Kapı tıklanmasını duyup,hızlıca gözyaşlarımı silmiştim.
"Yoldalarmış efendim''
"Sağ ol Yeonjun"
"Efendim siz iyi misiniz?
"Evet Yeonjun işinin başına dönebilirsin"
"Ama ba-"
"İşinin başına geç Yeonjun zaten eve gideceksin birazdan. İşini erken bitir erken gidelim değil mi?"
"Anlaşıldı Bay Park"
Hızlıca yerimden kalkmış Yeonjun'un omzunu tutmuştum.
"Biraz sinirlerim bozuk sana çattım kusura bakma"
"Olur mu öyle şey. Ben sadece sizi kötü görünce panik oldum"
Yeonjun'un sırtına vurup,odadan çıktım.
Hızlıca lavaboya geçip soğuk su ile yüzümü yıkadım.
"Bunu bize nasıl yaptın BIZE NASIL YAPTIN!"
Suyu iyicene açıp,yüzüme tutum. Olmuyordu... rahatlayamıyordum.
Aynaya bakınca gözaltı şişmiş, gözleri tam anlamıyla kıpkırmızı bir Jimin duruyordu.
Ne kadar mükemmel bir doğum günü geçiriyordum (!)
Hızlıca lavabodan çıkıp odama geri yürüdüm.
°•Yarım saat sonra•°
"C'est un grand plaisir de travailler avec vous, M. Park."
(Sizinle çalışmak büyük zevk M.Park)
"M.Park?"
İsmimi duymamla kafamı hızlıca sallamıştım.
"Pardon"
"Est-ce que ça va?"
(İyi misin?)
"Oui bien sûr. Je viens d'avoir une expérience désagréable aujourd'hui. s'il te plait ne te dérange pas"
(Evet tabi ki. Bugün tatsız bir deneyim yaşadım. lütfen aldırma)
"y a-t-il quelque chose que nous pouvons aider M.Park?"
(Yardımcı olabileceğimiz bir şey var mı Bay Park?)
"non non merci beaucoup"
(Hayır hayır çok teşekkürler)
"M.Park"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L♡VE SONG
RomanceHer şeyin ters gittiği o gün tek metroda duyduğum müzik bana iyi gelmişti. Kafamı döndürdüğümde kırmızı saçlı çocuk sanki içimdeki tüm acıları bilip öyle çalıyordu kemanını ve sanırım içimde bir şeyler kırpınıyordu. Aşk mı bu? Lâkin ben sevgi nedi...