13

722 35 211
                                    


Kadın, daha bir ışıklı  sabaha  gözlerini açarken, hâlâ gece yaşananların etkisinden çıkamıyordu. Iyi - kötü yaşamış olduğu olaylar çok zordu ve "bazen" insanı yora biliyordu . Yarın erkenden Canerin geliyor olması ve aynı gün gece saatlerinde planlamış olduğu olayın yaşanacağı heyecanı tüm kalbini kaplamıştı. Belkide ondandir ki , hazırlanıp aşağıya indiğinde hâlâ gözleri ilk önce adamı aramakla meşguldü. Fakat çocukların yanına ulaştığı an,  kendini toplayarak her kesi  selamlayıp masaya geçti . Ama adam yemeğin sonuna kadar aşağıya inmedi. Yiğit, babasının kendisini iyi hiss etmediğini belirtse bile, Ender adamın dün gece yaşananlardan sonra çok üzüldüğünun farkındaydı. Açıkçası  kendisinin de şuan ki durumu çok garipti aslında. Bir yandan ona kızıyor ve ondan intikam almak istiyor,öte yandan ise haline acıyor ve bağrına basmamak için zor dayanıyordu. Karışık bir ruh haliyle ise kendini yapması gereken son görev için zorluyordu.

Budur, artık Ender evden uzakta ıssız bir mahalle kafesinde , sakin bir şekilde para karşılığında anlaştığı kadınla karşı karşıya  oturmaktaydı.

"You don't have to do anything extra! Just a few frames in a sleepy state is enough. You will already say that he forced you and threatened you. So with a few tears, it's done.

(Ilave hiç bir şey yapmana gerek yok! Sadece uykulu bir halde bir kaç kare olsa yeter. Zaten seni mecbur bıraktığını ve tehdit ettiğini söyleyeceksin,böylece bir kaç göz yaşı da akıta bilirsen, bu iş tamamdır. ) "

"Or if I screw up ?  (Ya beceremezsem??)"

"Consider yourself dead! (Kendini ölmüş bil!)"

Böylece kadının canına salmış olduğu korkuyla konuşmasını sonlandırıp  eve dönerken Ender, Kayanın yine de yemeğe inmeyeceğini öğrenmişti. Bu biraz sinirlenmesine,biraz üzülmesine, birazda gerilmesine neden oluyordu . Böylece sakin ve huzursuz halde yemeğini bitirir bitirmez kendini üst kata çıkmaya zorladı. Anlaşılan birileri çocuk gibi  surat asmakla meşguldü.

Adamın odasının kapısının önüne gelince üstünü ve saçlarını düzeltti kadın ve yüzüne takınmış olduğu sert görüntüyle kapını çaldı.

"Gel"dedi Kaya ve elinde ki kitabı bir kenara bıraktı. Enderin içeri girdiğini gördüğü an ise kaşlarını çatarak, rahatsız kıpırdadı.

"Rahatına bak lütfen. " dedi Ender ve adamın yanına gelerek yatağın kenarına oturdu. "Neden tüm gün odadan çıkmadın? Yemekte yememişsin ."

"Çıktım, ama sen evde yoktun." Soğuk bir sesle yanıtladı Kaya. "Ayrıca ben yemek yedim. Dinlenmek istiyorum sadece."

"Hmm...iyi o zaman. Iyi dinlenmeler  sana. "

Kaya, kadından almış olduğu yanıtla derinden yutkunurken,ayağa kalkmaya çalışan kadının bileğine yapışarak  tekrar oturmasını sağladı. Ender ise içini kaplayan heyecana karşı direniş göstermek için çabaladı ve gözlerini, bileğini sıkıca kavrayan adamın elininde çekerek gözlerine doğru kaydırdı.

"Ne yapıyorsun yine Kaya ?"

"Asıl sen ne yapıyorsun?!"

"Ne yapıyorum ki ben?"

"Birde soruyorsun....buraya yalnız iyi dinlenmeler demek için mi geldin?"

"Tabii...sadece sen tavırlı olunca...merak ettim yani...yani...belki de dün gece yağmurda ıslandın diye hastasındır zannettim...ben...ben sadece..."

"Yeter!"

Ender adamdan görmüş olduğu sinirli tavırla kaşlarını havaya kaldırıp şaşkınca ağzını açarken, ayni anda da  hızlı hızlı nefes alıyordu.

Mr. RİGHT and Mrs. WRONG •EnKay• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin