Bugünümüz, yarın ve dün arasında bir köprüdür.
Geçmişte yaşadıklarımız biz farkına bile varmadan bugünümüzü ve geleceğimizi şekillendirir. Kötülük kötülüğü, nefret nefreti, acı acıyı doğurur.
Bazen de öyle insanlarla tanışırız ki; Geçmişin yüreklerde bıraktığı yara iyileşmeye, kader ağındaki karanlık aydınlanmaya başlar.
Hepimizin böyle insanlarla tanışmaya ihtiyacı yok mudur? Birlikte yaşayarak öğreneceğimiz, birlikte geçmişten ders alacağımız, birlikte güleceğimiz...
Kanayan yaraların da çaresi vardır, mesele kendine çare olanı bulabilmektir.
Tıpkı Ilgın gibi, Karan gibi, Hazer gibi... Ve bahsetmediğim pek çoğu gibi.
Gelin geçmişten birlikte ders alalım, onların hikayeleri birlikte yazalım,
Gelin güneş doğmadan önce kim neler yaşamış birlikte görelim,
Gelin güneşi birlikte doğuralım,
Hiç batmamak üzere...
Evet, güneş doğmadan önce karanlık hakimdir yeryüzüne ama unutmayalım; güneş eninde sonunda doğar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.
Dilerim, bu hikaye hepimizin hayatındaki karanlığa güneşi doğdurur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ DOĞMADAN ÖNCE
ChickLitTitreyen elimi uzattım, tutmak istercesine. Oysa ki biliyordum, düşmek isteyeni tutamazdım. "Yapma, lütfen." diye fısıldadım. Yüreğine ulaşmayan sesim, acı içinde yalvarıyor bir karşılık bulabilmek için çırpınıyordu. "Buraya kadar gelmişken olmaz."...