Gözde aracı ile Salonun otoparkındaydı. Yan koltukta ki çantasını aldı ve kafasını kaldırdığında onu gördü. Bay gizemliyi. Aracına biniyordu. Hemen saklandı.
Araç hareket edince ki bunu dönerken yaydığı ışıktan anlamıştı hemen doğruldu ve harekete geçti. O çok dahiyane planı uygulayacaktı. Takip!
Sabırsızca arkasına düştüğü aracı belli bir mesafe de takip ediyordu. onu görmeyeli iki koca gün olmuştu. O akşamdan sonra da bir daha göremeyeceğini düşünmeye başlamıştı.
Beyoğlunda bir otoparkta durunca Gözde de hemen müsait bir yere park edip peşine düştü. Kalabalık caddelerden arka sokakları ve izbe bir sokağa kadar gitti. Bu mahallede kimsenin kimseden haberi olmayacağı barizdi ama yine de onu yaşadığı ortamı görmek istiyordu. İçinde bastıramadığı bir dürtü vardı.
Epey eski bir apartmana girdi adamın peşinden. Altı tamamen iş yeri olan bu binanın üst katları ise ev veya ofislerden oluşuyor olmalıydı. Gözde'nin ki sadece tahmindi yine de emin değildi tabi.
Binaya girdikten sonra ise adam aniden kaybolmuştu. Kaş ile göz arasında. En az kırk tane daire kapısı olan bu bina da onu bulması imkansızdı. Biran bir ışık yandı ayakkabılar eğer ayakkabı ile eve girmiyorsa belki daireyi bulabilirdi. Bütün dairelere bakıp en sonuncu kata çıktığında bu düşük ihtimalin de bir işe yaramayacağını sanıyordu ki, sağda ki kapıda ayakkabıları gördü. Apartmanın sarı ışığı altında heyecanla kapının önünde durdu ve ışık söndü bir saniye sonra sağ şakağında metal bir soğukluk hissetti ve bir nefes.
"Ellerini kaldır ve yüzünü dön." Emri ile sesin sahibini tanıdı. Ona verilen emre uyarak döndü ve onunla göz göze geldi. Her yer karanlık olsa da loşluk adamın bir yüzünü hafif aydınlatıyordu. O aydınlıkta adamın gözlerinde anlık bir şaşkınlık gördü ama o kadar silik ve hızlıydı ki belki de öyle bir şey olamamıştı.
Gözleri Elaydı, kirpikleri siyah ve kalın. Dudakları ise düz bir çizgi gibiydi asla dolgun depildi. Sert bir çehresi vardı siması ise buz gibiydi. Kutupları anımsatıyordu, soğuk ve üşütücü. Sakalları son gördüğüm günden beri daha da uzamıştı. Bakışları ifadesizdi. Profesyonelce üzerine çalışılmış gibi.
Hafifçe yutkundu.
"Senin ne işin var burada?" üşüdüğünü hissetti gözde,
Hala onu inceliyordu. Neydi kii bu kadar içine alan. Düşüncelerini ele geçiren. Onu buralara kadar getiren onun arkasına düşüren?
"Sana diyorum." Dedi. Silahı pantolonun arkasına yerleştirirken. Sonra bir den göz temasını kesti ve uzaklaştı. Açılan mesafeler oksijeni beynine ulaştırdı Gözde'nin.
"Hiç geçiyordum bir uğrayayım dedim."
Tek kaşını hafifçe kaldırıp ona bir deliymiş gibi baktı.
"Beni takip ettin"
Gözde dudağını büktü. Masumca bir şeydi. Oysa şuan bambaşka bir durumun içindeydi.
"Başım belada mı?"
Doruk bir süre öylece kızın gözlerinin içine baktı. Bir arafta gibiydi, kızı evine alıp onunla delice sevişmek veya onu buradan postalayıp bir daha görmemek arasında.
Eğer onunla birlikte olursa kızdan kurtulamayacağı aşıkardı. Manyak falandı galiba. Aynı kendisi gibi. Bu düşünce kalbinde sıcak bir şeylere sebep oldu
O bir askerdi. Mantık ve eğitim üzerine kurulmuş bir hayatı vardı.
"Git." Dedi sert bir şekilde.
Duru dudağını sağa sola doğru oynattı düşünüyormuş gibi.
"İçimde ki ses heo belaya atlamamı söyler"
Doruk gözlerini kıstı ve ona doğru eğildi.
"Sen bela görmemişsin!" dedi.
Gözde de aynı fikirdeydi şu dakikadan itibaren. Burnuna çok pis kokular geliyordu.
"Nesin sen kiralık katil falan mı?"
Doruk'un dudağı hafiften kımıldadı. Tebessüm bibi bir şeydi.
"Bi çeşit." Dedi.
Gözde cevabı hızlıca taradı. Değilim demedi, büyük oranda kabul etmiş sayılırdı.
"Komik misin?"
Doruk bütün ciddiyeti ve alev saçan gözleri ile kıza tekrar yaklaştı. Bu bir kişiye üç dakika içinde iki kez yakın temas kurmak için yaptığı çok saçma bir durumdu.
"Sence?"
Gözde de ifadesizleşti. Aslında tam olarak içinde büyük bir korku tufanı vardı. Ne olduğu belirsiz bir adamla karanlık bir apartmanda korunmasız bir durumdaydı. Duru^'yu uyarırken kendisi başını belaya sokmuştu.
"Sanmıyorum."
"O zaman neden hala toz olmadın?" normal bir kızın değil bir çok erkeğin bile başına silah dayanması halinde toz olacağı bir yerdelerdi.
Kız korkmuyor gibi görünse de kan basıncı yükselmiş ve solukları derinleşmişti. Göz bebekleri de büyümeye devam ediyordu.
"Niye olayım."
"Deli misin sen?"
"Bİ çeşit."
Doruk alayla gülümsedi.
"Neyse ufaklık. Ajancılık oyunun çok sıktı."
"Gayet de eğleniyordum ben."
Doruk beş dakika içinde üçüncü kez kıza yaklaştı.
"Uza!!!!"
Aynı hızla geri çekildi ve merdivenlerden yürüyerek gözden kayboldu.
.............
hikaye her gün yeni bölümleri ile Dreame de devam ediyor arkadaşlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK TEK KULLANIMLIK MI?
RomantikErkekler ve hissettirdikleri milyonlarca yıl öncesinde kaldı. o çok ilkel zamanlarda. Çünkü kadın; öğrendi, yaşamayı , savaşmayı, acıyı, güçlü olmayı, bilgeliği, ayakta durmayı. Yalnızlığı. Tek olmayı. Çektiği tüm zorlukları harmanladı. O tada zehi...