14

809 40 182
                                    

Kaya, aşağıya indiğinde Ender,Caner ve Levent üçlüsü koyu bir sohbete dalmışlardı. Canerin gelişi Kayayı her ne kadar mutlu etse de, Leventi gördüğü an hissetmiş olduğu mutluluk, yerini öfke ve sinire vermişti. Misafir odasına girmek istese bile girmekle girmemek arasında seçim yapmak zorunda hiss ediyordu kendisini,kapının kenarında durup etrafı gözlemlerken. Sadece saniyeler sonra tam da içeri girmekten vazgeçerken, Enderin masadan kalkmasıyla kaşlarını çattı ve asık suratı eşliğinde kadını pür dikkat izlemeye başladı.

"Ablacığım nereye?"diye sordu Caner,"beni burada yalnız bırakma"gibisinden bir bakış atarken ablasına.

"Lavaboya Caner." Gözlerini kısarak gideceği mekanı belirti kadın .

Kardeşinden "Iyi, iyi, geç kalma. " diye yanıt alınca Ender , Levente bakarak zoraki bir şekilde gülümsedi ve Canere kaş göz ederek odadan ayrıldı. Işın aslı ise,Canerin Leventle Kaya arasında olan durumdan, daha doğrusu Kayanın Levente karşı olan tavrından haberdar olduğu için, ablası yanlarında olmadan her an her şeyin yaşana bileceği korkusuna kapılmış olmasıydı.

Ender lavaboya girdiği an kapını kilitlediği gibi, ışığı açtı ve yüzünü içeriye doğru çevirdi.  Gözleri önünde beliren adamla ise irkilmesi gecikmedi.

"Senin ne işin var burada?! Delirdin mi sen?!"
Dişlerini bir-birine sıkarak söylemiş olduğu sözlerden sonra, yüzünü çevirerek çıkmak istedi Ender. Elini kapının koluna koyduğu an ,Kayanın elini kendi elinin üzerinde hissetti.

Kaya,sağ eliyle kadının kapı kolunda olan eline yapışmış  , sol elinise onun belinde tutuyordu. "Yine yalan söyledin  bana! Sen tam da bundan ibaretsin Ender! Yalan,koca bir yalan!"

"Ve bunu bana söylemeye cesaret eden kişi, beni nikâha ramak kala ortada bırakıp giden biri öyle mi?!" Artık kadın  yüzünü adama çevirmiş ve sırtını kapıya  yaslamıştı. Ikiside burun buruna dururken , dişlerini sıkarak kısık sesle konuşuyorlardı.

"Bana söz verdin ,tamam dedin. Ama gece yine kapını kilitledin."

"Aa öyle mi canım?! Açmayı unutmuşum demek ki..." alay edermişcesine bakıyordu kadın.

"Yalancı..." dedi Kaya ve kaşlarını havaya kaldırdı. Kadının öfke dolu asık suratına bakarak tüm bedenini kadının tenine dayadı.

"Ne çabuk unuttun bana yapmış olduğun hareketi?!"

"Unutmadım...ama..."

"Ama..."

"Ender...özledim..."

"Beter ol!"

Derken Ender tüm gücüyle bedenini kendine bastırarak beline sarılan adamın yüzüne ellerini koyduğu gibi üst dudağını kavradı. Dişleri arasında tutmuş olduğu dudağı hafifçe sıkarken, sırtını okşayan ellerle gevşemeye başladı. Adamın boynunu okşarken tırnaklarını da tenine saplamaya çalıştı. Fakat durmadan boynunun sağ tarafını emen adamın bırakmış olduğu sert ısırıkla,inleyerek geri çekildi. 

"Yine mi ya?!"

"O adamın yine ne işi var burada?!"

"Caner için geldi. Ayrıca sen bana ne söz vermiştin?!"

"Umarım düğün günü de, o münasebetsizin meymenetsiz suratını çekmek zorunda kalmam!"

"Teessüf ederim canım ama Levent oğlumuzun özel davetlisi."

Kaya Enderin sergilemiş olduğu tavrın  yâni sıra yüzünde beliren sırıtışla  gerilerken,  her iki eliyle tekrardan kadının beline yapıştı. Ilk önce kendine çekerek öpmek istese bile,sonradan dudaklarını aşağıya kıvırarak kadını kapıya çarptı. Böylece sinirlenen ve ellerini kullanarak kendini itmeye çalışan  kadının, bileklerini havaya kaldırdığı gibi kapıya yasladı. Ilk önce sol dizini kadının bacaklarının arasına sokarak hareket etmesini tamamen engelledi. Sonra ise büyük bir zevkle kadının yanaklarından başlayarak boynunun her iki tarafını ve çenesini emerek ısırmaya devam etti. Hareketleri her ne kadar yavaş ve can açıtmayan türden olsa bile, kadın her iki bacağını bir birine sıkmaya çalışıyordu ve tabiiki bu durum adamın  dikkatinden kaçmamıştı . Tekrar pişkince sırıttıktan sonraysa kadının ellerini bırakarak boynundan sertçe çekti ve dudaklarını buluşturdu.

Mr. RİGHT and Mrs. WRONG •EnKay• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin