Medyadaki şarkıyı dinleyebilirsiniz tanıdık gelecektir :>
Yeonjun hastahanedeydi yine. Ama bu sefer kendisi için değildi, Beomgyu için değildi, dayak yiyen annesi için de değildi.
Soobin adlı bir prens içindi.
Yeonjun Soobin'i gördüğü andan beri bir prense benzetmişti. Ve şuan hastahanenin acil kısmında her yerinde çürükler ve el bileğinde sargı varken savaşı kaybetmiş bir prense benziyordu.
Soobin'in yatağının yanındaki rahatsız sandalyede otururken huzursuzlukla gözlerini kapattı. Az daha geç kalacak olsa ona yapacakları...
Aslında tamamen şans eseri bulmuştu onu. Koridorlarda Taehyun adlı çocukla birisini arayan Huening Kai'yi görmüş ve onlara yardım etmek istemişti.
Taehyun aradıkları kişinin Soobin olduğunu söylediğindeyse...
Korkmuştu.
Yeterince yaralı olan bir kalp daha çok yaralanacak diye korkmuştu.
Okulun arka tarafından gelen inleme ve gülüşme seslerini takip ettiğinde...
Hızla başını salladı. Unutsa daha iyiydi.
Ona doğru gelen Taehyun'a baktı. "Ebeveynlerine haber verdin mi?'
Taehyun başını olumsuz anlamda sallayarak "Duyarlarsa her şey Soobin hyung için daha zor olacaktır." dedi.
"Çok teşekkürler Yeonjun hyung. Senin sayende kurtardık onu. Ben tek başıma Woojin ve Jimin'i asla yenemezdim."
"Eiyy, önemli değil. Hem ben de endişelendim onun için." Yeonjun önce 10'a yaklaşan saate, sonra da Taehyun'un gittikçe kapanan gözlerine baktı.
"Taehyun-ah... Hadi sen eve git. Soobin'in yanında ben dururum."
Taehyun çok itiraz etmişti ama sonunda eve gitmeye razı olmuştu. Tabii Yeonjun'un yarım saatte bir rapor vermesi koşuluyla.
Şimdiyse saat gece bire geliyordu. Dün bu saatlerde Soobin'le sohbet edip gülüşüyordu Yeonjun. Şimdiyse beyaz çarşafların arasında bir melek gibi uyuyan Soobin'i izlemekten başka bir şey gelmiyordu elinden.
Yavaşça kalkarak yastığın yanına oturdu. Sırtını yatağın başlığına yaslarken Soobin'i uyandırmamaya ultra dikkat ediyordu.
Sessizce Soobin'in saçlarına dokundu parmak uçları. Yanaklarına, kirpiklerine, burnunun ucuna, dudaklarına... Ölüm yokmuşçasına yavaşça keşfetti prensinin yüzünü.
Gözleri kendi sargılı eline gitti. İntihar... Biraz ertelenebilirdi sanırsa. En azından bu prens uyanana kadar.
Eli Soobin'in saçlarını yavaşça okşarken huzur onu da ziyaret ediyordu. Göz kapakları yavaşça kapanırken onu rahatlatan koku daha önce kokladığı hiç bir çiçeğe benzemiyordu.
Bir saat geçti, iki saat geçti. Soobin uyandı, saçlarındaki eli hissetti. Burnu tanıdık kokuyu aldığında gülümsedi.
Yine o vardı yanında.
Uyurken iyice kaykılan Yeonjun'u rahatlatmak adına yatar pozisyona getirdi.
Artık tek kişilik yatakta dip dibeydiler.
Soobin gözlerinin el verdiğince Yeonjun'u izledi.
Biraz daha zaman geçtikten sonra güvende olduğu bilinciyle o da uykuya daldı.
İki ruhta yaralıydı, ikisi de acı çekiyordu. Ama ikisininde uyurken tuttukları elleri onları bu dünyaya bağlayan en güçlü şey olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
can't see | yeonbin ✓
Fanfic"Bilmiyorum, sadece ona iyi gelmek istedim. O öylece ağlıyordu ve ben elim kolum bağlı oturamazdım." NOT: ficde yer alan kötü kahramanların isimlerinin bazıları sektörde aktif veya aktif olmayan idollerin adlarından seçilmiştir. yazar adı geçen tüm...