Sabah olmuştu. Yataktan kalkıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim. Taylan çoktan uyanmıştı.
İkimiz de birbirimize yaklaşık bir dakika baktık. Ama ne o ne ben 'günaydın' dedik.
"Uyanmışsın."
"Uyandım."
"İyi."
"İyi."
"Üstünü giy. Birazdan çıkacağız."
"Niye?"
"Kendi düğününe geç kalmayı düşünmüyorsundur umarım."
Bir an duraksadım. Doğru."Tamam ben üstümü değiştirip geliyorum." dedim ve merdivenlere yöneldim.
Üstümü değiştirip indiğimde Taylan telefona bakıyordu. Beni görünce hemen ekranı kapattı ve "Hadi çıkalım." dedi.
Evden çıktık. Arabaya bindik. Yol boyunca yine klasik aktivitemizi yaptık. Susmak...
Bazen söyleyecek o kadar söz vardır ki; ama insan her şeyi kabullenir ve susar, çünkü anlatsa da anlaşılmayacağını bilir.
Konuşarak anlatılmaz her şey, bazen susmak yeter aslında. Unutma; konuşmak bir ihtiyaç olabilir, ama susmak cevaptır anlayana.
Düğün salonuna geldiğimizde etrafa uzun uzun baktım. Birkaç saat sonra bu adamla evlenecektim. İnanması zor ama öyleydi...
Arabadan indik, salona doğru girdiğimizde aklıma takılan soruyu sordum.
"Taylan."
"Hıh?"
"Sence sahte bir evlilik için bu kadar gösteriş fazla değil mi?" dedim etrafa bakarken.
Kolumdan tuttu ve kendine çekti.
"Bak... bu sahte bir evlilik olabilir ama bunu kimse bilmiyor ve bilmeyecek. Ayrıca ben Taylan Antalyalı'yım. Evlilik sahte de olsa gösterişli bir düğünle evlenmem lazım. Anlıyor musun?"
"Evet... çok özür dilerim Taylan Antalyalı. Popüleriteni unutmuşum. Haklısın. Sana gösteriş lazım." dedim kendimi çekerek.
"Anlamana sevindim." dedi gözlerime bakarak.
Gözlerimi devirdim ve yürümeye devam ettim. Bir süre sonra yanımıza bir adam geldi ve bize salonun en ince detaylarına kadar gösterdi. O gösterirken ben hiç dinlemiyordum. Bir süre sonra çalan telefonumu açmak için yanlarından ayrıldım. Arayan Işık'tı.
-Kızım nerdesin sen?
-Düğün mekanındayım, gelecek misin buraya?
-Tamam gelirim gelirim de Taylan nasıl?
-İyi... niye?
-En son gördüğümde delirmişti onun için.
-Ne? Ne zaman?
-Anlatmadı mı sana?
-Hayır Işık neyden bahsediyoruz anlatır mısın hemen!-Bak şimdi bu bir gece yarısı sarhoş sarhoş kapıma geldi seni sormak için. Bilmiyorum dedim. Sonra iyice diretince ben de olabileceğin yerleri söyledim. Bu da tamam dedi ama sakın Hazal'ı arama dedi ve gitti. İki gündür meraktan çatlıyorum. Ayrıca sen nerelere koybolmuştun?!
-Beni boşver şimdi. Sana tam olarak bunları mı söyledi.
-Evet. Ama bunları söyleme ona.Yüzümde istemsizce bir tebessüm oluştu.
-Tamam söylemem.
-Ee soruma gelelim. Neredeydin?
-Emir'in yanındaydım.
-Ne?! Biz onu unuttuk ya! Ne dedin? Ben evleniyorum falan mı dedin? Yıkılmıştır çocuk.
-Yok be. Şerefsizin tekiymiş zaten.
-Niye n'oldu?
-Gittim ben bunun yanına, söyleyecektim ama söyleyemedim sonra Taylan geldi. Bunlar birbirini dövmeye falan başladı. Ben ayırdım. Sonra Emir beni kovdu evden. Ben de gittim. Böyle oldu.
-Bir dakika bir dakika ne?! Taylan oraya mı geldi?
-Evet.
-Bunlar birbirini dövdü?
-Evet.
-Ve Emir seni evden kovdu?
-Evet. Ama görmen lazımdı, bunlar birbirlerine küfür ediyor, yumruk atıyor falan...
-Ve sen hâlâ bu adamın seni sevmediğini düşünüyorsun.
-Evet. Hâlâ öyle düşünüyorum. Sadece... kıskanıyor.
-Hazal... kıskançlık update'inin gelmesi için önce o kişiyi sevmen gerek.
-Neyse ne, sevmiyor işte. Şimdi düğün salonundayız, akşama da düğün var zaten. Hazırlanmam gerekiyor. Hemen gelirsen çok iyi olur.
-Tamam, konumu at beş dakikaya oradayım.
-Tamam, atıyorum, görüşürüz.
-Öptüm. Dedi ve telefonu kapattı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorlama| Taylan Antalyalı
RomanceNeden..? Ben neden sana yardım etmek için kalan hayatımdan vazgeçiyorum!?