"You take me down, spin me around, you got me running all the lights.
Don't make a sound, talk to me now, let me inside your mind.""Aslında uzun süredir devam ediyordu ancak ölenlerin hepsi yaşça büyük veya hastalıklı bireyler olduğu için 'acayip ölümler' olarak kayıtlara geçirme ihtiyacı duyulmamış." diyerek verileri belirten dosyaları Lawliet'in önüne bıraktı Watari.
Aiber kafasını yana savurarak önce Wedy'e sonra Lawliet'e bakmıştı. "Yagami Light olma ihtimali var mı?"
"Var." L tereddüt etmeden cevap vermişti. "Bunu düşünmenize gerek olduğunu sanmıyorum. Kira benim yanımda bulunduğu sürece etkisiz haldeydi ancak belli ki artık geri dönüşünü gerçekleştirmek istiyor."
"Ölümlerin sonlanmamasını bile Yagami Light'a bağlamalıydık." Wedy merkezin içinde bulunan kanepenin baş kısmına oturdu. "L'in şüpheleri asla sekmez."
"Ben," Aiber gizleyemediği şaşkınlığıyla beraber Wedy'nin yanına geçip konuşmaya başladı. "L'in sırf hırsına yenik düştüğü için Yagami Light'ın Kira olduğunu iddia ettiğini düşünmüştüm. Onun ilk yanılgısı Yagami Light hakkında olur sanmıştım."
"Yanılmak isterdim." Lawliet, Watari'nin biraz önce masasına yerleştirdiği cheesecake'leri yemeye başlamıştı. "Ancak emin olmadığım şeyler hakkında belirli cevaplar vermem. Yagami Light'ı gözlemlerim sonucu Kira olarak adlandırdım ve kimyaları birebir uyuşuyordu. Kira olmaması için hiçbir neden yok."
"Anlıyorum." Aiber derince verdiği nefesle birlikte konuşmuştu. Kira meselesinden bıkmıştı artık.
"Task Force ekibini yeniden toparlamak istiyor musun, L? Nasıl olsa Kira tekrar kendini göstermeye başladı. Davayı tek başına ilerletmen zor olacaktır."
"Evet, zor." Lawliet umursamazca elindeki çayından yudumluyordu. "Ama imkansız değil. Yagami Light ile birlikteliğim var. Şu an Task Force ekibini toparlamak; Benim için ikinci kademede yer alan bir plan."
"Birlikteliğiniz arkadaşça mı, L?"
"Hayır, Aiber." Elindeki çay bardağından son bir yudum alıp, başını arkasındaki kanepede oturan ikiliyi görebilecek şekilde çevirdi. "Sevgi içeren bir ilişkimiz var."
Aiber ikinci şaşkınlığını yaşarken, Watari neler olduğunu öğrenmesiyle birlikte tepki vermeyi reddetmişti.
"İşine duygularını katmanın doğruluğunu çözümleyemiyorum, L."
"Bunlar sorun edilebilecek şeyler değil, Wedy. Her ne kadar onu seviyor olsamda duygularıma yönelik değil, mantık çerçevesinde düşüncelerimi ve hareketlerimi ilerletirim. Yagami Light ile birlikte olmamız; İsteklerimizden ya da amacımızdan sapmamız için geçerli bir sebep bulundurmuyor. Bu yüzden o hâlen Kira olmaya, ben de onu yakalamaya çalışan L olmaya devam ediyorum."
Wedy anladığını belirtmek istercesine başını salladı. Watari öğrendiği şeyler ardından, yaşanılanları nasıl fark edemediğini düşünmüştü.
"Tek sorun; Kanıt yok. Light, Amane Misa'dan ayrıldığını ve kendisiyle irtibata geçmeyeceğini söylüyor. Eğer Kira'nın ölüm defteri bendeyse diğeri Amane Misa'da olmalıydı. Tabii Light defteri ondan aldıysa fikirlerim değişir."
"İki defter olduğuna emin misin, L?"
"Evet. Bunu anlamak için fazla kafa yormanıza gerek yok. İki Kira olduğunu belirtmiştim ve mantıken yeryüzüne bırakılan iki defter bulunması gerekiyor." Lawliet, arkasına döndürdüğü başını yeniden önüne çevirirken söz almıştı. "Ancak şöyle bir sorun var ki; Artık bu bilgimi bile sorgulayacak duruma geldim. Yagami Light gerçekten adil ilerlemiyor."
"Kira'nın infaz kararı var. Yagami Light tek bir açığında yakalanacaktır, bunu bilerek hareket ediyor olmalı." Oturduğu kanepeden kalkmıştı, Wedy. "Özellikle senin yanında, L."
"Biliyorum."
Kendilerini konuşmalarının arasından çekip çıkaran yine bir arama olmuştu. Lawliet, yanı başında tuttuğu telefonunu eline alıp çağrıyı yanıtladı.
"Efendim, Light."
"Artık gece yarısı buluşmalarını kesmen gerektiğini düşünüyorum, Ryuzaki. Biliyorum, merkezdesin ancak yine de erken saatlerde buluşma benzeri işlerini halletsen olmaz mı?"
"Üzgünüm, saatin nasıl geçtiğini fark etmemişim."
Light'ın derin bir nefes verdiği aramanın diğer ucundan dahi duyuluyordu. "Her neyse, konuşmanız bittiyse artık merkezden çıkabilir misin? Seni, yaklaşık yarım saattir aralıksız binanın aşağısında bekliyorum."
"Gelmeni söylememiştim, Light." Lawliet, anlamadığını belirten ses tonunu bahşetmişti Light'a.
"Ama geldim, öyle değil mi? Bunu sorgulamanın bir manası yok."
"Seninle bunu tartışmayacağım." Lawliet sandalyesinden kalkarken cevap veriyordu. "Geliyorum." dedikten sonra aramayı kapatmıştı.
Ardından kendisine merakla bakan 3 kişiye kısaca açıklama yapıp, Light'ı daha fazla bekletmemek adına hızlıca binadan ayrıldı.
"Woah, bir an hiç gelmeyeceksin sandım, Ryuzaki." Lawliet'in yanına gelmesiyle yüzüne içten denebilecek şekilde bir gülüş yerleştirmişti Light.
Lawliet aynı şekilde bir gülümseme sergileyip Light'ın sol eline parmaklarını geçirdi.
"Benimle birlikte olmak nasıl bir duygu, Ryuzaki?" diyerek adımlamalarını sağladı, Light. Bu soruyu sormasının herhangi bir nedeni yoktu, diyalog başlatabilmek için konuşmuştu.
"Dikenlerle döşenmiş sonsuz bir yolda koşmak gibi hissettiriyor." Light'ın adımlarına uyum sağlamaya çalışıyordu. "Ama ne yazık ki, bizim bir sonumuz olacak."
"Nasıl yani? Benden ayrılacak mısın?" Gerildiğini hissediyordu.
"Hayır, ondan bahsetmiyordum. Yaptığımız iş hafife alınacak bir şey değil. Elbette ki ikimizden biri, bir diğerinden erken ölecek. Sonsuza kadar birlikte olmamızın imkânı yok."
"Huh? Sorun olarak gördüğün şey bu muydu?" Hayıflanarak sormuştu bunu, ses tonunun ciddiyet içermediği belliydi. "Takma kafana, ölürken dahi birlikte olacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝖺 𝗀𝗋𝖺𝖼𝖾𝖿𝗎𝗅 𝗀𝗅𝗈𝗐𝗂𝗇𝗀 𝖾𝗏𝗂𝗅 𝖻𝗅𝗈𝗌𝗌𝗈𝗆 | 𝗅𝖺𝗐𝗅𝗂𝗀𝗁𝗍
FanfictionHiguchi'nin Kira olarak yargılanması üzerine Light, hafızasını yeniden kazanır. Yağmurlu günde L ile yaptığı konuşmadan sonra "öldürme" düşüncelerini kendini riske atmamak adına erteler ve Kira olarak devam etmediği süreçte Light, L adına çalışmaya...