Her şeyin ters gittiği o gün tek metroda duyduğum müzik bana iyi gelmişti. Kafamı döndürdüğümde kırmızı saçlı çocuk sanki içimdeki tüm acıları bilip öyle çalıyordu kemanını ve sanırım içimde bir şeyler kırpınıyordu. Aşk mı bu? Lâkin ben sevgi nedi...
Hızlıca yataktan kalktığım gibi diğer odaya girmiş lâkin Kook'u bulamamıştım. Etrafa baktığımda masanın önünde duran bir kağıt parçası beni oku dermişcesine yalvarıyordu. Hızlıca elime almıştım.
Günaydın Jimin-ssi! Umarım bugün kendini daha iyi hissedersin. Ben erkenden işe gittim, sana kahvaltı hazırladım afiyet olsun. Ha bu arada gardropta kırmızı askıda senin için bir sürpriz var. Akşama onu giyersin♡
Bu çocuk... bu çocuk gerçekten pırlanta kalpliydi. Hızlıca salonda duran sandviçin yarısını mideme indirmiş, bavulu açıp içindeki takımımı çıkarmıştım.
Tanrım bu şaka mı?
Offf ki ne off.
Gömleğim kirlenmekle kalmayıp,ceketi de batırmışım.
Hızlıca Jungkook'un dolabını açıp, kırmızı olan askıyı çıkarmıştım.
Yok artık... benim için,bu akşam giymem için, smokin hazırlamıştı. İnanamıyorum!
Hızlıca giyinip,sandviçin diğer yarısını ağzıma atıp yanıma sakız alıp evden çıkmıştım.
Metro burdan yaklaşık 15 dakikalık bir mesafedeydi. Tabana kuvvet hızlıca koşuyordum.
