Yūzai (+18)

-3-

Korna sesi duymamla durdum, kafamı sağa çevirdim hızla araba geliyordu...
___________________________________
-Azra -

Kendimi yerde buldum, Allahtan çok hızlı yere düşmemiştim. Yanımdaki gence baktım benim iterek kurtarmıştı. Üstündeki formadan liseli olduğunu anlamıştım galiba okuldan kaçmıştı.
A: Hayatımı kurtardın sana çok minnettarım , çok teşekkür ederim. Adın ne?
?:Eren ve lütfen bir daha ki sefere daha dikkatli olun her zaman şanslı olamazsınız.
Ayağa kalktım, bu saatte burada ne işi vardı merak etmiştim.
A: Hey neden bu saatte okulda olmak yerine dışardasın?
E: Seni ilgilendirmez.
A: Sana şu ilerde gördüğün emniyette çalıştığımı söylesem?
Cevap vermedi sadece baktı çoktan emniyete gelmiştik, onu umursamadan içeri girdim. Odama vardığımda diğer dosyaları incelemeye başladım, günüm böyle geçmişti saat 19.00 oldu. Hava kararmıştı dışarıda yağmur yağıyordu tam kulaklıkları takıp müzik dinlemelik zamandı. Çıkış saati gelince eşyaları yerlerine yerleştirdim ve çıktım. Kulaklıklarımı takıp eve doğru yürüdüm 1 haftadır dinlediğim yaklaşık 13 saatlik olan playlistime kaldığım şarkıdan devam ettim. Eve varınca duşa girdim bir güzel uyudum. Saat 2 gibi uyanmıştım su içmeye mutfağa gittim sanırım Azra gelmişti onu takmamaya çalışarak suyumu içip odama uyumaya geri döndüm.

10 gün sonra

Vakalar biraz kafa karıştırıcı olsa da işimi seviyordum, saate bakmak için telefonuma uzanıyordum ki telefonuma mesaj geldi:

İEGM 1

Grubu eklendiniz

İrem Özdemir
Acil toplantı odasına gelin.
Toplantı odasına gitmek için asansörü çağırdım. Bir bildirim daha gelmişti.

olgunlaşan ama ruhu velet olanlar

Eylül İşler
Ew başladık yine

Kerem Uçak
Ne yapalım yatalım mı
Boşuna mı burada çalışıyoruz

Alp Ilıcak
Burda konuşacağınıza toplantı odasına gelin sizi bekliyoruz
Azra ü. bile var

Eylül İşler
Oha hemen geliyorum
Hepimiz toplantı odasında toplanmıştık, müdürü bekliyorduk.

İrem Hanım da gelmişti.

İ.Ö: *** Lisesinde bahçede bir kız ölü bulundu. Şimdi 2'li gruplar halinde gidiyorsunuz hızlı olun.

Odadan çıktım Azra'yla gitmeye karar verdim ve hemen Azra'nın yanına gittim. Arabadaydık, liseye varmak üzereydik. Yolculuk çok sessizdi, tek bir kelime dahi etmedik. Liseyi görebiliyordum, formalar çok tanıdıktı tabi ya beni araba çarpmasından kurtaran çocuğun formasıydı. Lisenin önüne gelince arabayı durdu, arabadan indim Azra da arabayı park etmeye gitti. Okul şeritlerle kapanmış öğrenciler evlerine gönderilmişti. Okulun girişindeki güvenliğe polis kimliğimi gösterip içeri girdim, diğerleri de buradaydı. Alp olay yerini inceliyordu. Ölen kızı gördüğüm kıza üzülmüştüm. Otopsi için hastaneye götürüldü, bir kaç öğrencilerden ifade almak gerekiyordu, onlarla da Kerem ilgileniyordu. İçimde çok garip bir his vardı, sanki bir şey eksik gibiydi.
İçimdeki ses okulun dışa bakan yönünde bir şeyler bulabilceğimi söylüyordu. Gittim etrafı inceliyordum, toprak değişik gelmişti gözüme. Toprak yeni kazılmış geri kapatılmış gibiydi. Elimle biraz toprağı sıyırdım, elime sert bir şey değdi, toprağı biraz daha sıyırdıktan bizim kullandığımız TP9 SF Elite-S modeli silahıyla karşılaştım. Bir kaç saniye şaşırdım, Azranın öksürme sesiyle kendime geldim. Elimdeki silaha bakıyordu, silahı istedi. Silahı inceliyordu, şarjörünü açtı gözlerindeki bakış değişmişti, anlamıştım ama bozuntuya vermemeye çalıştığı için tepki vermedim. Diğerleri bize doğru yaklaşmıştı.
Alp: Buradaki işimiz bitti, ifadelerle otopsi raporu kaldı. İfadelerle Kerem ilgilenecek. Kamera kayıtlarına bakıldı olayın tanıklarına ve Yağmur İnce'nin arkadaşlarının ifadeleri alıncak haberiniz olsun. Otopsi raporunu Eylül bize bildirecek, dağılabilirsiniz.

Azra bana doğru yaklaşıyordu:
Azra Ü: Eğer başka yerde işin yoksa seni eve bırakıcam
Azra: Tamamdır, başka yere gitmeyeceğim zaten.
Azra ü: arabaya bin geliyorum şimdi.
Arabanın yanına gittim, araba kilitliydi bu kız mal mı ya insan açar arabayı. Azraya seslendim:
Azra: AZRA ARABA KİLİTLİ BİNEMİYORUM
Bana doğru dönmüş, yürüyordu. Kapıları açtı arabaya bindik. Arabayı çalıştırdı eve gidiyorduk evimi özlemiştim. 10 15 dakika daha gittikten sonra arabayı durdu.
Azra Ü: Markete uğrayacağım bir şey istiyor musun?
Azra: Noodle ve 1 litrelik limonatalardan bir kaç tane alır mısın?
Azra Ü: okey.
Araba çok sıcaktı camı açtım etrafa bakıyordum, uyuyan bir kedi gördüm çok tatlıydı. Azra'nın evinde kalıyorum ama sanki Azra yokmuş kendi evimmiş gibi hissettiriyordu. Eve kedi almalıyım, umarım Azra izin verir kendi evime geçtikten sonra yanıma alırdım zaten; böyle düşünürken telefonun arama sesini duydum, Azranın telefonuydu açıp açmamak arasında tereddüt ettim. Karar verene kadar çoktan kapanmıştı ama 2 mesaj gelmişti. Merakıma yenik düşüp telefonu elime aldım, kilit ekranında normalde mesajlar görünmezdi şimdi görünüyordu. Mesajlarda şu yazıyordu:
Sevgilim umarım hediyemi almışsındır :)))
Her zamanki yerde seni bekliyorum.
-İlayda

Sevgilim mi? Her zaman ki yer mi?