz daha farklıydı.

29.08.1893

taehyung yine aynı yere gelmişti ama jungkook yoktu. bekledi, saatlerce bekledi hatta. ama gelmedi. onun yerine taşın altına sıkıştırılmış bir not kağıdı ve turna kuşu gördü genç olan. histerik bir biçimde güldü gördüğü turna kuşu ile, boğazı düğümlendi. bu sefer kalbi genç için değil, korkudan hızlı atmaya başladı. mektubu açmadan göz yaşlarına engel olamadı, ilk başta okumaya bile cesaret edemedi. çünkü bir gidişi daha kaldıracak güçte değildi.

dakikalar sonra nihayet cesaret etti ve gözlerini satırların arasında gezdirdi;

veda mektuplarına nasıl başlanır bilmiyorum, öncelikle bunun için affet beni.

gittiğim için çok özür dilerim. hak etmedim biliyorum. hak etmedim, güzel sözcüklerini hak etmedim, sevgini, çiçeklerini, kelebeklerini hak etmedim. ama anla beni, şu an da anlıyorsundur zaten. yorgunum ben, sandığından çok hem de.

ölüyorum ben sevgilim. turna kuşlarımı bu yüzden umudum belledim. belki bir sadako hikayesine dönüşür benim hikayem, ne dersin?

eğer olur da beni özlersen, düşersem aklına yıldızları say sevgilim. her sene, istediğin vakit gel buluştuğumuz yere. sözleştiğimiz gibi yıldızların hepsini say. belki bittiğinde kavuşuruz. yap bunu, söz ver şimdi. çünkü ben de öyle yapacağım. unutma, dünyadaki tüm yıldızlar bizim.

sakın üzülme tamam mı? biliyorsun, senden akan göz yaşlarını sevmiyorum ben. yanında olsam gözlerinden öperdim, her bir yanından öperdim. öptüğüm yerlerde de çiçekler açardı, hiç soldurmazdım onları. şimdi de solmasın senin çiçeklerin, eğer senin çiçeklerin solarsa benim de canım çok yanar.

sen hayatıma girdiğin günden beri tebessümlerim hiç eksik olmadı. kalbime kondurduğun kelebekler beni yaşattı. hayatımın en değerli dakikaları, seninle geçirdiğim gecelerden ibaret.

göz yaşlarım mürekkebi dağıtıyor. aldırma onlara, iyiyim ben. seni çok özledim ama şimdiden. yanında olsam da dinmezdi, öyle bir özlemdi benimkisi.

olur da kendini yalnız hissedersen ben gittim diye, beni hep yanında hisset. cümlelerimi duymasan bile, senin güzel saçlarını sevmesem bile sana armağan ettiğim turna kuşlarım hep senin şansın olsun. olur da karanlıkta bulursan kendini; çıkacak bir yol bulamazsan yıldızlarım hep seninle olacak, olacağım. ama endişelenme benim için, ben hiç yalnız olmayacağım çünkü sen hep kalbimin bir köşesinde olacaksın. bu süreçte senden güç alacağım.

nahoşluğumu güzelliğine ver umudum olan çocuk, güzel kalbine ve güzel çiçeklerine ver. bu kadar yorgun olduğum için çok özür dilerim, seni incittiysem çok özür dilerim ama yapamadım. ben ölümüme adım adım yaklaşırken seni kendime çekemezdim.

her gece bana anlattığın masallar, bugün tamamlayamadın. bütün anlattığın masalları boş ver şimdi. bizim yanımızda hiçbir önemi yok onların.

turna kuşları, yıldızlar, kelebekler, çiçekler.. biz kendi masalımızı yazdık sevgilim. sadece iyi bir son ile bitmedi. uyuyamazsan geceleri çünkü biliyorum, sen tek başına uyumak istemezsin; bizim yazdığımız masalı düşün. turna kuşlarımızı, kelebeklerimizi ve çiçeklerimizi.

eğer bu masalda gerçekten benim prensim isen, mutlaka bir gün buluşacağız.

o halde başka masallarda buluşalım sevgilim. başka bir yıldızlı gecede, başka bir diyarda, başka bir zamanda. böylelikle belki sonsuza kadar birbirimizin olabiliriz. seni her zaman yıldızların altında sevebilirim ben de, çiçeklerimi hiç şüphesiz ekebilirim bedenine.

cümlelerim uzadıkça uzuyor, daha fazla yazmayacağım. her şey için çok teşekkür ederim. her şeye rağmen, her şey çok güzeldi. çok güzeldin, çok güzeldik.

o halde başka bir masalda görüşmek üzere, turna kuşu.

bin turna kuşu | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin