❀ུ۪;; on, içilemeyen bir dal sigara

211 21 244
                                    

bölüm oniçilemeyen bir dal sigara

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bölüm on
içilemeyen bir dal sigara

Tony Stark delirecek gibi hissediyordu. Kesinlikle delirecekti.

Sakinleşmesi gerektiğini bildiği için - yoksa delirecekti - Stephen'ı kendinden önce odaya gönderip dışarı çıkmıştı ama rahatlama ve sakinleşebilme konusunda fazlasıyla başarısızdı. Yurdun arka tarafında bir sigara yakmayı denedi, cebinde daima sigara olurdu ama bir fırt aldıktan sonra belki de milyonuncu kez sigara içmenin kendine göre olmadığına karar vermiş, neredeyse tamamı duran dalı kendisi gibi sigara içmeye çıkmış bir çocuğa uzatmıştı. Çocuk tuhaf bir bakış atsa da beleş sigaranın hesabını sormamaya karar vererek dalı, Tony'nin parmaklarına değmeyerek çekerek dudaklarına götürdü. Viski renkli gözler, ismini bile bilmediği çocuğun hareketini pür dikkat takip ediyordu.

Kendini çocuğa karşı bir şeyler hissetmeye zorladı. Sarı, Steve'inkilerden sadece birazcık daha uzun saçları alnına dökülerek klasik inek öğrenci görünüşü oluşturmuştu ama alnından çekmek için yapılan ufak bir hamle ile yakışıklı görüneceğini anında anlamıştı Tony. Masmavi, turkuaza çalan gözleri sigarayı almak için döndüğü saniyelik anda bile dikkatini çekmişti. Teni bembeyaz, boyu uzun, vücudu inceydi ama maalesef ki, bu çocukla yapacağı anlamsız seksin kendisini çok iyi hissettirip zihninde kafatasını çatlatacak kadar baskı oluşturan düşünceleri susturacağına emin olmasına rağmen hiçbir şey hissedememişti. Kalkabileceğinden bile emin değildi.

Belki bir bara sürüp birkaç shot atsa iyi hissederdi. Pistte dans edecek birini bulabilirdi, bulamazsa da Justin'i arardı. En iyi seçeneği falan olmazdı tabii ama çağırdığında geleceğini biliyordu en azından.

Kulağa güzel bir plan gibi geliyordu ama kendinde o gücü de bulamadı.

Duvar kenarına çöküp bacaklarından birini öne uzattı. Sigarasını verdiği çocuğun bir kez daha tuhaf bir bakış attığının bilincindeydi ama önemsemedi. Steve'in sözleri zihninde çınlıyor, beynini kemiriyorlardı. Çocuğun sıkılmış yumruklarını, öfkeyle parlayan gözlerini hatırladı. Steve'in kendisinden çok hoşlandığını biliyordu ve kendisinden çok hoşlanan biri bile hakkında böyle düşünüyordu işte.

İlgi bağımlısı, daha kaba olmak gerekirse ilgi orospusu.

Sadece arkadaş olmak istiyordu. Belki bazen biraz eğlenmek. Biraz... Fazla eğlenmek. Zemo'ya yaptırdığı şeyin açıklaması olmadığını biliyordu. Belki de Steve haklıydı. Belki de seçilmek istemişti.

Zemo onu seçmediği için üzgün değildi, hayır. Bir kez daha hislerini tarttı ve cevap yine hayırdı. Barnes olması beklenmedik olmuştu tabii ama annesinin hediyesini parçalayan biriyle vakit geçirmeyi zaten istemiyordu. Barnes ile kötü vakit geçireceklerinden emindi, Steve'in en yakın arkadaşı olmasına rağmen çocuk aleni asosyal ve sevimsizdi sonuçta. Neden onu seçmişti ki? Kötü vakit geçireceklerdi.

aslında bir konu var ☰ winterbaron, auHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin