ÇOCUK KAÇIRMA

435 5 2
                                    

Mustafa'yı zar zor ikna edip karakola geldiler. Çocuğun Annesi de karakoldaydı. Kadının ifadesini aldılar. Kadın " Ben kızımı parka getirdim. Sonra o kumlara oturdu kale falan yapıyordu. Ben de bir komşula karşılaştım. Oturdu yanıma konuşuyorduk. Bir ara bi bakayım dedim napıyo diye. Sonra bi baktım bi adam tutmuş kızımın kolundan onu. Peşinden Kostüm. Bırakın yavrumu dedim dinlemediler. Peşinden Koştum ama yetişemedim. Yerlere düştüm. Ne olur kurtarın onu ne olur bu onunla beraber gittiğimiz son Park olmasın lütfen. " Dedi. Bu konuşmadan sonra İbrahim ve arkadaşları çok duygulandılar. İbrahim "Merak etmeyin onun kılına bile zarar gelmeden bulucaz. Ama siz de araba hangi renkti, plakası ne? Bunu söyleyin. Verdiğiniz bu bilgiler sayesinde kızınızı daha çabuk bulucaz." O arada siz de o bölgedeki bütün kamera kayıtlarına bakın. Dedi diğer iş arkadaşlarına.
Kadın arabanın BMW olduğunu, kırmızı renk olduğunu söyledi. Sonra çantasından bir defter çıkarttı ve bir sayfasını okudu ve plakasının kağıtta yazdığını söyledi.
Arkadan bir ses o plakalı arabanın çocuğu kaçırırkenki görüntüsü. Bir süre sonra görüntü kesildi. O bölgede bulunan dükkanların kamera görüntülerini aradılar . Fakat nafile. Bir sonuç alamadılar. Hepsinin içini bir kuşku sarmıştı. Artık her şey karışmıştı. İşin içinden nasıl çıkacaklardı? Bütün mobese kayıtlarını incelemeye aldılar. O gün eve gitmediler, mobeseleri incelediler. Mobeseleri incelemeye başladıkları saat gece 1 idi. Şimdi saat öğlen 2. Hepsinin gözlerinden uyku akıyor ama hiç kimsenin o arabayı görmeden ne uyumaya ne de eve gitmeye niyeti vardı. En sonunda Halime' nin önündeki görüntüden geçti fakat Halime bu durumu fark edemedi. Allahtan Halimeninkisinden İbrahiminkisine geçti. İbrahim hemen durumu fark etti ve bağırdı. Araba burdan geçti! Araba burdan geçti! Gece bir arabayı çocuğun kaçırıldığı parka göndermişlerdi. Hemen Selin telsize sarıldı. 50-61 50-61. Telsizden bir ses dinliyorum 61-50. Aracın istikametini bulduk. Gül kavşağının oraya gittiler. Tamam 50-61 hemen gidiyoruz. Dediler ve yola koyuldular. Kızları ve kaçırılan kızın annesini orada bırakıp erkeklerde aynı yere doğru yola koyuldular. Kızlar adamların nereye gittiklerini haber vereceklerdi.
Adaam Gül Kavşağından bir anayola sapmış gidiyordu. İbrahimlerde kestirmeden o yola geldiler. Onların arkasından da ilk yola çıkan diğer ekip. Gizli takip başlamıştı . Kızlar da i bölgedeki Kameraları inceliyo, aynı zamanda da kendi aralarında konuşuyorlardı. Takip edildiklerini anlarlarsa kıza zarar verebilirler. İşte kaçırılan kızın annesi bunu duyunca inu susturabilene aşk olsun. Durmadan ağlıyor durmadan ağlıyordu. Kızlar bunun üzerine biz öylesine konuşuyorduk. Öyle bur şey olmucak merak etmeyin der demez kameradan kırmızı arabanın (suçlu araba) arkaya doğru ateş ettiğini gördü. İbrahimler de inlara karşılık veriyordu. Kızlar hem iş arkadsşlarının hem de kaçırılan kızın başına bir şey gelmesinden korkuyor, fakat bunu dile getiremiyirlardı. Çünkü kadın daha yeni kendine gelmiş, ağlamayı yeni bırakmıştı. Konuşup tekrar kadını ağlatmaya hiç niyetleri yoktu. Sonra onu susturmak için de yine kendileri uğraşacaklardı ki buna da hiç niyetleri yoktu. Bunu kaç kere yaşamışlardı ve huç de güzel bir şey değildi bu. Kameraları incelemeleri lazımdı ve bunun içinde kadının dışarı çıkması, olaylardan haberdar olmaması gerekiyordu. Bunun içinde kaş göz işareti ile ne yapacaklarına karar verdiler. Ve hemen uygulamaya geçtiler. Halime kadının yanına gitti ve hadi gidelim de bi çay içelim. Hem kafamızı dağıtmış oluruz. Kadın da tamam dedi ve dışarı çıktılar. Kantinde oturup çay içtiler. Selin ile Sibel de kameradan izlemeye devam ettiler. Ama şimdi onların nereye gittiklerini bilmiyorlar. Hemen Selin telsizine sarıldı. Ya onların başına bir şey gelirse ya küçük kızın başına bir şey gelirse. Telsizine koşarken bu tür düşüncelerden de kendini alamıyordu. Telsize sarıldı ve ilk çıkan ekibe telsizle 51-60 51-60 şu anda nerdesiniz yerinizi kaybettik. Kırmızı araba bizi farketti, ateş etti ve durmadan sağa sola dönüp durdu. Biz de izini kaybettik. Tarık abileri de kaybettik. Şimdi kırmızı arabayı arıyoruz. Siz şimdi Tarık abiyi de arayın. Belki onlar hâlâ o arabanın arkasındadır, onu takip ediyordur. Selin tamam deyip hemen Tarık'ı aradı. Tarık arabanın peşinde olduklarını ama diğer ekibi kaybettiklerini söyledi. Selin: ondan haberimiz var. Bize tam olarak nerde olduğunuzu söyleyin. Hem kameradan izleriz o bölgeyi hem de diğer ekibe haber vericem. Tarık: Bakıyorum. Sapanca sokağındayız. Aaaaa duur. Selin: Noldu? Tarık: aeaba durdu. Eski sanayinin orda durdu. Selin: tamam . Ben diğer ekibe söylicem. Onlar gelmeden sakın bir şey yapmayın deyip kapattı. Anında tekrar telsize sarıldı. 50-61 50-61 Tarıklarla konuştum. Sapanca sokağına sapmışlar. Ordaki eski sanayinin önünde durmuşlar. Siz de acele edin. Siz gitmeden operasyona başlamıcaklar. Ama kızın kılına bile zarar gelmeden kurtarılması lazım. Çabuk olun. Telsizden tamam sesi ve arkadan olay yerini buldum diye sevinçli bir bağrış sesi. Selin de hemen Sibel'in yanına koştu. O arada kapı açıldı. İçeri Halime ile kaçırılan kızın annesi girdi.Selin Halime'ye yaklaşıp kısık sesle Sapanca sokağının o taraftaki boş sanayiye götürmüşler. Diğer ekip onları kaybetmiş. Onlar da oraya gidecekler. Biz de çıksak iyi olur aslında. Orda baya adamları var. 5-6 kişiyle halledilcek iş değil. Kadını şurdaki hademeye emenat edip gidelim. Halime de tamam dedi.  Halime'yi hademeye emanet edip Sibel'i de alıp çıktılar yola. Sonra Selin hemen telsizle diğer ekibe seslendi. Siz nerdesiniz. Biz de çıktık yola. Telsizden bir ses Sapanca sokağına 50 km kaldı. Selin tamam bizim de 100 km kaldı. Yetişiriz. Dedi ve sonra bas gaza Sibel bas. Sibel gaza bastıkça basıyordu. Sanki gazı yerinden çıkaracaktı.
     İbrahim de küçücük bir delikten adamların kıza neler yaptığını görmek için gözünü kör etmeksizin bakıyordu. Delik küçücük de olsa görüntü de ses de netti. Ve o da ne iri yarı bir adam patronları olacak herhalde herkese emirler yağdırıyordu. Ne bekliyosunuz? Bir an önce işimizi halledip gidicez. Hadi herkes buçağını alsın ve işini bitirsin. Sonra herkes buçaklarını aldı ve küçük kızın yanına geldi. İbrahim ve Tarık bunların organ mafyası olduklarını anladılar ve karar verdiler. Eğer daha diğer ekibi bekleseler çocuğun organları çıkarılmış olacaktı. Sadece adamları yakalayabilirlerse yakalarlardı. Bu yüzden onları beklememeye karar verdiler. Onlara haber verecek kadar bile vakitleri yoktu. Hemen içeri daldılar. Hemen kızın ellerini çözdüler. Sonra Ateş ettiler. Ateşlerine ateş ile cevap aldılar. Kurşunların havada uçuştuğu bir çatışma çıktı. Hemen İbrahim, Tarık ve kaçırılan kız duvarın arkasına girdiler.
  O arada da Selin, Halime ve Sibel de diğer ekiple buluşmuş, onları arıyordu. Sonra bir silah sesi duyuldu. Ardından birkaç tane daha. Sibel, Halime, Selin ve diğer ekip olayın farkına vardılar ve hemen karar verdiler. Onlara yardım edeceklerdi.
  İçerde ise durumlar karışıktı. Yani İbrahim ve Tarık zor durumdaydı. İmdatlarına kız arkadaşları yetişti. Onlar da hemen ateş ettiler ve başka bir duvarın arkasına saklandılar.
Onlarda İbrahimler gibi ateş ettiler. Ve en sonunda herkesi öldürdüler.   Öldürülmeyenler ise teslim oldular. Teslim olanları arabaya aldılar. İbrahim'e göre buralarda bir ipucu vardı. Bunu öğrenmek için arştırma yapması gerekiyodu. Ama bütün arkadaşları daha bir şeyin çıkmayacağını söylediler. Ama İbrahim onlara; bakarak hiç bir şey kaybetmeyeceklerini ama bakmazlarsa içinin rahat etmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine arkadaşları iyi hadi bakıp çıkalım dedi. İntahim kızlar siz suçlulara bakım kaçmasınlat. Dedi. Sonra yeniden içeri girdiler. İbrahim'in gözüme bir şey takıldı ve sonra Tarik'a tamam hadi ben görceğimi gördüm dedi ve gittiler.
    

BİR POLİSİN BAŞINDAN GEÇEN OLAYLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin