❝ Helmut Zemo, babası tarafından yeni okuluna gönderildiğinde okuldan ve şehirden bu kadar nefret edeceğini düşünmemiştir. Bucky Barnes ise sadece yanlış zamanda yanlış yerdedir. ❞
➥ wattpad tr'nin ilk uzun soluklu winterbaron hikayesidir.
➥ #1 in w...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bölüm sekiz yuvarlak masa şövalyeleri
▼
Bucky'nin odaya girer girmez Steve ile karşılaşması normaldi.
Sonuçta Marvel, özel bir kolej olmasına rağmen yurt odaları dünyanın hiçbir yerinde çok da büyük olmazdı. Kapıyı açar açmaz, güvenlikten kaçak olarak içeri soktukları eski televizyon ekranın önünde oturmuş, oyun CD'lerini karıştıran Steve'i net bir şekilde görebilmişti.
Normal olmayan şey, boştaki eliyle çenesine buz torbası bastırıyor oluşuydu.
"Çenene ne oldu?" dedi ceketini yatağının üstüne atarken. Kaşlarını çatmıştı.
"Sana da selam, Buck. Nerelerdeydin?" dedi Steve anında tüm ilgisini arkadaşına yöneltirken. "Dolap kapağına çarptım." Açıklamasını da sona ekledi.
"Çünkü siktiğimin tek bir konusunu bile anlamıyorum." Küfretse de sesi acı çeker gibi çıkmıştı ki doğruydu. Acı çekiyordu, dersten sonra, üstelik de haftanın ilk günü, okulda koskoca bir saatini geçirmek acıydı.
"Çalışmana yardımcı olurum." diye önerdi Steve anlayışla.
Bucky yorgun, tek hecelik bir kahkaha attı. "Tony Stark ile takılmak seni de mi fizik dehası haline getirdi yoksa?"
Steve önündeki Cd'lerden birini acımadan Bucky'ye fırlattı. Neyseki çocuk, havada yakalaması için gereken reflekslere sahipti de mahvolan bir oyun için üzülmeleri gerekmeyecekti. "Dersleri dinliyorum tamam mı? Yani, en azından dinlemeye çalışıyorum. Biraz vektörler biraz da bağıl hareket öğretirsem en azından C+ alabilirsin."
"B+ almam gerekiyor." Bucky inleyerek kendini yatağına bıraktı. "Yoksa kalacağım ve hiçbir üniversite beni istemeyecek."
"Sen hangi üniversiteyi istediğine karar verdin mi ki?" Steve kaşlarını çattı. Kendisinin veya Sam'in, üstünkörü olsa da bir gelecek planı vardı ama Bucky her zaman her şeyden uzakmış gibi görünürdü. Notlarına dikkat etmez, ders çalışmaz, sosyal hiçbir aktiviteye katılmazdı. Steve onun ailesinin olmayan mirasını yemeyi planladığını veya sokaklarda sürteceğini düşünürdü her zaman.
Arkadaşını sevmediğinden değildi elbette. Annesinin vefatından itibaren Bucky, yaşıt olmalarına rağmen Steve'e göz kulak olmuştu ve eğer Bucky çalışmak istemediğine karar verirse Steve ona hiç gocunmadan göz kulak olacağından emindi.
"Hayır." dedi Bucky. Kolunu kaldırmış, elini daire şeklinde havada şöyle bir çevirmişti. "Ama neredeyse her üniversite fizik notu istiyor."
