bölüm dört
zemo denen bir çocuk▼
Zemo'nun varlığı ertesi haftaya kadar Bucky'nin aklına gelmemişti.
Belki de normal bir okul yılı geçiriyor olsalardı hiçbir zaman doğru düzgün farkına varmazdı, önceden de popüler olmasa da son sınıfta olmak Bucky'yi mümkün olandan daha çok kapatmıştı içine. Neyseki Zemo kendini fark ettirmeyi iyi bilen biriydi. Özellikle de konu Tony Stark olduğunda adeta gözü dönüyordu.
Tony ile bir sonraki kavgaları Steve'in korumasından uzakta gerçeklemişti ki Bucky sevinmeliydi buna. Kavgaya dahil olan kendisi olmasa gerçekten de sevinebilirdi.
Tony ile takıldığı falan yoktu. Sadece neredeyse tüm Amerikan liselerinde olduğu gibi dolaplarının koridoru kaplamasının azizliğine uğramıştı. Kimya öğretmenlerinin not vereceğini söylediği kitabı getirmediğinden emin olsa da bir umut dolabını karıştırıyordu Bucky. Tony'nin dolabı ise tam karşısındaydı ve çocuk, Bucky'nin görmemiş gibi davranmasına asla izin vermeyecek kadar neşeliydi. Tony hevesle bir şey anlatıp dolaptan çıkardığı ceketini giymeye çalışırken Stephen Strange sessiz ama ilgili ( Bucky bu kısımdan emin değildi. Stephen Strange'i anlamak zor olabiliyordu. ) bir şekilde dinliyordu Tony'yi.
Zemo'nun ortaya çıkması ise tam o ana denk gelmişti.
''Hiç utanman yokmuş gibi gülebilmen çok hoş, Stark.'' dedi Zemo, Tony'nin yanından geçerken. Oldukça yakınından geçmesine rağmen klasik kavgaya davet olan o omuza vurma olayına hiç girmeden yanından geçip gitmişti.
Tek sorun herkesin duyabileceği kadar yüksek sesle konuşmuş olmasıydı. Tony Stark'ı gaza getirmek çok zor değildi, koridorun ortasında bomba gibi atılmış bu sözlere karşılık vermeden duramazdı. ''Hayatım, senin sorunun ne?'' dedi kendine has alaycılığı ile.
''Benim mi? Senin orospu çocuğunun teki olman dışında mı? Hiçbir şey.''
Kim olduğu bilinmez bir kız iç geçirdi.
''Ah, anlıyorum.'' Tony parlak bir şekilde gülümseyip başını salladı. ''Yeni çocuk klişeleri. Arkadaşsız olmak üzücü oluyor olmalı. Bu kadar sevimsiz olmasan seni aramıza katabilirdim.''
Zemo da gülümsedi ama onunki Tony'ninkini yanında o kadar tehditkar görünüyordu ki... Çocuğun gözlerindeki nefreti görmek Bucky'nin bile Tony'yi savunmak istemesine yol açmıştı. Steve'in neden çocukla kavga ettiğini anlayabiliyordu. Kendisine böyle hissettiren bu gülümseme tanrı bilir neler yapmıştı Steve'e.
''Götünü yalayanlardan olmak istediğimi düşünmen çok hoş.'' Sonraki diyeceği şeye hazırlanırcasına alt dudağını yavaşça yaladı. ''Ya da seni becerenlerden biri olmak istediğimi.''
''Sokovia'da terbiye öğretmiyorlar mı?'' diye girdi Stephen Strange, kaşları çatık.
''Stark'ın bombaları ülkemi yakıp yıktığı için sanırım bunu asla öğrenemeyeceğiz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aslında bir konu var ☰ winterbaron, au
Fanfiction❝ Helmut Zemo, babası tarafından yeni okuluna gönderildiğinde okuldan ve şehirden bu kadar nefret edeceğini düşünmemiştir. Bucky Barnes ise sadece yanlış zamanda yanlış yerdedir. ❞ ➥ wattpad tr'nin ilk uzun soluklu winterbaron hikayesidir. ➥ #1 in w...