Geçmişte Tokyo Manji Çetesinden kendi isteğiyle ayrılan Hanagaki Takemichi, gelecekte prestijli şirketlerin birinde çalışmaya başlamış ve kendine güzel bir hayat kurmuştu. Ancak bir sabah yolları, eski çetesinden arkadaşı, şimdi ise Bonten üyesi ola...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BAJI
2008
Motorları az ileride park edip Chifuyu'yla birlikte yürümeye başladık. Geç saatlerdi, yürürken adımlarımızdan başka bir ses duyulmuyordu. Geceleri hava iyice serinlediğinden üşüyüp boynumu içime çektim. Ellerimi cebime sokarken işaret parmağımdaki yüzük cebime takılıp canımı acıttı,
"Hay verdiğin hediyeye.."
"Bir şey mi dedin Baji-san?"
Kafamı çevirmeden omzumun üstünden bakındım, "Ha, yok bir şey." Derin bir nefes verirken sıcak nefesim soğuk havayla bütünleşip buharlaştı, "Bana baksana Chifuyu, üşümüyor musun?"
"Hayır üşümüyorum." dedi hemen sanki bunu sormamı bekliyormuş gibi.
Yarım bir ifadeyle gülümsedim, "Biliyorsun, beni kuyruk gibi takip etmen gerekmiyor."
"Ben senin yardımcın değil miyim Baji-san? Seni bir kuyruk gibi değil, bir gölge gibi takip etmem gerekiyor."
Önüme dönüp güldüm, "Dediğin gibi olsun."
Sokağın çıkışına geldiğimizde Chifuyu bana doğru yavaşça yaklaştı, "Bir şey sorabilir miyim?"
"Ne oldu?"
"Mikey-kun'un neden çağırdığını..biliyor musun?"
Başımı kaldırıp açık gökyüzüne baktım, "Bilmiyorum. Muhtemelen önemsiz bir şeydir." Söylediğime kendim de inanmayarak yıldızlara baktım. Geçerli bir sebebi olmasa bizi gecenin bu saatinde çağırmayacağını biliyordum.
"Sanırım geldik."
Chifuyu'nun sesiyle başımı indirip soldaki bahçeli eve baktım, "Evet geldik." Kapıdan içeri girmeden önce sordum, "Buraya ilk defa mı geliyorsun?"
Chifuyu gözlerini kaçırarak kafasını salladı, "Evet."
Kapının önünde durup çaldım. Takırtıların, kalın sesli konuşmaların ardından adım seslerini duydum. Sonrasında kapı açıldı, aradan Pah-chin göründü,
"Nerede kaldınız?" diye sordu uykudan şişmiş gözlerle ikimizi süzerek.
Cevap vermeden yanından geçip içeri girdim. Herkes Mikey'nin odasında toplanmıştı. Yere saçılan motor parçalarını ayağımın ucuyla ittirip koltuğun ucuna oturdum.
Mikey'nin yatağında yarı uzanmış halde duran Draken toparlanıp kalktı, Chifuyu'ya oturmasını işaret etti.
"Mikey nerede?" diye sordum. Yerde oturan Takemichi arkamı işaret etti.
