Saatlerce tuvalette oturabilirim, ihtiyacım olduğu için değil orası benim gözümde saklanma alanı gibiydi artık.
Ancak klozet üzerine oturduğumda, tuvalet kapısını kilitlediğimde huzur buluyorum.
Kendimle baş başa kalabileceğim tek yer burası.
Neden mi? Annemle babamın kavgasını ancak tuvalette kilitli kaldığım zaman duymuyordum çünkü.
Babamdan gelen içki kokusundan, annemin dengesiz tavırlarından, sürekli kendine karşı ilgi istemesinden iyice sıkılmış, bıkkınlık halindeydim.
Tabiki, bu kimsenin umrunda değil herkes sadece kendini düşünürdü.
Annem insanlar arasına girdiğinde kalın makyaj yapıp, babamın eserleri olan yüzündeki ve vücudundaki morlukları kapatmaya çalışmakla meşgul bir kadındı. Babamın ise aile umrunda değildi.
Neredeyse her gün alkol alır annemi farklı kadınlarla aldattırdı.
Annem her aldatıldığında beni sebep göstererek babamın "kadın sevgisini" görmezden gelirdi.
Evimizde kavga, tartışma, şiddet normal hale gelmişti ve bu çile günden güne çekilmez hâle geldi.
Varlıklı bir ailenin tek çocuğum ben.
Varlıklı ama huzursuz bir evin.
Annem sürekli beni gidip babama anneme öyle yapma, böyle yapma diye söylememi isteyerek rahat bırakmıyordu. Buda beni psikolojimi iyice bozar ve babama karşı değilde anneme nefret beslenmeme sebep olurdu. Annem kendini çilekeş, fedakar anne olarak görürdü.
Onun fedakarlıkları bana fazlalık gibiydi, fedakarlık falan istemiyordum. Ayrıca bu durumdan midem bulanıyor içimden öfke kusmak istiyordum.
Kapı kolu sinirli ve hızlı bir şekilde çekilmeye başladı.
Bu annemin kapını açma ve tuvalete dalma çabasıydı.- "Çık haydi! Şerefsiz kendini buraya kilitledin mi?! Anneni hiç düşünme sen! Ben burada her gün dayak yiyorum, çıkıp babana bir çift laf etmiyorsun bile."
Susuyordum...
Susuyordum...
Çünkü ayaklarım ellerim buz kesmiş gibi üşüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuvalette düşen arzular.
Short StoryKendini hiç bir şekilde güvende his etmeyen biri ancak tuvalette saklanır.