Ankara Topraklarındaki Yabancılar

55 5 0
                                    

6 ay sonra
 
 
Edirne
 
Lütfü çarşı esnafları ile selamlaşıp kahveye oturdu. Kahveci yanına gitti
Kahveci : öp pehlivan Lütfü Ağa gelmiş. Okkalı kahve cey pehlivan Lütfü ağaya
Çırak : hemen usta
Kahveci : ne var ne yok anlat
Lütfü : ne olsun aynı tas aynı hamam. Nargilem nerede
Kahveci : hemen geliyor
 
Sokakta bir çocuk koşuyordur. Bir adam arkasından koşuyordur
Adam : tutun cüzdanımı çaldı
 
Çocuk koşarken Lütfü omzuna attığı ceketi yere attı caddeden geçen çocuğu tuttu
Çocuk : amca bırak beni bırak
Lütfü : bre gazanım sen bu yaşta utanmıyor musun hırsızlık yapmaya
 
Adam geldi Lütfü çocuğun elindeki cüzdanı alıp adama verdi
Lütfü : al cüzdanı git çocukla ben ilgilenirim
Adam : ortalık it köpekle doldu
 
Adam gitti
Çocuk : amca ben istemiyorum ama mecburum
Lütfü : neden mecbursun
Çocuk : yoksa akşama döver yemek vermez
Lütfü : kim
Çocuk : çocukları kaçırıyor ve dinlendiren adam
Lütfü : kim o soysuz
Bir adam geldi
Adam : benim  ne olmuş
Lütfü : sen utanmıyor musun hırsızlık yaptırmaya el kadar sabiye
Adam : yok utanmıyorum ne olacak
Lütfü : iyi bir derse hakkettin sen
Adam : bre git bu yaşta dayak yiyeceksin
Lütfü : gel döv
Adam : iyi bir dayağa hakkettin sen moruk
 
Adam Lütfü ye yumruk atmaya çalışırken Lütfü geri çekildi ve adamın elini tuttu adamı ters çevirdi.   Piposunu çıkardı ve düğmesine bastı o baston hale geldi ve onunla adamın boğazını tuttu. Adam bir elini baston haline getirdi. Lütfü adamı yere attı ve üstüne çıktı bastonu boğazına dayadı. Adam cebinden bıçak çıkarırken Lütfü ayağıyla adamın elini ezdi.
 
Lütfü : küçük çocuklara hırsızlık dilencilik yaptırmak hı, elin ayağın tutuyor çalışmak yerine gözüne harama dikmek hı
Adam : abi ben ettim sen etme
Lütfü : bende kadına çocuğa yapılan zulme karşı af yok aman yok
 
Lütfü ayağa kalktı adamı bastonla dövmeye başladı adamın ağzı yüzü kan içinde kaldı  ayağa kalktı
 
Lütfü : götürün şu leş kargasını.
Esnaflar adamı ayağa kaldırdı polise götürmeye başladılar.
 
Lütfü : adın ne çocuk
Çocuk : Lütfü amca benim adım
Lütfü : benim adım da Lütfü, bak oğlum elini başkası zorla yaptırsa. Bile harama sürme sakın senin annen baban nerede
Çocuk : ikisi de beni bırakıp gitti Almanya ya çalışmak için babaannem ölünce halam sokağa attı
Lütfü : vicdansız köpekler bu annen baban senin ardını aramadı mi hiç neyse şimdi seni çocuk yurduna yerleştirecem
Çocuk : orada da dövüyorlar
Lütfü : bizim pehlivanların çocuk evi var oraya götürecem gel benimle, usta kahveyi dönüşte içerim
 
 
Ankara
 
Hastane
 
Müjgan : bu ilaçları sabah akşam tok karnına al hiç bir şey kalmaz.
Kadın : peki kızım
Müjgan : geçmiş olsun
Kadın : sağol
 
Kadın kapıdan çıkarken Fikret geldi.
Fikret : Müjgan
Müjgan : ne oldu neden geldin
Fikret : benim dalgın dalgın karım acaba neyi unuttu
Müjgan : neyi
Fikret : vitaminlerini , Müjgan sana kaç kere evden çıkmadan iç diyoruz bende Hünkar hanım da
Müjgan : aklımdan çıkıyor.
 
Fikret cebinden çıkardı müjgana verdi.
Müjgan : teşekkür ederim
 
Müjgan su ile birlikte vitaminleri içti.
 
Fikret : Müjgan baş hekimle karşılaştım senin artık izne çıkmanı söylüyor.
Müjgan : fikret doğum olana kadar çalışmak istiyorum
Fikret : Müjgan olmaz bak son 1 ay içindeyiz her an doğum olabilir.
 
Muazzez içeri girdi.
 
Muazzez : fikret hoş geldin
Fikret : hoş bulduk. Müjgan hanımı izne çıkmayı ikna edemiyoruz.
Müjgan : evde sıkılırım çalışmak iyi geliyor
Muazzez : fikret çok haklı Müjgan bak son 1 ay kaldı dinlenmen lazım
Müjgan : peki zaten bugün hafta ortası Cuma günü izne çıkarım
Muazzez : tamam öyle olsun
Fikret : çok işin var mı
Müjgan : bilmiyorum hasta bakıyorum ve visite çıkacağız.
Muazzez : onu biz hallederiz.
Müjgan : gelirim
Muazzez : Müjgan bak kızacam. Fikret karını al çık.
Fikret : emir büyük yerden al çantanı çıkalım.
 
Müjgan çantasını aldı
 
Müjgan : tamam. Muazzezcim görüşürüz
Fikret : görüşürüz.
Muazzez : görüşürüz.
 
Fikret ve Müjgan kapıdan çıktı
 
Konak
 
Hünkar çiçekleri suluyordur. Dalından bir gül koparttı. Hünkar koparttığı gülü Hammineye verdi.
Hünkar : bak taze gül
Hammine : çok güzel kokuyor çok güzel kokuyor
 
Saniye bahçeye sütlaç getirdi
Saniye : büyük hanım Hamminenin sutlacini getirdim.
Hünkar : eline sağlık saniyem
Saniye : afiyet olsun. Firuze de çocuklara yediriyor.
Hünkar : Gaffur nerede
Saniye : ahırda küheylan ve diğer atlara yem veriyor.
Hünkar : iyi ki siz Ankaraya geldiniz
Saniye : sen neredeysen ben oradayım hanımım
Hünkar : uzun bir süre daha Ankarada kalacağız
Saniye : demir bey kendini toplasın önce sonra gideriz hep birlikte
Hünkar : ali rahmetten sonra oraya gitmek istemiyorum aslında
Saniye : sen çukurovanin hanımağasısin hoş buradan idare ediyorsun
Hünkar : buradayım diye unutacak değilim
 
 
Köfteci
 
Garson köfte dürüm getirdi
 
Garson : afiyet olsun
Fikret : teşekkür ederim
Müjgan : teşekkür ederim
 
Garson gitti
 
Müjgan :  acıktımışız
Fikret : izne ayrıldıktan sonra bir yerlere gidelim mi
Müjgan : olur ama doğuma çok az kaldı onun için uzak yerlere gitmeyelim yakın yerlere gidelim
Fikret : Müjgan daha balayı yapamadık biz
Müjgan : doğru söylüyorsun ama doğumdan sonra çocuklarla gideriz çeşmeye falan olur mu
Fikret : olur
 
Konak
Hünkar : acaba demir ne yaptı boşandı mi
Saniye : mahkeme sabahtı boşanmıştir herhalde hakim züleyhanin kaşar olduğunu biliyor.
Hünkar : zinadan hapise de girmişti
Saniye :  çocukların velayeti zaten demir beyde olur
Hünkar : Adnan önemli sonuçta Adnan yılmazın oğlu Züleyha onu alabilir
Saniye : Züleyha analık mi yaptı çocuklara Allah aşkına adamlarla fingirleşip durdu ancak
Hünkar : Adnan’ı umarım demire verir hakim hoş Züleyha hapiste kim bakacak bu çocuğa biz bakacağız
Saniye : Allah var Hekimhanım kerem ali den ayırmıyor Adnan ve Leyla yi
Hünkar : ikisiyle de çok güzel ilgileniyor.
 
 
Edirne
 
Kahve
 
Lütfü  bir adamla kahve içiyor ve tavla oynuyordu.
 
Lütfü : zar tutmadan at
Adam : zar tutmuyorum
Lütfü : bu ne böyle sürekli 6- 6 geliyor
Adam : sende at ağam sende oyna
Lütfü : oğlum ne yaptın
Çırak : ne yapmışım Lütfü ağam
Lütfü : bu kahveyi enfes yapmışsın
Çırak : afiyet olsun ağam öyle diyince fırça atacaksın sandım
Lütfü : yok bre ne fırçası ama karşımdaki adama atıyorum işte
 
 
Adana
 
Hakim :  Davacı Demir Yaman ile Davalı Züleyha Yamanin yapılan incelemeleri göz önüne alarak boşanmalarına ayrıca çocukları Adnan Yaman ve Leyla Yamanin velayetlerinij babası Demir Yamana verilmesine karar verildi ayrıca Züleyha Yamanin Zina suçu devam etmekte ve hapiste cezasının süresine tamamlanmasina ve hiçbir maddi manevi talebine Red cevap verilmesine karar verildi.
 
Mahkeme kapısı
 
Demir avukatı ile önden çıktı Jandarmalar züleyhayi götürürken  Züleyha demire seslendi
 
Züleyha : Demir
 
Demir arkasına döndü
Züleyha : demir Adnan ve Leyla ya iyi bak
 
Demir gitti
 
 
Ankara
 
Fikret ve Müjgan eve geldi
 
Hünkar : çocuklar erken döndünüz
Mujgan: fikret hastaneye geldi başhekim izin vermiş yemek yiyip getirdi beni
Fikret : Cuma günü izne çıkacak doğuma kadar çalışmak yok
Hünkar : en iyisi kızım karnın burnunda dinlen
Müjgan : evde sıkılırım ama
Hünkar : sıkılmazsın
Müjgan : çocuklar nerde
Hünkar : Firuze onları bahçeye çıkardı.
Fikret : demir döndü mü ne yaptı
Hünkar : herhalde akşama döner
Fikret : anladım
Müjgan : sen çır çıra dönecek misin
Fikret : yok canım daha gitmem ben bir elimi yüzümü yıkayım.
Müjgan : bende bahçeye bakim ne yapıyorlar
 
Müjgan bahçeye çıktı
 
Firuze : Hekimhanım bir şey mi istediniz
Müjgan : yok Firuze çocuklar ne yapıyor diye bakim dedim. Salıncağa mi bindiriyorsun
Firuze : sırayla Hekimhanım hepsi biniyor.
Müjgan: iyi bakalım kardeş kardeşe binsinler. Sonra bici bici yapalım
 
Edirne
Kahveci : Lütfü Ağa sana telefon var.
Lütfü : kim
Kahveci : oğlun Bahtiyar
 
Lütfü telefonun yanına gitti
Lütfü : alo Bahtiyar
Bahtiyar : baba ne yapıyorsun
Lütfü : kahveye geldim oğlum sen ne yapıyorsun
Bahtiyar : tayin işiyle uğraşıyorum
Lütfü : Edirne ye mi geliyorsun
Bahtiyar : yok fikretin yanına gidecem Ankaraya 
Lütfü : Ankara da ne işin var oğlum gel buraya sana bir muayene açarız
Bahtiyar : baba konuştuk daha önce bak beni ararsan bulamazsın diye aradım bizim hastaneden Aykutta geliyor benimle Ankara da bir ev ayatlayacakti Fikretgil
Lütfü : iyi bakalım  kolay gelsin bir şeye ihtiyacın olursa ara
Bahtiyar : tamam baba Görüşürüz
Lütfü : görüşürüz
 
Lütfü telefonu kapattı
Kahveci : Bahtiyar nasılmış
Lütfü : halasının oğlunun yanına tayin istemiş
Kahveci : nereye
Lütfü : Ankara
Kahveci : güzel yer
Lütfü : hiç babasının yanına gelmek yok kerata
Kahveci : sen git oraya hem yigenini de görmüş olursun
Lütfü : aslında olabilir fikreti de uzun zamandır görmedim 1 2 hafta kalım
Kahveci : git değişiklik olur
 
 
Ankara
 
Banyo
 
Leğen de Müjgan Leyla yi yıkıyordur Fikret kerem aliyi yıkıyordur.
Müjgan : fikret sabunu verir misin
Fikret : al canım
Müjgan : sağol
Fikret : benim oğlum mis gibi oldu
Müjgan : Leyla da tam prenses oldu şimdi
Fikret : Adnan nerde kayboldu
Müjgan : bak bornozu ile kapıya çıktı
Fikret : kerem aliyi yıkadıktan sonra seni de yıkayım mi
Müjgan : fikret çocuklar duyacak ayıp
Fikret : anlamazlar
 
Hünkar geldi
Hünkar : torunlarım banyo mu yapıyorlar
Müjgan : evet babaanneleri yapıyorlar.
Adnan : babaanne
Hünkar : senin babaanne diyen ağzını yerim. Ben Adnani giydirim üşümesin
 
Saniye geldi
Saniye : büyük hanım Demir Bey geldi
Hünkar : Saniye sen Adnanin kıyafetlerini demirin odasına getir orada giydirim
Saniye : tabi büyük hanım
 
Hünkar Adnani alıp gitti
 
Müjgan : Saniye Leyla in bornozu nerde
Saniye : ben hallederim Hekimhanım siz içeri gidin
 
 
Hünkar Adnani giydiriyordu
Hünkar : demek bitti
Demir : soyadımız o rezil kadından kurtuldu. Sen boşandım diye üzüldün mü yoksa
Hünkar : canım sonuçta bir yuva ve 2 çocuk
Demir : bırak anne ortada yuva falan yoktu. Yılmaz ölünce gidecek yeri olmayınca kaldı hakan gelince ona sığındı şimdi ikisi de layığını buldu
Hünkar : şimdi ne yapacaksın
Demir : bir süre burada kalırım sonra çocukları alıp çukurovaya dönerim
Hünkar : sen bilirsin ama Fikret ile birlikte çalışın 2 kardeş el ele verin
Demir : fikret Adanaya gelmek istemiyor haklı bende şu an istemiyorum
Hünkar : neyse Adnan mis gibi oldu
Demir : banyo mu yaptırdın
Hünkar : Müjgan ve fikret yıkadı.
Demir : ellerine sağlık prensesim nerede
Hünkar : Müjgan yıkıyordu
 
Saniye Leylayi getirdi.
Hünkar : hı o da geldi
 
Demir : sen Hamminem çocuklarım oldukça güçlüyüm ben
Hünkar : oğlum
Demir hünkarin dizine yattı
 
Akşam
Yemek masası
. Müjgan : hasta acıyı hissetmiyor
Hünkar : o nasıl oluyor
Müjgan : bacağına vuruyoruz vuruyoruz acı yok buz testi yaptık yine tepki yok
Demir : demek o da alışık bizim gibi acıya
Fikret : bundan sonra gelecek güzel günleri konuşalım
Hünkar : bencede
 
Telefon çaldı
 
Müjgan : ben açarım
 
Müjgan telefonu açtı
Müjgan : alo
Aykut : Müjgan benim Aykut
Müjgan : Aykut sen misin nasılsın ne yapıyorsun
Aykut : iyiyim yarın Bahtiyar ile son bir kaç işimiz var onları halledip 2 güne Ankaraya geliyoruz
Müjgan : siz merak etmeyin ev hazır dayalı döşeli
Aykut : onun için aramadım telefon hattı kapanacak kapanmadan haber verim dedim.
Müjgan : iyi yaptın.
Fikret : selam söyle.
Müjgan : bak fikretin de selamı var
Aykut : aleyküm selam sende ona söyle kerem aliyi de öp benim için
Müjgan : öperim
Aykut : iyi akşamlar görüşürüz
Müjgan : iyi akşamlar görüşürüz
 
Müjgan telefonu kapattı
 
Hünkar : Aykut mu
Müjgan : evet Ankaraya gelecekler ya Bahtiyar ile 2 güne geleceklermiş
Fikret : iyi yaparlar çukurova da kalıp ne yapacaklar.
Demir : bütün çukurova buraya taşındı küheylan bile geldi
Hünkar : demir ama oğlum küheylan orada tek mi kalsın
Demir : şaka yapıyorum alınma
 
 
Sabah
Müjgan : fikret elim yetişmiyor elbisenin fermuarını çeker misin
Fikret : çekiyorum
 
Fikret müjganin fermuarını çekti
Müjgan : sağol
Fikret : ne yapacaksın bugün
Mujgan : hastaneye gidecem işte sonra bir planım yok eve gelirim
Fikret : ben de bir iki görüşmem var onları halledim
Müjgan : ne görüşmesi
Fikret : deri ceket için pamuk satacam bir fabrikaya eğer olursa çok kar ederiz
Müjgan : hayırlısı olsun
 
 
Salon
Hünkar : hadi anne aç ağzını bir lokma daha
Hammine ağzını açtı
Demir : maşallah iştahı yerinde
Hünkar : sen bugün ne yapacaksın
Demir : bugün bir planım yok biraz çocuklarla vakit geçirim
Hünkar : 2 gün sonra yönetim kurulu toplanıyor gidecek misin
Demir : bilmiyorum kafam eserse giderim
Hünkar : kafam eserse ne demek oğlum gideceksin orası senin şirketin
Demir : bakarız.
 
Fikret ve Müjgan geldi
 
Fikret : günaydın
Müjgan : günaydın
Fikret : hızlıca birseyler yiyip çıkacam
Demir : işler yoğun mu
Fikret : biraz
Hünkar : fikret adamlarla bugün mü görüşeceksin
Fikret : evet şartlarla anlaşırsak beraber çalışacağız
Hünkar : hayırlısı olsun
Fikret : amin inşallah
 
 
Cir cır
 
Fikret arabasını park etti
Mehmet şef : fikret bey günaydın
Fikret : günaydın arayan soran var mı
Mehmet şef : misafiriniz var
Fikret : kim sabah sabah
Mehmet şef : ismini söylemedi
Fikret : içeri gidelim de görelim kimmiş
 
Fikret içeri gitti.
 
Fikret : Lütfü Dayı
Lütfü : ulan eşek sıpası hiç arayıp sormuyorsun dayım nasıl iyi mi
 
Fikret ve Lütfü sarıldı
Fikret : hoş geldin
Lütfü : hoş bulduk.
Fikret : nereden çıktın sen
Lütfü : çıktık işte boş ver
Fikret : eee anlat bakalım neler yapıyorsun.
Lütfü : bir demli çay söyle
 
Fikret telefon açtı
 
. Akşam
 
Hünkar : fikret kimi getireceğini söyledi mi
Müjgan : yok sadece supriz birisi dedi
 
Fikret ve Lütfü arabayla geldi Arabadan çıkıp içeri gittiler.
 
Fikret : iyi akşamlar
Müjgan : iyi akşamlar
Fikret : sizi Edirne de ki dayım ile tanıştırım Lütfü dayım
Müjgan : hoş geldiniz
Demir ; hoş geldiniz
Hünkar : hoş geldiniz
 
Lütfü hünkara dikkatlice baktı
Lütfü : hoş bulduk
 
Lütfü elini hünkara uzattı Hünkar ve Lütfü tokalaştı.
 
2 gün sonra
 
Esenboğa Hava limanı
Anons
Hamburgtan Ankaraya Seyehat eden Boğaziçi uçak alana indi
 
Uçağın kapısı açıldı yolcular indi.
 
Monica : sonunda geldim
 
Monica in yanında çocukta vardır
Monica : fikret yaptıklarını burnundan fitil fitil getirecem

Bir Zamanlar AnkaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin