"bizzat sanata resim çizeceğim."

450 48 152
                                    

Seokjin o gün eve döndüğünde kendisini yatağa bıraktı ve yüreğindeki tempolu gümbürtüyü bir senfonideymiş gibi dinlemeye başladı.

Rahatlamıştı, bir yandan da bastırılmaz bir özlem hissediyordu Taehyung'a. O anlarda duygularını tamamen özgür bırakmıştı. Bu denli yumuşakça gülümseyip duruyordu, esmer tenliyi düşündükçe istemsiz oluyordu bu.

Yarım saate yakın böylece durdu yatakta, sonrasında yerinden kalktı ve gidip paketten bir sigara aldı.

Ardından televizyonu açtı, ancak izleyemedi. Öyle ki ruhunu kaplayan hoş ahenk devam etsin diye umarken engel olamadığı düşüncelere kapılmıştı.

[Geriye Dönüş]

--Anne, sana bir şey söyleyeceğim ama kızma, okuldaki arkadaşım yemeğini benle paylaştı.

Kadın sakince oturduğu koltuktan bu sözler üzerine aniden kalktı, minik Seokjin'in yanına geldi ve endişe içerisinde oğlunun vücudunu kontrol etti.

--Sana demedim mi arkadaşın da olsa güvenme diye, ya içine kötü bir şey koyduysa?

Seokjin bunun bilincini ağır bir şekilde yük alıyordu ancak çocuk olduğu için doğal olarak dayanamayıp annesinin sözünü bir kerelik çiğnemişti.

--Ama ona güveniyorum, hep beni mutlu ediyor.

Genç kadın öfkelendi fakat kendisini tutarak titremeye başlayan ellerini dudaklarına götürdü, Seokjin'e göre ürkütücü bir halde sessiz olmasını istedi ondan.

--Bir daha görmeyeceğim, görmek istemiyorum olmaz, hayır.

Annesi kasırgalı düşüncelere kapılmıştı, bu denli titreyen ellerini saçlarına götürdü ve yere doğru eğilerek içinde oluşan hayali korkuyu yenmek maksadıyla gözlerini kapattı.

Minik Seokjin tedirgin oldu, annesini ilk defa böyle görmüyordu fakat kendisi yüzünden bu hale düşmesi küçük çocuğu ağlatmaya yetmişti.

--Anne söz bir daha yapmayacağım!

Dedi ve hıçkırıklar içerisinde yerde eğilmiş şekilde oturan annesine kollarını sardı. Kadın bir süre oğlunun ağlamasını bile fark etmezken fısıltıyla konuşmaya başladı:

--O gelmesin, gelmesin korkuyorum. Korkuyorum lütfen...

Seokjin annesinin dediklerini duymak maksatlı seslice ağlamayı bıraktı, kollarını da kadının vücudundan çekti ve çaresiz bedenin karşısına oturdu.

--Kimden korkuyorsun anne?

Bunun cevabı bir süre gelmedi, sonrasında kadın umarsızca titreyen bedeniyle küçük çocuğa döndü, yüzü bembeyaz olmuştu.

--Buradan gideceğiz, bugün. Gitmeliyiz... Çünkü, çünkü daha iyi yaşamanı istiyorum birtanem.

Seokjin senelerdir babası olarak kendisine gösterilen adamı düşündü, çekingen bir tavırda:

--Babam da bizimle gelecek mi?

Annesi çocuğunun masumluğuyla zorluk içerisinde gülümsedi, ancak hiçbir şey bilmesini istemiyordu, oğlunun yeterince mutsuz bir ortamda büyüdüğünü bildiği için ona gerçekleri anlatmaya niyeti yoktu.

--Hayır... Belki sonra.

Seokjin sevindi, keza kendisini bir hayalet gibi hiç sayan ve bir gün bile ona adıyla dahi seslenmeyen babasının daha fazla yanında olması huzursuzluk verirdi küçük bedene.

wild mind ㊕ taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin