15. bölüm

756 128 63
                                    

[Yeonjun'un gözünden]

"Hyung gerginlikten altıma işeyeceğim şimdi."

"Bu tmi beni hiç ilgilendirmiyordu Beomgyu."

"Aman, suratsız."

Beomgyu, Kai ve ben havaalanının kafesinde oturmuş Soobin ve Taehyun'un gelmesini bekliyorduk.

O yokken boyatmayıp kendi kahve rengine dönmesine izin verdiğim saçlarımı uzun süreden sonra şekillendirip geriye yatırmıştım. Üstümde siyah uzun bir ceket, boğazlı bir kazak ve siyah bol pantolon vardı. Ayakkabılarımı bile kirliler mi diye kontrol etmiş, Soobin'in en sevdiği kokuyu sürmüştüm.

Çok uzun süreden sonra ilk defa heyecanlıydım bir şey için ve kendime özen göstermiştim.

Sabırsızca gözüm bileğimdeki saate gitti. Çoktan gelmiş olmaları lazımdı ama gelen giden yoktu nedense.

"Hyung bu bölümü nasıl geçicem ben ya?" Beomgyu ve Kai kaç gündür bitiremedikleri oyunun final bölümünü bitirmeye çalışıyorlardı.

"Ya nereden bileyim nasıl geçeceksin ben de geçemedim zaten." Beomgyu pis pis Kai'ye baktı.

"Anca bana sor zaten hiç kendin geçmeye çalışma."

Kai Beomgyu'ya 'seni kişisel nedenlerden ötürü görmezden geleceğim' bakışı atıp oyununa geri döndü.

Gerginlikten midemin ağrımaya başladığını hissettiğimde huzursuzca Beomgyu'ya baktım.

"Ben yolcu çıkışının orada bekleyeceğim."

"Hıhı git sen."

Gerginlikten kusma kıvamına geldiğimde ellerimi cebime koyup yolcuların çıktığı yere ilerlemeye başladım.

Neden gergindim? Onu göreceğim için mutluydum da aynı anda. İçim içime sığmıyordu ve etrafımızdaki onca homofobik insanı siktir edip ona kocaman sarılmak istiyordum gördüğüm an.

Kokusunu, en ufak dokunuşunu, gamzesini, gülünce gözünün yanında oluşan minik kırışıkları bile deli gibi özlemiştim.

'Özlemden ölecek haldeyim.'

Ancak kavuşmamızın bile süreli ve geçici olacağını bilmek cidden öldürüyordu beni.

Derin bir nefes verip kendi kendime gülümsedim. Sonuç olarak onu şuan terk etmem gerekmiyordu ve terk edene kadar da bu konuyu daha fazla düşünmeyecektim.

Etrafa boş boş bakarken gözüme uzun boylu, emin adımlarla yürüyen biri takıldı.

Yanındaki Taehyun'dan destek almadan, seri ve kuvvetli adımlarla korkusuzca yürüyen biri.

Birini arar gibi bakışlarını tüm havaalanında gezdiren ve her minik ayrıntıyı görmeye çalışan biri.

Gözlerim hızla dolarken elim ağzıma gitti içimdeki haykırışı durdurmaya çalışır gibi.

'O... O görüyor!'

İnanamaz gibi tekrarlıyordum kendi içimde.

O görüyor!

Sonunda gözleri kalabalığın ortasında şık kıyafetlerle ağlayan beni buldu.

Elindeki valizleri arkasından gelen Taehyun'a bırakıp bana doğru adımlamaya başladı.

Ağlamam şiddetlenirken onun da adımları hızlanıyordu.

Ya siz inanabiliyor musunuz? Soobin sonunda karşımda sapasağlam. Özleminden öldüğüm sevgilim gülerek bana koşuyor şuan.

can't see | yeonbin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin