18

681 90 18
                                    


Her şeyin karmaşaya büründüğünü hissettiğinizde ne yaparsınız? Yaralı bile olsanız yerinizde durabilir misiniz? Peki düşmanınız olarak bildiğiniz insanların karşınızda yıkılışını gördüğünüz için üzülür müsünüz? Minho tam olarak bu düşünceler ile savaşıyordu. Kim sürüsü açıkça savaş çağrısı yapmıştı. Kim sürüsünden olduğu için Jisung ve bağlılık yemini ettiği için Hyunjin'in özgürlüğüne el konulmuştu. Kilit altına alınmıştı.

Minho ise onlar tutuklanıp giderken sadece izlemekle yetinmişti. Changbin yoktu her yolu deniyordu Seungmin'e ulaşmak için. Chan ise kayıptı. Aslında herkes onun kayıp olmadığının farkındaydı ama kimse yüksek sesle bunu söylemeye cesaret edemiyordu.

Felix ise en az Minho kadar güçlü bir omegaydı. Elindeki kanlı bezi su dolu kaba tekrar batırıp temizlerken sessizce onu izleyen Minho'ya dönmüştü. "Acıma bana."

Nefret ediyordu kendisine acınılmasından. Minho merhametliydi. Ailesi, karşısındaki omeganın babası yüzünden katledilmişti. Yine de ona karşı üzgün hissetmekten kendini alamıyordu.

"Öğrendik." Demişti Minho. Oraya ne için gidildiği unutulmuş muydu? Felix kanlarını temizlediği yaradan gözlerini çekmiyordu. Çekemiyordu. Benim yüzümden diye çığlık atan tarafını susturamıyordu. "Seungmin'in annesi sizin sürünüzden hiç dönmemiş."

Sözlerin ağırlığını dışarıdan duyan birisi asla anlamazdı. Ne demek dönmemişti? Nasıl olurdu? Yıllarca duydukları tek şey; Omega anne ailesini tercih edip gittiği sürüsünde mührün ağırlığı ile öldüğüydü. Eğer oraya hiç gitmediyse o zaman nasıl ölmüştü? Felix'in aklına tek bir isim geliyordu. Babası bunu yapmış olabilir miydi? Ama neden yapsın?

"Felix. Sadece bir dedikodu ama.." devam edemedi Minho. Söyleyeceklerinden sonra yeni mühürlenen omeganın duygu değişimleri yüzünden ne kadar acı çekeceğini tahmin bile etmek istemiyordu. Söylemesi gerekiyor muydu? Felix elindeki her şeyi bırakıp karşısına oturmuştu. "Lütfen" demişti.

"Amcan ve omegası mühürlenmeden önce ilk  baban görmüş omegayı. Bizim oranın yaşlıları babanın omegaya aşkını anlattılar. Ne kadar doğru bilmiyoruz. Sadece yaşlıların dilinde kalmış bir karşılıksız aşk söylentisi."

Felix söylenenleri kapalı gözleri ile dinlemişti. Kurdunun dahil olmadığı karşılıksız aşkları duymuştu. Asla kavuşamayan tek taraflı sevgileri. Kurt dünyasında mutlu olmanın tek yolu vardı. Sahip olduğu kurt benliğinin mühürlendiği insana aşık olmak.

"Babam gerçekten yapmış olabilir mi?"

Sorusu Minho için değildi. Zihninden geçen görüntülere engel olamıyordu. Gerçekten Seungmin'in annesini öldürmüş olabilir miydi? Ölümüne yol açmış olabilir miydi?

"Eğer geri dönmemiş ise nerede bu kadın?" Bu sefer sorusu Minho'ya yönelikti.

Minho sızlayan kolunu tutarak kıpırdanmıştı. "Lee sürüsüne gittiğimizde bir çok kişiye aynı soruları sorduk. Sadece söylentiler vardı. Kadının asla geri gönderilmediği. Mührünün bozulmaya çalışıldığına dair."

Felix'in yeni durmuş göz yaşları tekrar akmaya başlamıştı. "Eğer doğru ise çok acı çekmiş olmalı."

Zihnini toplamakta zorluk çeken iki omega sadece hayal ederken bile zorlandıkları şeyi düşünmek istemediler. Bu acımasızlıktı. "Seungmin bunu bilmeli Felix."

"Hayatta ise." Hala ona ulaşamıyorlardı. Seungmin'i düşününce ezilen kalbinin sesini susturamıyordu.

Babası gerçekten ne kadar ileri gitmiş olabilirdi? Felix aslında en başında sorması gereken soruyu sormuştu? "Kim saldırdı size?"

Minho aslında cevabı bilen omegaya bakmıştı. Ondan nefret etmiyordu. Jisung ile tanıştıktan sonra hayatına giren bu insanlara acıyordu.

"Baban." Felix'in dağılışına şahit olmak zordu. Babası için tüm doğrularını kenara atan bu çocuğa üzülüyordu Minho. "Babandı felix. Hyunjin ölürse sen de ölürdün. En son gönderilen alfa da senin için gönderilmişti. Felix Hyunjin'in bağlılık yemini etmesine sebep oldun. Gerçekten.." gerçekten ne demesi gerektiğini bilemiyordu. Senin yüzünden ölecek mi demeliydi? Ne işe yarardı ki.

"Ölmemi neden istiyor?" Fısıltı halinde düşen sözleri Minho'yu susturmuştu. Zaten her türlü mahvolmuştu.

Gerçekten diye düşünmüştü Minho. Bir baba çocuğunun neden ölmesini ister?

İki omega üzüntülerini en derinlerinde hissederken Changbin girmişti eve. Hyunjin'in evine. Felix'in başka yere gitmesi zor olurdu. Hyunjin olmasa bile onun ait olduğu yerde kalmalıydı.

Felix ayağa kalkarken gözleri ile sormuştu soruyu. En ufak bir umut kırıntısına muhtaçtı.

Changbin elindeki malzemeleri masaya bırakıp arkasını dönmüştü. Minho iyi haberler olmadığını anlamıştı. Daha fazla izlemeye gerek yoktu onun için. Kendini yastığa bırakırken gözlerini kapatmıştı. Ama Felix duymak istiyordu.

"Söyle." Emrivaki kelimesi Changbin'i kapıdan çıkmak üzereyken yakalamıştı. "Seungmin dışarıda bir yerde kayıpken senin bu şekilde ortalıkta dolanmanın sebebini söyle." Felix karşısındaki çocuktan nefret ediyordu.

Changbin sessizce arkasını dönüp sinirli omega ile göz göze gelmişti.

"Seungmin'in amcasının yanında olduğunu belirten bir haberci geldi." Changbin acı çekiyordu. Tüm yolları kapamışlardı. En başında babası çıkıyordu önüne engel olarak. Çok şaşırmıştı. Babası onu nasıl anlamazdı?

"Yani buna inandın mı?" Felix sinirli ses tonunu kontrol edemiyorken sormuştu.

"Gelen kişi Seungmin'in evlilik teklifini reddettiğini bir kaç güne resmî mektubun elimizde olacağını söyledi." Nefes alamıyordu Changbin. Nefesi yanında değildi. Hala ona ulaşamıyordu.

Felix şok ile açılmış gözlerini etrafında gezdirmişti. Mühürlenmeyi reddetmiş olmazdı Seungmin. "CHANGBİN BUNA NASIL İNANIRSIN? Seni seviyor o seni seviyor asla vazgeçmez senden" felix daha devam ederdi eğer Changbin onu susturmasaydı.

"İnandığımı söylemedim."

Gözleri alev barındıran alfa son defa kontrol edip dışarı atmıştı kendini.

Omegasına ulaşamıyordu. Zihnine seslendi yeniden ama herhangi bir hareket yoktu. Sessizce ormanın derinliklerine ilerlerken her zaman buluştukları yere gelmişti. Onu çok özlemişti.

Çok özlemişti omegasını.

Korkuyordu. Onu görmeden, ondan duymadan, bu yazılanlara veya söylenenlere inanmayacaktı.

Babasının son sözleri aklına dolarken sıcak gözyaşları yanaklarını ıslatmaya başlamıştı.

"Halkını mı seçeceksin, yoksa onu mu? Kaç çocuk var bu sürüde biliyor musun? Kaç yetim, öksüz, yaşlı? Changbin halkını hayatta tutmayı mı yoksa omeganın mührünü mü düşüneceksin? Savaş kapına gelmişken, bu kadar insan sana muhtaçken sen bir tek insanın peşinden mi gideceksin?"

***

Çok geç kaldım değil mi?

Hadi buraya bana sövmeniz için bunu bırakıyorum 👉🏻👈🏻

ALPHA* Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin