SürpriZli SürpriZ

2.6K 384 106
                                    

☄☄☄☄☄

Balayının üstünden geçen bir yılın sonunda, o sabah Hasret yataktan çıkarken hiç bu kadar zorlanmamıştı.

"Armağan bırak artık. Spor yapmak istiyorum. Daha duş alıp Yağız'ı okula bırakacağım."

"Hasan Yağız'ı bırakır. Ben sana spor yapma demiyorum ki. Ata binmek bacakları sıkılaştırmanın en etkili yollarından biridir."

Hasret boğazından kaçan gevrek kahkahaya engel olamadı. Sevişmek için her yolu deneyen adamın göğsünün üzerinde uzun tırnağını gezdirmeye başladı. Onun hafifçe irkilmesinden ölesiye haz duyuyordu. Huylanıyordu ama dokunan kendisi olunca dudaklarını ısıra ısıra katlanıyordu. Temastan nefret eden birine göre Hasret ile birlikte olmak, fobilerini aşmak için en etkili terapi yöntemi gibiydi.

"Beygir Bey, teklifin çok cazip olsa da gece yeterince at üstündeydim. Üstelik sen yeterince saldın, bana katılmaya ne dersin? Bir zamanlar sabahın kör vakti uyanıp bu muhteşem vücuda yatırım yapan biri vardı."

"Hiçbir zaman azla yetinme bal gözlü kadınım. Hep daha fazlasını iste. Ayrıca artık kadınların gözüne girmek için fazladan çaba sarf etmeme gerek yok. En güzeli, en ateşlisi, en şehvetlisi beni kalbine ve içine aldı. Kabuslarımdan temelli uyandığımdan beri gözümü sadece içine girmek için açıyorum."

Elleri çoktan iç çamaşırından içeri kaymışken Hasret onun gönlünü eğlemeden güne başlayamayacağına bir kez daha emin olarak nafile çabasından vazgeçti. Tüm gücünü kullanarak Armağan'ın iri ve diri bedenini üstüne çekti.

"Kabul ama yeterince serdin demiştim. Şimdi ben yatacağım, sen çalış biraz."

"Hazır çalışmaya başlamışken bir de bebek yapalım mı?"

"İki çocuk neyimize yetmiyor?"

"Evin bir sürü boş odası var. Ah tabii kalp de dört odacıklıydı değil mi? Bir göz oda hala boş."

"Şimdilik zevke odaklandım. Hamilelik sürecinde bunu yapamayacağımızın farkında olarak dilek tut bence."

Armağan bir an düşünür gibi yaparak hızla onun içine girdi. Hasret inlerken Armağan konuştu.

"Belki de haklısın. Bir kadınla ilk birlikte olduğum yaşı göz önüne alarak nefes almadan, aletim içinde dolaşmalıyım."

Hasret karnına ağrı girene dek güldü. Hızlı ama sert, etkili bir sevişmenin akabinde onun zevk almasını her daim gözeten Armağan sayesinde orgazmı dakikalar sürmüştü. Kendini toparladığında bacak kasları hakkında yorum yapamazdı ancak vajina kasları yoğun çalışma sonucu yanıyordu. Hızlı bir duşun ardından, önce çocukların odasına giderek ona kollarını uzatan ve kendince  mırıldanan on beş aylık kızı Yaren'i kucakladı. Sonra onunla aşağı inerek Ayşe Hanım'ın hazırladığı kahvaltısını yapan Yağız'ın başına bir öpücük kondurdu.

"Günaydın oğlum."

"Günaydın anne kalem kutumu bulamadım."

"Çantana koymuş olabilir misin oğlum?"

Birlikte geçirdikleri sekiz aydan sonra Yağız Hasret'e anne, Armağan'a baba demeye başlamıştı. Yaren nispeten daha küçük olduğu için ikisine alışması kolay olmuştu. Altı yaşına basan oğulları eve geldiği yaş itibarıyla da ayrı odada yatabilecek kadar büyüktü ancak Hasret onu tek başına bırakmak yerine, gece defalarca Yaren için kalkacağını bile bile ikisini aynı odaya yerleştirmişti. Yaren'i yanına alarak Yağız'ın dışlanmış hissetmesine mahal vermemiş, sayıklayarak uyandığı her gece, gözünü açtığında ilk gördüğü kişi olmuştu. Ve çocuğa itinayla aşılanan bu güven, annesini hatırlayan Yağız'ın Hasret'e anne demesini öne çekmişti belki de.

"Bakarım anne. Kahvaltım bitti, okula Hasan Abi mi götürecek?"

"Hayır, ben götüreceğim. Dişlerini fırçala, ayakkabılarını giy geliyorum."

Mutfaktan çıkarken, mutfağa girmekte olan Armağan da onu bir tur öpüp okşadı ve Hasret bir şeyler atıştırabilsin diye Yaren'i kucağına aldı.

"Yaren'i de mi götüreceksin?"

"Evet. İşten önce dedesine götüreceğim onu."

Hasret'in babası fizik tedavi sonrası yardımsız yürümeye başlamış ve orada tanıştığı bir kadınla hayatı paylaşmaya başlamıştı. Hasret'in işleri çok iyi gittiğinden babası ve cici annesi için ev satın almış ve babasına aşkla bakan kadını sevmişti. On beş yıldan uzun süredir hayatını kızına adayan ve bundan beş yıl önce geçirdiği kaza sonrası her gün ölmeyi dileyen babasının ikinci baharı Hasret için tüm yazlardan yeğdi.

"O zaman ben de sizinle geleyim. İşe oradan geçerim. Babamı görmek istiyorum."

Hasret, onu evlat edinen bir adama Armağan'ın ağız dolusu baba dediği her seferinde içinin erimesine, ona bir kez daha aşık olmaya şaşırmaktan bir türlü vazgeçemiyordu. Böylece ikisi birden çocuklarıyla yola çıktılar. Önce Yağız'ı okula bıraktılar sonra da Yaren'le onları kapıda karşılayacağını bildikleri İsmail Kalaylı'nın evine sürdüler.

🎈🎈🎈🎈🎈

Armağan büyük resmi gördü neyse ki?

Hasret'i sevmeden durabilir miydi sizce?👩🏻‍❤️‍💋‍👨🏼

Seni TanıyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin