"İrem ? İrem orada mısın bugün... Saat kaç... ah başımm..."
Adım Arda 2 çocuklu bir ailenin büyük olanıyım. Genelde sessiz sakin ve doğalımdır. Pek insan sevmem fakat bazı arkadaşlarım vardır çok sevdiğim. Bugün uyandım saat şu an 23.13 ve ben benzin istasyonundayım. Kurtların ulumalarını duyuyorum. Elimde bir elma, yarısı yenmiş. İstanbul hiç alışılagelmedik şekilde sessiz... Belki bunu okuyan az ama bu benim az kişinin okumasını istediğim bir hikayem yada sadece ruhumdaki konsorsiyumun okuması bile belki yeterli olur ? Tek başımayım tüm Dünya' da ve aç olan hayvanlar şehire inebilir. Uyandığımda şey.. Uyandığımda saçma sapan ürpertici bir soğuk ve insan yokluğu vardı. Nerede olduğumu bile anımsayadım burası hiç böyle sessiz olmazdı.
Saçmaydı hemde çok saçma. Tüm gün arabayla dolaştım tüm şehir bomboş ve televizyonda canlı yayın namına hiçbir şey bulamadım. Arabaya bindim ve sevdiğim müzikleri açıp dinleyerek şehirde gezdim. Tabi yanımda...İrem: Hey uyan artık sana diyorum bayıldın herhalde geç oldu korkmaya başladım gidelim
Arda gözünü açar ve İrem'in yüzünü çift görür. Fazla alkol almıştır ve araba sürecek durumda değildir. İrem ise Ardaya içten içe kızıyordur çünkü benzinliğin etrafında kurt ulumaları duyuluyordur. Arda elleri ve kafası benzinliğin marketindeki kasanın üstünde olacak şekilde uyumuştur dizlerinin üstünde duruyordur. İrem ise yere oturmuş telefonuna bakıyordur o sırada. İkiside 20 yaşındadır. İrem, Ardayı tüm insanlar kaybolduktan 3 gün sonra tesadüfen bulmuştur.
Arda: Ben şey bir dinazor alabilir miyim
İrem: Off gerizekalı içme dedim o kadar
Arda: 2 bardak içtim ya
İrem: Ne iki bardağı 2 bira içtin...
Arda: Offf
İrem: Bağırma tamam yanındayım :(
Arda yeniden bayılmıştır ve tam tezgahtan düşecekken İrem ayağa kalkıp kolunun altına girmiştir. Ve Ardayı dizine yatırmıştır kendi de yere oturup duvara yaslanmıştır.
İrem: İnanmıyorum herkes nereye gitti ben napacağım...
İrem de Arda gibi uyuyakalmıştır sonunda.