^^
"Hata yapıyorsun?" Demişti Chan.
"Belki de hata değildir."
"Changbin, Felix Seungmin'in aklını karıştıracak ne yaptığının farkında mısın?"
"Belki de ilk Felix'i ikna etmeliyiz."
"Changbin ateşle oynuyorsun?"Changbin Chan'ı ilk defa bu kadar korkutucu bulmuştu. Chan kendince haklıydı. Ama hislerine engel olamıyordu. İçinde bir yerde Seungmin'i tüm planlarına dahil etme ve ona her şeyi anlatma dürtüsü duyuyordu.
"Mührün seni yönlendirmesine izin verme?Sağlıklı düşün. Onca insan sana güvendi."
Changbin'in kalbine düşen ağırlık bu sözler ile kendini belli etmişti. Camdan çekemediği gözleri kim sürüsünden gelen Felix'e sarılan Seungmin'e takılmıştı.
"Ona inanmak istiyorum? Hyung bir şeyler daha olmalı o adamın gerçek yüzünü ortaya çıkaracağımız bir şeyler? Eğer onu bulur ve bunu seungminin keşfetmesini sağlarsak daha kolay olur."
Sonra birden durmuştu Changbin. Asıl istediği ortada kanıt yokken bile Seungmin'in sonuna kadar ona güvenmesiydi. Seungmin Changbin'e koşulsuz güvenmeliydi. Aynı Changbin'in hayatını Seungmin için ortaya koyabileceği gibi.
"Belki de haklısındır hyung ateşle oynuyorumdur. Eğer bu ateşte yanarsam bana söz verir misin?"
"Hayır." Chan arkadan neyin geleceğini biliyordu.
"Hyung ne olursa olsun Seungmini koru. Ona söz verdim. Onu hayatta tutacağıma söz verdim. Ölmesine izin verme. Benim senden başka sırtımı yaslayacağım kimsem yok."
Changbin bir elini Chan'ın omzuna çıkartarak konuşmaya devam etmişti. Chan'ın ne kadar sarsıldığını görmüyordu. İçinde kopan fırtınaları görmüyordu.
"Sen benim şu hayatta güvendiğim tek kişisin."
Chanın kurdu huzursuzluk ile uluyordu. Sen bu sözleri hak etmiyorsun diyordu. Chan farkındaydı. Hak etmiyordu. O bu kadar sevilmeyi güvenilmeyi hak etmiyordu. Bu düşünce zihninde dönüp dururken tekrar konuştu. "Hayır hayatta kal ve sevdiğini sen koru." Sonra arkasını dönüp gitmişti. Kalbi ağrıyordu. Bu mümkün müydü? Yaptıklarından pişman olmayacağını düşünüyordu. Changbin hakkında kim sürüsüne bilgi taşırken asla pişman olmayacağını düşünüyordu. Hepsinin kendince bir sebebi vardı?
Peki şimdi neden kalbi ağrıyordu.
Odasına ulaştığında yatağında bağdaş kurmuş onu bekleyen sevgilisini görmüştü. Neden içi rahatlamamıştı?
"Sevgilim." Çekik gözlerini üzerine dikmiş bakıyordu yatağındaki kişi. "Jeongin." İhtiyaçla dökülmüştü ağzından ismi. "Nasıl mı geldim?"
Changbin'e ateşle oynuyorsun demişti. Asıl ateşle oynayan oydu. Sevgilisine yaklaşıp bu çok tehlikeli demişti onu kendine bastırıp sıkıca sarılırken. "Bu çok tehlikeli Jeongin. Kim sürüsünün komutanı benim odamda görülmemeli."
Jeongin güzel gülümsemesini takınıp bakmıştı Chan'a "Merak etme sevgilim. Daha önce hiç yakalanmadık öyle değil mi?"
Hata yapıyordu bunu derinlerinde hissediyordu.
Kalbi sıkıntı ile ezilirken kendini ve sarıldığı çocuğu üstüne çekerek yatağa bırakmıştı. Kendine hakim olamıyordu. Jeongin karşısında aciz yönünü göstermek istemiyordu ama bugün kendine hakim olamıyordu.
Ve o gün ilk defa neden ağladığını bilmeden saatlerce sevdiğine sarılarak ağlamıştı Chan. İlk defa sıcak yaş gözlerinden düşerken gözlerinin önünden geçen tek görüntü ona ne kadar güvendiğini belli eden Changbindi. Jeongin ise ilk defa sessizce yanında ağlayan alfasının saçlarını okşamıştı. İki genç daha yaptıkları hatalar ile yüzleşmeye hazır değildi, daha onları durduracak bilgilere sahip değildiler.
***
SELAM 👋
LÜTFEN KURGU HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZİ BELİRTİN
OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
KİMSE JEONGİN NEREDE DİYE SORMADI İYİ Kİ SORMADI SPOİ VEREBİLİRDİM DHHSS
Şey bölümü okumadan salıyorum umarım çok fazla yanlış yapmamışımdır 👉🏻👈🏻