9 | yalan?

1.2K 140 131
                                    



yoongi ile garip bir gün geçireli birkaç gün olmuştu, bu birkaç gün içinde sürekli neler yaptığımı sormuştu, başta sanmıştım ki gerçekten kurmak istediğini söylediği ilişki için adım atıyor ve ne yaptığımı merak ediyor, ama yanıldığımı fark etmek çok zamanımı almamıştı, yoongi hayatımı, beni kontrol etmek istiyordu.

salak gibi düşüneceğimi söylemiştim ona, neyi düşünecektim ki? bana dair hiçbir şeyi hak etmeyen birini, tek bir hareketiyle boğazımı sıkabilecek birini hayatıma almak gibi bir aptallık mı edecektim?

aptalın tekiydim, onun yanındayken, onun sözlerinin etkisindeyken düzgün düşünemiyordum. tam tersi onun karşısında daha da akıllı olmalıydım.

bu sabah okul için zorlukla hazırlanabilmiştim, canım o kadar hiçbir şey yapmak istemiyordu ki sürünerek hareket ediyordum sanki.

bir yandan da kendimden korkuyordum, hayatımda bir boşluk vardı ve zihnimin bu boşluğu yoongi ile doldurma yanılgısına düşmesinden korkuyordum. belki de çoktan düşmüştüm, şu an telefonumu ondan bir mesaj gelmiş mi diye kontrol etmemden belliydi sanki bu, kendimi dövecektim şimdi.

hatta, mesaj göremeyince üzülmüştüm, işte, kendimi tanıyormuşum, gerçekten salağım. son zamanlarda sabah dokuz sularında onun mesajıyla karşılaşırdım, birbirimize gün içinde ne yapacağımızı anlatırdık, aslında anlatıyor olması garipti, daha garip olan bir şey varsa o da okulumun yakınlarında bir yere bir kahve dükkanı açmasıydı. iki gün önce açılışı yapılmıştı, beni de davet etmişti ama en son onunla gittiğim yerdeki rahatsızlığı düşünerek bunu sınavımın olduğu bahanesiyle reddetmiştim. bahane değil, yalan.

bazı durumlarda istemediğimi belirtmek yerine bazı yalanlara başvuruyordum, bunu sıklaştırdığımı fark ettiğimde kendimden oldukça fazla uzaklaşmıştım ancak düşününce, yoongi yalan duymayı hak ediyordu, gerçeğin kırıntılarını bile hak etmiyordu hatta.

anlaşıldığı üzere yoongi inanılmaz bir ikilem yaratıyordu bende, ondan etkilendiğim barizdi, çekilip duruyordum ona doğru, ama neyse ki güçlü bir korku duyuyordum, bende yarattığı tereddütler kendimi geri çekmemde yardımcı oluyordu, yoksa çoktan kelimeleri tarafından esir edilmiştim.

telefonuma bakarak odamdan çıkarken annem bir şeyler söylüyordu ancak tam o anda aldığım mesajdan dolayı bir kelimesini bile anlamamıştım.

min yoongi
dersinden sonra kafede bekliyor olacağım, geçen gün olduğun şu sınav hakkında konuşalım.

bunun ne anlama geldiğini iyi biliyordum, yalanımı yakalamıştı. her şeyden haberi olan bir adamın gerçekten bir sınava sahip olmadığım haberini almamasını beklemiyordum zaten, peki asıl soru, neden yakalanacağımı bilmeme rağmen yalan söylüyordum?

çünkü ona güvenli bir profil çizmek istemiyordum, onu çelişkilerimin olduğuna inandırırsam bana daha çok bağlanırmış gibi geliyordu, bu yüzden asla bağlanmaya hazır biri değilmişim gibi konuşuyordum hep, bu yüzden hatalar yapıp duracaktım.

zaman zaman kendimin bile anlamadığı numaralar yapardım, acı içinde kavrulurken samimi bir mutlulukla gülümser, aslında hiçbir şey hissetmezken boğuluyormuş gibi davranırdım. rol yapabiliyor olmak beni güvende hissettiriyordu, insanları istediğim gibi yönlendirebiliyordum, ama yoongi'de böyle olmayacaktı, o, her zamanki kolaylıkta değildi. zaten yanında rol yapabiliyor da değildim, elim ayağıma karışıyordu.

sadece bildiğim ve gerçekten arkasına sığındığım tek bir şey vardı ki, isteğimin aksine davranması bir süre ilgimi aktif tutsa da ardından gelmeyen özen beni uzaklaştırırdı, bana kendimi gerçekten değerli hissettirmeliydi, bensiz iyi olamayacağını bilmeliydim.

price on my head | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin