" lena lütfen keser misin şunu? Bak söz dersim bitince oynayacağım seninle" kızmamak için kendimi tutarken 4.kez lena'yı çalışma masamdan indirdim. Çizim yapmam gerekiyordu.
Lena pes etmeyip renkli kalemleri patisiyle ittirirken sabırla kendisini yatağına koyup önüne oyuncaklarını serdim. Bazı zamanlar çok sinirime gidiyordu.
Etraftaki tüylerini yok edip çalışma masama oturdum.Teslim etmem gereken çizimler vardı.
Masa lambamı yakıp 2-3 saat boyunca kalkmayıp işimin yarısını hallettim. Latte yapmak için sandalyemi itip oturma odasıyla mutfağın bir olduğu tezgahıma ilerleyip fincan indirdim raftan. Yorgunluğumun üstüne iyi gideceğini düşündüğüm latte nedense bana geçmişi hatırlatan bir aura veriyordu.
Ergenlik yıllarım ve üniversitenin ilk yılları gözlerimin önünden geçiyordu. Arkadaşlarım,anılarım,eğlendiğim ve en son çaresizleştiğim anlar. Şuanda çok yakın olup sürekli konuşup görüşebildiğim bir arkadaşım yoktu doğrusu. Bu benim seçimimdi,sanırım bunca zamanki yanlış arkadaş seçimim ve hassas duygularım yüzünden artık buna girişmek istemiyordum.
Karşısındaki anlamayan insanlara değer vermek saçmaydı ve ben bunu yıllar boyu sürdürmüş kendime eziyet etmiştim. Kafama düşen taşla herkesle iletişimi kesip sevgili kedim,hayalim,kendimle ve geleceğimle ilgilenmeye başlamıştım.
Ve komik olan kısım ne biliyor musunuz?, çok mutluyum! Sevdiğim şeyleri yapıyorum beni yargılayan,zamanımı çalan kimse yoktu.
Arkadaşlık yeri gelince güzeldi,birlikte gülmek ağlamak kesinlikle pahabiçilemez ancak ben yanlış kişilere denk gelmiştim ve bunun sonucunda yorgundum.21 yaşındaydım,hayaliyle ilgilenen,hayvan sever,ve eski benden uzak olan cana yakın biriydim. Mutluydum,hayatıma karışan ve kalbimi bilerek kıracak kimse yoktu.Bazı insanlar yalnızken mutludur bazıları ise illa birilerini ister,açıkçası bu tercih meselesi. Soğuk insan olmakla alakası yoktu.
Hazırlamayı bitirdiğim latte ile çalışma masama geri oturdum. Kahve eşliğinde bitirdiğim ödevle esneyerek kendimi lena'nın yanına atıp sarıldım. Patilerini bana sardığında okadar yumuş yumuş oldum ki sevgisinden..ağlayacaktım.
" çok seviyorum seni... bin insana eşitsin" öpücük bırakıp bildirim gelen telefonuma uzandım.
Bay minho : Merhaba
Rahatsız ettiğim için üzgünüm,lucy 2-3 gündür içine kapanık.Biriyle görüşürse morali düzelir belki diye düşünüyorum. Lena ile iyi anlaşıyorlar, müsaitsen bir araya getirelim mi?
Mesaj sahibi ile yerimde dikleştim. Geçenki karşılaşmamızda lucy'in arkadaşı olması için arada görüştürmek için numaramı istemişti,bende verdim çünkü lena nihayet anlaşabildiği birini bulmuştu.
Yüzümde fark etmediğim sırıtış oluştu
Jisu: ah ne rahatsızlığı?
Aslında iyi olur lucy mutlu olacaksa,seve seve.Hem lena içinde iyi olur.
Cidden pisicikler görüşüp oynasınlar diye mi sırıtıyorsun jisu? Yoksa bay heykeli göreceğin için mi? Göz zevkine karşı kim olursan ol karşı koyamazsın tabii.
İç sesime karşı boğazımı temizledim haksız değildi.
Jisu: şuan dışarı çıkartamam uygunsa evime gelseniz? Hem daha güvenli , rahat olur
ŞİMDİ OKUDUĞUN
silly excuse,Lee Minho
أدب الهواةBenim yaşlarımda bir adam perişan halde dağınık,ıslanmış saçlarıyla bize doğru koşuyordu. Aman tanrım,onun insan olduğuna emin miyiz? #Leeknow Lovelove <3 Bu kitabı yıllar oldu bu nedenle yazım yanlışlarını ve yetersiz betimlemelerı görmezden gel...