11 | sıcaklık'

538 63 76
                                    





yorumlarınızla beni motive etmeye ne dersiniz? keyifli okumalarrr


"baba mı?" şaşkınlığımı gizleyememiştim. yoongi için baba diye bahsettikten sonra birden sevimsiz hale gelmişti bu çocuk.

jisung'a dönmüş bu baba meselesini soracakken namjoon geldi ve kolunu omzuma attı. "oo, bir numaralı hedefimiz ağına düşmüş. na'ber?"

namjoon'a bir tane çakasım gelse de iri cüssesiyle beni korkuttuğundan dokunmadım. birdenbire içeri girmiş olmak daha da saçma bir kararmış gibi gelmeye başlamıştı.

hedefimden şaşmayıp jisung'a sorumu sordum. "ne babası ya?" bu kadar direkt sormam jisung'u bile şaşırtmıştı. jisung cevap veremeden namjoon omzumu sıktı ve sahte gülümsemesiyle konuştu. "yoongi'nin haremindeki beşinci karısından olan çocuk taemin canım, tanışmamış mıydınız siz?"

dalga geçtiğini anlamak zor olmasa da yine de içimdeki şüphe korkuyla büyümüştü bile. "ne karısı ya?" ciyaklamıştım resmen, ben bile ses tonumdan rahatsız olmuştum.

"bir karım yok ama istersen sen olabilirsin hoseok." yoongi'nin gülerek söylediği şeye namjoon kahkaha atmıştı, patron yalakası.

yoongi ne ara gelmişti de konuşmaya dahil olmuş bilmesem de kollarımı birbirine bağladım ve suratımı düşürdüm. bir kişi bile sorumu doğru düzgün cevaplamıyordu.

çok komik gerçekten(!).

yoongi beni ve düşen suratımı umursamadan taemin'in yanına gitti ve onu kucağına aldı. taemin de bunu bekliyormuş gibi yoongi'ye sıkı sıkı sarıldı ve gülümsedi. tatlı velet. "nasıl gidiyor bakalım mini boy?"

taemin kaşlarını çatıp küçük yumruğuyla yoongi'nin omzuna vurdu. "ben mini değilim tam 7 yaşındayım!"

yoongi yalancı bir şaşırma ifadesiyle; "vaov, ne kadar da büyüksün, neredeyse beni bile geçeceksin."

yalan yoktu, yoongi ve o veleti izlemek yüzümdeki küskün ifadeyi silmiş, yerine gülümseme getirmişti. yoongi'nin bu daha önce görmediğim yüzü içimi ısıtmıştı.

genelde emirler verip duran dangalağın tekiydi.

taemin küçük parmağıyla beni işaret etmiş, yoongi'nin kulağına eğilerek bir şeyler söylemişti. fısıldamaya çalışsa da ses tonunu ayarlayamadığından hepimiz duymuştuk. "baba, sanırım ben şurdaki gamzeli abiyi çok kızdırdım, ona dondurma alabilir miyiz? ben küsünce sen bana alıyorsun ya..."

taemin, bu kadar tatlı olma, sinirlerimi bozuyorsun, yanaklarını ısırasım falan geliyor.

yoongi önce düşünür gibi yapmış, ardından taemin'e kocaman gülümsemişti. "bir daha okulu asıp yanıma gelmeye çalışmayacağına söz verirsen hem seni hem de hoseok abini dondurma yemeye götürürüm, ne dersin?"

yoongi gülümserken bu kadar tatlı olmayı nasıl başarmıştı? keşke ben de onu böyle gülümsetebilseydim. yanlış anlaşılmasın, güzel bir manzara.

taemin alt dudağını sarkıttı. "ama yoongi baba, okulda benimle dalga geçiyorlar." yoongi tek kaşını kaldırınca taemin hemen fikrini değiştirdi. "tamam, tamam söz."

bu velet yoongi'ye baba dedikçe içim bir fena oluyordu ama ortamdaki herkes bunu öyle normal karşılıyordu ki delirmeme ramak kalmıştı.

yoongi sol kolundaki taemin'le birlikte bana doğru ilerlemeye başladı, sağ eliyle elimi sıkıca tutup kafenin kapısına doğru yöneldi. "namu, masama bıraktığım dosyalarla ilgilen ve beni birkaç saat kimse rahatsız etmesin."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 25, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

price on my head | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin