11.5 ༄Kuroo Tetsurō (yandere)

1.3K 79 187
                                    

-Bağcık-
ʕ•̫͡ʕ•̫͡ʔ•̫͡ʔ•̫͡ʕ•̫͡ʔ  Tür:Yandere  ʕ•̫͡ʔ•̫͡ʔʕ•̫͡ʔ•̫͡ʕ•̫͡ʔ

*Yandere içerikli. !!! TW !!! Kan !!! Bıçak !!! Adam öldürme !!! Toksik ilişki !!! Takıntı !!! Kaçırılma !!! Şiddet !!! Cinsel taciz !!! Vahşet !!!

*Kuroo, tabii ki, karakteri dışı hareketler sergileyecek.

"Göremiyorum! Tetsurō göremiyorum!" Arabaya bindiğinde zaferin getirdiği mutlulukla kahkaha atmıştı. Sonunda göremiyordun. Yemeklere kattıkları işe yaramıştı. Tamam kalıcı bir körlük değildi. Belki aldığın dozdan dolayı 12 saat anca kör kalırdın. Ama bu ona yeterdi. Artık ondan ayrılamazdın. Tamamen onundun. Acele etmeden eve doğru sürdü. Bu sırada birkaç arama yapıyor, onun için çalışan doktordan randevu alıyordu. Eve vardığında kapıdan sinirliymiş gibi girdi.

"Neden tekrar kaçmaya çalıştın?" Nereye baktığını bilemeyen, boş bakışlarla sesin geldiği yöne baktın. Tetsurō artık tamamen emindi. Göremiyordun.

"Te-Tetsurō göremiyorum. Neden göremiyorum bilmiyorum! Tetsurō yardım et." Kolunu tutup dışarı sürükledi. Arabaya gelmiştiniz. Koltuğa yerleştirip kemerini bağladı. Kendisi de sürücü koltuğuna binip sürmeye başladı. Ama bilemediğin bir şey vardı. Ne kadar dönseniz, ne kadar yol gitseniz de şu an evdeydiniz. Doktor gelmişti. Kapalı odalarsan birisi sahte klinikti. Oraya girdiniz. Doktor gözlerine bakıp şu anlık kör olduğunu onayladı.

"Vitamin eksikliğinden olmuş olabilir. Sana birkaç vitamin yazacağım." Tetsurō'nun telefonu çalmış, odadan çıkmıştı. Fırsat bu fırsat diye düşündün. Doktorun olduğunu düşündüğün yere doğru elini uzatıp, bir kumaş parçasına değince sıkıca tuttun.

"Lütfen bana yardım edin. Kaçırıldım. Bu adam beni zorla tutuyor. Eksikliğim yok. Zehirleniyor olabilirim. Lütfen yardım edin." Hayatının en büyük hatasını yaptığını fark etmedin bile. Odadan çıkan Tetsurō değil doktordu. Kaçmaya çalışacağını düşünmemişti. Artık onu sevdiğini, hiçbir zaman bırakmayacağını düşünüyordu.

Sinirle elini saçlarına daldırıp oturduğun yerden kaldırdı. Saçını bırakmadan seni ilk getirdiği odaya götürüyordu. Doktor önünüze çıkınca adama defolup gitmesini söylemişti. Korkudan ağlıyor kendini kurtarmaya çalışıyordun. Odaya vardığınızda seni yere attı. Düştüğünde kafanı yere çarpmıştın. Fazlaca bir ağrı ve korku vardı. Komodinin yanına gidip üstünde duran vazoyu yakınına fırlattı. Ardından gardıropun önüne gidip kıyafetleri üstüne atmaya başladı.

"Sana bunca şey aldım. Sevdiğin her şey bu evde. İstediğin filmi izleyip, istediğin kitabı okuyabilirsin. Resim yapabilirsin. İstediğin yemekleri yiyebilirsin. Sadece yanımda kalman lazımdı. Senin diğerleri gibi olmayacağını düşündüm. Bırakıp gitmeyeceğini düşündüm. BENİ APTAL YERİNE Mİ KOYUYORSUN HA?!" Kıyafetler yüzüne, vücuduna çarpıp düşüyordu. Yanına döndüğünde yanağına ağır bir tokat attı. Ellerinden biriyle bileğini tutmuş, öbürünü boynunun etrafına sarmıştı.

"Benimsin. Yanımdan ayrılmayacaksın!" Bileğini güçlüce çevirdi. Acıyla bağırdığında boynundaki elini sıktı. Nefes alamıyor, bağıramıyordun. Üstüne çıkmış daha da sert bastırıyordu. Tepinsen de nafile, senden fazlaca güçlüydü. Bir süre sonra acı, korku ve nefesinin kesilmesinden dolayı bilincini kaybettin.

Bayıldığından emin oldu. Ardından kendi özel yatak odasına gidip portatif buzdolabını açtı. İçinden bir şırınga ve ilaç dolu şişe çıkarıp yanına geldi. Şırıngayı doldurduktan sonra ilacı vücuduna enjekte etti. İlaç yaklaşık 8 saat seni felçli tutmaya yeterdi. Vücudunu kaldırıp sinema salonundaki yataklı koltuğa yatırdı.

Haikyuu One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin