İrem gözlerini açar hava soğuktur. Hava aydınlanmak üzeredir. Sol koluyla yüzünde kalan birayı siler. Of çeker ve ardından üstüne düşmüş Arda 'ya bakakalır ve uyanmaya çabalar. O sırada telefonu titrer. Gelen bir otomatik kampanya mesajıdır.
İrem: Tam da sırasıydı..
Ardından telefonu bırakır ve of çekerek tavana bakar. Arda 'yı kenara iter, bir eliyle kasayı tutup kalkmaya çalışır fakat ayağını basamaz ve düşer. Her şeyi çift görüyordur ve midesini bulanıyordur hafiften. İrem 'in düşmesinin yarattığı ses ve titreşimden Arda uyanır gözünü açar ve tavana bakakalır. Kafasının altında İrem 'in benzinliğin marketindeki raftan aldığı yastığı görür ve gözünü ovuşturur. İrem ise 2. bir deneme ile ayağa kalkar fakat bir yere tutunmadan duramıyordur.
İrem (Zor duyulan bir ses tonuyla): Günaydın
İrem 'in sesini duyan Arda hala nerede olduklarını idrak edemediği için birden irkilir ve sesin geldiği yöne bakar.
Arda: Günaydın... Sen iyi misin ?
İrem: Peh sayılır sen de iyi görünmüyorsun sanki kanks
Arda: Biraz başım ağrıyor sadece
İrem: Benimde... Çikolata ister misin ?
Arda: Sandviç tarzı bir şey yesek daha iyi olmaz mı ?
İrem: Olabilir bilmiyorum
İrem, yeni uyandığından benzinliğin marketine mal mal bakmaya devam ediyordur. Alabileceği pekte bir şey yoktur çünkü açtır ve cips, bisküvi... ufak tefek şeylerden başka da pek bir şey yoktur.
İrem: Şey e ben bir şey bulamadım sanki
Arda: Nasıl bir sürü şey var ?
İrem: Karnımızı bunlarla doyuramayız ama arabaya bir şeyler alalım buradan
Arda: Peki
Arda ayağa kalkar ve İrem 'in yanına gelir. İrem telefonuna bakıyordur.
Arda: Gidip biraz daha keşif yapmalıyız bence
İrem, Arda 'nın yüzüne bakar ardından da düşünceli şekilde yere bakar ve düşüncelere dalar. Arda, İrem 'in yüzüne baktıktan sonra onun harekete geçmeyeceğini anlamıştır ve kolundan tutmuştur.
İrem: Napacağız şimdi ?
Arda: Bilmiyorum ama başka insanlar var mı diye bakmak zorundayız
İrem: Haklısın
İrem ve Arda marketten çıkarak arabaya doğru yürümeye başlarlar. Oldukça yavaş yürüyorlardır. Fakat arabaya yaklaştıkça İrem üşümüştür ve arabaya koşup arabayı ısıtmaya başlamıştır. Arda ise yavaşça gelip sürücü koltuğuna oturmuştur. Arabayı çalıştırmaya çalışmıştır fakat benzini yoktur.
İrem: E şey şu işaret benzin işareti sanırım bak yanıyor.
Arda: Evet... İyi ki yolda bitmemiş
İrem: Yolda... evet yol...
Arda: Cidden ben çok mu kötüydüm geldiğimizde buraya yada daha önce
İrem: Evet biraz... Hatırlamıyor musun ?
Arda: Hatırlamıyorum
İrem: Gece buz gibiydi arabayı sürerken kolların titriyordu bende arabayı sağ çekmeni söylemiştim ardından seni kolunun altından tutup benzinliğin marketine kadar getirdim ve arabadan battaniye alıp markete girdim ve kilitledim daha sonra da sen küt diye uyuya kaldın zaten
Arda: Teşekkür ederim
İrem: Önemli değil fakat şimdi ne yapacağız
Arda: Bilmiyorum
Ardanın yüzü düşer ve direksiyona bakakalır. Ardından benzinin olmadığını unutur ve arabayı çalıştırmaya çalışır. Araba çalışmaz.
İrem: Benzin...
Arda: Şey doğru ben gidip doldurayım
İrem telefonuna bakarken Arda arabadan iner ve benzini doldurmaya gider. Benzin pompasını alır ardından arabanın depo kapağını açarak depoyu fuller. İrem ise durup kendi başına o ana kadar neler olduğunu anımsamaya çalışır. O sırada Arda arabaya biner. İrem 'in suratı düşmüştür.
Arda: Ne oldu ?
İrem: Ya.. ?
Arda: Ya ?
İrem: Ya hiç kimseyi bulamazsak
Arda: İyi yönde düşün illa ki kalanlar vardır
Bunu diyen Arda bile kendine inanmamıştır fakat ikisinden birinin morali düşerse diğeri de otomatik olarak çökeceği için buna dikkat ediyorlardır. Nasıl olsa Dünya 'da kalan son iki kişi onlardır.
Arda arabayı çalıştırır ve sürmeye başlar.