arkadaşlar ya melek olursak
ya tunahan elenirse... melek olursak... 👼
hiç iyi değilim amkkk
fragmandaki ağlama sesi...
evet yarın ehliyet sınavım var (ilkinde kaldım) ve ben hikayeye yb yazmaya çalışıyorum harika biriyim
iyi okumalar ve unutmayın ne kadar çok yorum oy o kadar hızlı yb çünkü gaza geliyorum serbarcılar bilir günde 3 bölüm yazdığımı hatırlıyorum amk ah serbar... yüce serbar
iyi okumalar<3
...
aradan geçen üç haftanın ardından artık vücudumda herhangi bir ağrı ya da morluk yoktu. sergen bana çok iyi bakmıştı. artık kendi başıma iyileşmek zorunda değildim.
sergen kendi evime gitmeme izin vermiyordu. zaten tüm eşyalarımı da buraya getirmişti. o evde neredeyse hiçbir şeyim kalmamıştı.
babamın yeniden gelip beni götürmesinden korkuyordu. neredeyse paranoyak olmuştu. evden çıkması gerektiğinde arkasından kapıları kilitliyor ve perdeleri bile açmamam gerektiğini defalarca kere tembihliyordu.
beni bu denli koruması, beni kaybetmekten ölesiye korkması o kadar güzel bir duyguydu ki... resmen ruhum okşanıyordu. yaşadığım duygulara bir ad vermeye gerek duymuyordum, ama illa ki vermem gerekseydi sanırım buna aşk derdim.
sergen'e aşık olmuştum.
artık onsuz geçecek bir günü hayal etmek bile beni yerle bir ediyordu. sergen'i asla bırakmayacaktım. almıştı başına belayı.
bugün pazar olduğu için ayrıca keyifliydim. bundan beş gün önce sergen'le bir plan yapmıştık. birlikte alışverişe gidecektik. pazar günü sergen'in tatil günüydü. aslında sergen sinemaya gitmek istemişti ama sinema salonları beni hala geriyordu. elimi hiç bırakmayacağını söylese de ikna olmamıştım.
duş alırken düşündüğüm şeyleri bir kenara koyup suyu kapattım. bugün dışarı çıkacaktık. benim için çok özel bir gündü. o yüzden de güzel olmak istiyordum.
sergen'in isteği üzerine yüzümde kirli bir sakal vardı. ilk başlarda hissiyatından nefret etsem de zamanla alışmıştım. hem ben de kendimi böyle daha iyi hissediyordum. daha büyük ve daha ciddiye alınabilir bir birey gibi duruyordum sanki.
bornozumu giydikten sonra buhar olmuş banyo aynasını sildim elimle. küçük saç havlusuna kabaca saçlarımı kuruladıktan sonra hindistan cevizli nemlendiricimi tüm vücuduma sürdüm. çok güzel kokuyordu, sergen de çok seviyordu.
ardından odaya geçip sergen'in dolabında durduğu için tıpkı sergen gibi kokan kıyafetlerimi hızlıca üstüme geçirdim.
ne giyeceğim diye düşünmeme gerek yoktu, çünkü günler öncesinde yaptığım küçük defilenin ardından sergen'le birlikte bunlara karar vermiştik. mor bir hoodie ve gri eşofman. bunları evde de giyiyordum ama sergen bana çok yakıştıklarını söylediği için tabii ki de bunları giyecektim.
hazır olduğumda içeri sergen girdi. diğer günlerden hiçbir farkım olmamasına rağmen heyecanlı gülümsememle birlikte sergen'e döndüm. "nasıl görünüyorum?" sergen yanıma yaklaşıp boynumu öptü. "bebek gibisin."
sevinçle kıkırdadım. ardından sergen'i süzdüğümde onun da eşofman giydiğini fark ettim. üstüne ise siyah hoodie giymişti. siyah sergen'e çok yakışıyordu. normalde olduğundan çok daha çekici oluyordu.
bu yüzden dışarı çıkarken giyecek olmasına biraz bozulmuştum ama bu takıntılı düşüncemi onunla paylaşmamaya karar verdim. "sen de harika görünüyorsun."
